TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
üzerinde {s} angetan {adj}
üzerinde {öt} auf {prp}
üzerinde {öt} betreffs {prp}
üzerinde {a} darauf {a}
üzerinde {adv} darüber {adv}
üzerinde {tan.} drauf {Art.}
üzerinde {adv} droben {adv}
üzerinde {adv} drüber {adv}
üzerinde {öt} oberhalb {prp}
üzerinde {öt} über {prp}
üzerinde araştırma yapmak {fi} nachforschen {v}
üzerinde baskı kurmak {allg} zusetzen {allg}
üzerinde bulundurmak {fi} umbehalten {v}
üzerinde bulunmak {fi} aufliegen {v}
üzerinde çalışmak {itr} bearbeiten {itr}
üzerinde durma {i} die Unterstreichung {f}
üzerinde durmak {v} Bedenken {v}
üzerinde durmak {v} betonen {v}
üzerinde düşünerek icat etmek {v} erdenken {v}
üzerinde düşünmeden {adv} leichthin {adv}
üzerinde fazla durma {i} die Überbetonung {f}
üzerinde fazla durmadan {s} routinemäßig {adj}
üzerinde fazla kafa yormadan {s} schematisch {adj}
üzerinde haç dikili ve küre şeklinde değerli mücevher {i} der Reichsapfel {m}
üzerinde hakkı olmak {fi} Anspruch haben auf {v}
üzerinde konuşulabilir {s} diskutierbar {adj}
üzerinde konuşulamayan şey {i} das Tabu {n}
üzerinde olmak {fi} anhaben {v}
üzerinde olmak {allg} bei sich haben {allg}
üzerinde tepinmek {fi} herumtrampeln {v}
üzerindekilerini çıkarmak {allg} entkleiden {allg}
üzerinden {öt} Hierüber {prp}
üzerinden {s} hinüber {adj}
üzerinden {a} über {a}
üzerinden {allg} von ... weg {allg}
üzerinden akmak {v} überschwappen {v}
üzerinden bakmak {fi} hinübersehen {v}
üzerinden bir yıl geçmek {fi} jähren {v}
üzerinden çıkarmak {v} abstreifen {v}
üzerinden dökülmek {fi} anhängen {v}
üzerinden epey zaman geçmek {fi} darauf gehen {v}
üzerinden geçilebilir {s} begehbar {adj}
üzerinden geçip gitmek {v} durchqueren {v}
üzerinden geçiş {i} die Befahrung {f}
üzerinden geçme {i} die Durchquerung {f}
Indirekte Treffer
... üzerinde hak iddia etmek {allg} Anspruch erheben auf ... {allg}
... üzerinde hakkı olmak {allg} Anspruch haben auf ... {allg}
20 khz üzerinde frekansa sahip ses dalgası {i} [elek]die Ultraschallwelle {f}
ağırlık üzerinde satmak {allg} nach Gewicht verkaufen {allg}
ahlak üzerinde düşünceler açıklamak {itr} moralisieren {itr}
alacak üzerinde rehin hakkı {i} [huk]das Forderungspfandrecht {n}
arsa üzerinde mülkiyet hakkı {allg} Eigentumsrecht am Grundstück {allg}
arsa üzerinde zilyetlik hakkı {allg} Besitzrecht auf ein Grundstück {allg}
ayak parmakları üzerinde yürüyen memeli {i} [hayb]der Zehengänger {m}
ayak sırıkları üzerinde yürümek {itr} stelzen {itr}
ayakları üzerinde durup eğilerek atlama beygiri durumu almak {allg} Bock machen {allg}
aynı güzergah üzerinde oturan {i} der Anlieger {m}
bas melodi üzerinde varyasyon yapma {i} [müz]die Passacaglia {f}
bir başka bitki veya ağaç üzerinde yetişen bitki {i} [bitk]die Überpflanze {f}
bir konu üzerinde çok çalışma {i} das Kopfzerbrechen {n}
bir küreyi kesen iki paralel düzlemin küre üzerinde belirlediği küre parçası {i} [mat]die Kugelhaube {f}
bir şey üzerinde çalışmak {v} arbeiten (an) {v}
bir şey üzerinde tasarruf sahibi olma {i} die Sachherrschaft {f}
bir şeyin üzerinde ısrarla durmak {allg} versteifen {allg}
