TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
yapmak {fi} abhalten {v}
yapmak {fi} abschließen {v}
yapmak {fi} anfertigen {v}
yapmak {fi} anlegen {v}
yapmak {fi} anmachen {v}
yapmak {fi} anstellen {v}
yapmak {fi} aufbauen {v}
yapmak {fi} aufbrühen {v}
yapmak {fi} aufführen {v}
yapmak {fi} aufmauern {v}
yapmak {fi} ausführen {v}
yapmak {fi} ausrichten {v}
yapmak {fi} ausüben {v}
yapmak {v} bauen {v}
yapmak {v} bebauen {v}
yapmak {v} befingern {v}
yapmak {fi} begehen {v}
yapmak {v} besorgen {v}
yapmak {fi} betreiben {v}
yapmak {v} bewerkstelligen {v}
yapmak {v} bewirken {v}
yapmak {v} bilden {v}
yapmak {fi} durchführen {v}
yapmak {fi} durchnehmen {v}
yapmak {fi} einrichten {v}
yapmak {fi} erfüllen {v}
yapmak {v} erledigen {v}
yapmak {v} errichten {v}
yapmak {fi} erstellen {v}
yapmak {v} fabrizieren {v}
yapmak {v} fertigen {v}
yapmak {fi} hegen {v}
yapmak {fi} [tic]herstellen {v}
yapmak {v} konstruieren {v}
yapmak {fi} leisten {v}
yapmak {v} machen {v}
yapmak {fi} miterledigen {v}
yapmak {v} schließen {v}
yapmak {itr} sein {itr}
yapmak {v} tätigen {v}
yapmak {fi} treiben {v}
yapmak {v} Tun {v}
yapmak {v} veranstalten {v}
yapmak {v} verfertigen {v}
yapmak {v} verrichten {v}
yapmak {fi} verüben {v}
yapmak {v} [tiy]vollführen {v}
yapmak {fi} vornehmen {v}
yapmak {v} werfen {v}
yapmak {fi} [eko]widerhallen {v}
yapmak {itr} [eko]widerschallen {itr}
yapmak {itr} winken {itr}
yapmak {v} zimmern {v}
yapmak {fi} zurechtmachen {v}
yapmak için teklif etmek {fi} anerbieten {v}
yapmak istemediğini belirtmek {fi} weigern {v}
yapmak istemediğini söyleme {i} die Weigerung {f}
yapmak lütfunda bulunmak {itr} geruhen {itr}
yapmak üzere koyulmak {fi} darangehen {v}
yapmak üzereydim {allg} ich war nahe daran {allg}
yapmak zorunda kalmak {fi} überwinden {v}
yapmak zorunda olmak {allg} gezwungen sehen {allg}
yapmakla görevlendirilmiş {a} angehalten {a}
yapmaktan zevk alınan şey {i} die Spezialität {f}
Indirekte Treffer
-mış gibi yapmak {allg} [den]den Anschein geben {allg}
-mış gibi yapmak {fi} [Redw.]so tun als ob {v}
... numarası yapmak {fi} simulieren {v}
açıktan satış yapmak {v} [tic]blankieren {v}
açılış töreni yapmak {v} inaugurieren {v}
açılış töreni yapmak {fi} einweihen {v}
adaptasyon yapmak {v} adaptieren {v}
adli olarak tahkikat yapmak {allg} gerichtlich untersuchen {allg}
adli olarak takibat yapmak {allg} gerichtlich verfolgen {allg}
ağda yapmak {v} enthaaren {v}
ağır yapmak {v} ackern {v}
agrandisman yapmak {fi} vergrößern {v}
ağzı çok laf yapmak {itr} plappern {itr}
ağzı iyi laf yapmak {allg} ein gutes Mundwerk haben {allg}
ajanlık yapmak {v} bespitzeln {v}
ajanlık yapmak {itr} spionieren {itr}
ajanlık yapmak {allg} Spionage treiben {allg}
ajanlık yapmak {itr} schnüffeln {itr}
akit yapmak {allg} Abschluss erzielen {allg}
akit yapmak {allg} zu einem Abschluss kommen {allg}
akit yapmak {fi} kontrahieren {v}
akıl hocalığı yapmak {v} beraten {v}
aksiseda yapmak {itr} echoen {itr}
aktarma yapmak {fi} hinüberbringen {v}
aktarma yapmak {fi} Umsteigen {v}
alaşım yapmak {v} [kim]amalgamieren {v}
aldatmak amacıyla rol yapmak {fi} vortäuschen {v}
alelacele yapmak {v} überstürzen {v}
aleyhinde şahitlik yapmak {v} [huk]belasten {v}
alıntı yapmak {fi} zitieren {v}
alıntı yapmak {fi} anführen {v}
alış-veriş yapmak {fi} einkaufen {v}
alış-veriş yapmak amacıyla çarşıda yapılan gezinti {i} der Einkaufsbummel {m}
alıştırma yapmak {v} [ask]exerzieren {v}
alıştırma yapmak {i} die Einführung {f}
alıştırma yapmak {i} die Probearbeit {f}
alıştırma yapmak {i} die Übungsaufgabe {f}
alıştırma yapmak {i} die Abrichtung {f}
alıştırma yapmak {i} die Konditionierung {f}
alıştırma yapmak {i} die Übung {f}
alıştırma yapmak {i} die Gewöhnung {f}
alıştırma yapmak {i} das Seminar {n}
alıştırma yapmak {i} [sp]das Geschmeidigmachen {n}
alıştırma yapmak {itr} üben {itr}
alıştırma yapmak {itr} exerzieren {itr}
alıştırma yapmak {i} die Schulung {f}
alışveriş yapmak {v} erledigen {v}
alışveriş yapmak {fi} einkaufen {v}
alışveriş yapmak {fi} Besorgung machen {v}
alışveriş yapmak {allg} Besogungen machen {allg}
alışveriş yapmak {i} das Kaufen {n}
Allah büyük! Allah kerim! ne olursa olsun diyerek yapmak {allg} etwas auf gut Glück tun {allg}
alt yol yapmak {v} [yol]unterführen {v}
amatör olarak elişi yapmak {fi} basteln {v}
ambalaj yapmak {v} verpacken {v}
ampütasyon yapmak {v} [hek]amputieren {v}
anafor yapmak {fi} wirbeln {v}
analiz yapmak {v} untersuchen {v}
analizini yapmak {v} zergliedern {v}
anestezi yapmak {v} [hek]anästhesieren {v}
angarya yapmak {itr} fronen {itr}
aniden fren yapmak {allg} plötzlich bremsen {allg}
anıt yapmak {allg} Denkmäler errichten {allg}
anket yapmak {allg} eine Umfrage halten {allg}
anlaşma yapmak {fi} Abkommen schließen {v}
anonim şirket yapmak {allg} in eine Aktiengesellschaft umwandeln {allg}
antrenman yapmak {itr} [sp]üben {itr}
antrenman yapmak {itr} [sp]trainieren {itr}
antrenörlük yapmak {v} [sp]coachen {v}
aptal numarası yapmak {allg} dumm stellen {allg}
aptalca bir şey yapmak {allg} Zicken machen {allg}
aptallık yapmak {fi} anrichten {v}
ara iniş yapmak {fi} [hav]zwischenlanden {v}
arabayla gezinti yapmak {itr} kutschieren {itr}
arabayla gezinti yapmak {itr} kutschen {itr}
arabuluculuk yapmak {allg} Frieden stiften {allg}
araç ile U dönüşü yapmak {fi} umdrehen {v}
araca yükleme yapmak {v} verladen {v}
araçla dağıtım yapmak {v} ausfahren {v}
araçla gezinti yapmak {fi} spazieren fahren {v}