birisi üzerinde saygı uyandırmak {allg} Respekt einflößen {allg}
bitkilerin üzerinde oluşan zehirli mantar {i} [bitk]das Mutterkom {n}
bunun üzerinde {adv} worauf {adv}
bunun üzerinde {öt} Hierüber {prp}
bunun üzerinde {adv} drauf {adv}
canlı hayvanlar üzerinde yapılan deney veya deney amaçlı ameliyat {i} [hek]die Vivisektion {f}
çok katlı ve üzerinde saksı koyma yeri bulunan çiçek koyma sehpası {i} die Blumenkrippe {f}
değeri üzerinde yazılı posta paketi {i} das Wertpaket {n}
deniz seviyesi üzerinde {s} hoch gelegen {adj}
denizler üzerinde egemenlik {i} [pol]die Seeherrschaft {f}
dizlerin üzerinde durmak {itr} knien {itr}
ekseni üzerinde dönmek {itr} rotieren {itr}
el üzerinde amuda durma {i} [sp]der Handstand {m}
elini bir şeyin üzerinde gezdirmek {itr} streichen {itr}
esas akdi üzerinde değişiklik yapan akit {i} der Änderungsvertrag {m}
esas akdi üzerinde değişiklik yapan akit {i} der Abänderungsvertrag {m}
eyer üzerinde sağlam oturan binici {s} bügelfest {adj}
gayrimenkul üzerinde rehin hakkı {i} das Immobiliarpfandrecht {n}
gerçek değerinin üzerinde sigorta ettirmek {v} überversichern {v}
harita üzerinde uzaklıkları ölçmeye yarayan cetvel {i} der Kurvenmesser {m}
hayvanlar üzerinde deney karşıtı {i} der Tierversuchsgegner {m}
hayvanlar üzerinde yapılan deney {i} der Tierversuch {m}
hisse senetleri üzerinde finasman {allg} Finanzierung über Aktien {allg}
ikizler üzerinde yapılan biyolojik ve ruhsal özellikler açısından araştırma {i} die Zwillingsforschung {f}
İngiltere, İskoçya, İrlanda, Shetland ve Orkney ülkelerinin üzerinde bulunduğu Britanya adaları {tnz} Britische Inseln {oA}
ipotek üzerinde zorunlu icra {allg} aus einer Hypothek zwangsvollstrecken {allg}
kağıt üzerinde kalmak {allg} auf dem Papier stehen {allg}
kandaki ürenin normalin üzerinde olması {i} die Urämie {f}
kira üzerinde anlaşma {i} die Mietvereinbarung {f}
kira üzerinde anlaşmazlıklar {ç} die Mietstreitigkeiten {pl}
konu üzerinde uzunca durmak {itr} verweilen {itr}
mallar üzerinde mülkiyet hakkı {allg} Eigentumsrecht an Waren {allg}
masanın üzerinde {allg} über dem Tisch {allg}
masrafları üzerinde bırakılmak şartıyla davayı red {allg} Klage abweisen {allg}
masrafları üzerinde bırakılmak şartıyla davayı reddetmek {allg} Klage abweisen {allg}
ne üzerinde {a} worüber {a}
ne üzerinde? {adv} worüber {adv}
neyin üzerinde? {adv} worauf {adv}
onun üzerinde {adv} worauf {adv}
onun üzerinde {adv} drauf {adv}
ortalamanın üzerinde {s} Überdurchschnittlich {adj}
oylarını bir aday üzerinde yoğunlaştırmak {itr} [pol]kumulieren {itr}
planlar üzerinde tartışmalı eğitim {i} [ask]das Planspiel {n}
şehir üzerinde kirli hava tabakası {i} der Smog {m}
şerit üzerinde serpme ekimi {i} die Streifenbreitsaat {f}
sözcük anlamı üzerinde çok önemle duran kişi {i} der Wortklauber {m}
sözcük anlamı üzerinde çok önemle durma {i} die Wortklauberei {f}
su üzerinde giden taşıt {i} das Wasserfahrzeug {n}
şunun üzerinde {adv} drauf {adv}
tek ayak üzerinde dönme {i} die Pirouette {f}
tüm dikkatleri üzerinde toplamaya çalışmak {fi} vordrängen {v}
ülke üzerinde ortak egemenlik {mn} Kondominat {mn}