TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
kişi {i} der Anhang {m}
kişi {i} die Existenz {f}
kişi {i} das Individuum {n}
kişi {a} [dilb]man {a}
kişi {i} der Mann {m}
kişi {i} der Mensch {m}
kişi {i} die Jemand {f}
kişi {i} die Seele {f}
kişi {i} die Person {f}
kişi adılı {i} das Personalpronomen {n}
kişi adları bilimi {i} die Anthroponymie {f}
kişi araç kullanabilir {s} fahrtüchtig {adj}
kişi başına {allg} pro Kopf {allg}
kişi başına {allg} pro Person {allg}
kişi başına alınan vergi {i} die Kopfsteuer {f}
kişi başına borçlanma {i} die Pro-Kopf-Verschuldung {f}
kişi başına tüketim {i} der Pro-Kopf-Verbrauch {m}
kişi çabuk {s} fix {adj}
kişi çekilebilir {s} genießbar {adj}
kişi fazla çalışmış {s} überarbeitet {adj}
kişi ile ilgili {s} personal {adj}
kişi varlığı hakları {i} das Individualrechtsgut {n}
kişi varlığı hakları {i} das Rechtsgut {n}
kişi ve işlemler {i} das Postwesen {n}
kişibaşına düşmek {allg} auf jeden Einzelnen kommen {allg}
kişilerarası {a} zwischenmenschlich {a}
kişilere bağlı {s} [dilb]subjektiv {adj}
kişilerle konuşma sonucu ortaya çıkan yazı veya makale {i} die Reportage {f}
kişileştirme {i} die Personifikation {f}
kişileştirme {i} die Personifizierung {f}
kişileştirme {i} die Verkörperung {f}
kişileştirmek {v} personifizieren {v}
kişiliğe saldırı {allg} [huk]Angriff auf die Persönlichkeit {allg}
kişiliği zedeleme {i} die Verbalinjurie {f}
kişiliğini kaybetmiş {s} depraviert {adj}
kişilik {i} die Gesittung {f}
kişilik {i} die Individualität {f}
kişilik {i} die Personalität {f}
kişilik {i} die Persönlichkeit {f}
kişilik hakları {allg} [huk]fundamentale Rechte {allg}
kişilik haklarına saldırı {allg} [huk]Angriff auf die Persönlichkeit {allg}
kişilik hane {i} [tek]der Single-Haushalt {m}
kişilik tanımı {i} das Signalement {n}
kişilik tasviri {i} das Porträt {n}
kişilik testi {i} [ruhb]der Persönlichkeitstest {m}
kişilikdışı {a} unpersönlich {a}
kişiliksiz {i} der Hampelmann {m}
kişiliksiz {s} rückgratlos {adj}
kişiliksiz {s} unpersönlich {adj}
kişiliksiz kişi {i} der Schwächling {m}
kişiliksiz kişi {i} der Schwachmatikus {m}
kişilikten çıkarmak {v} entpersönlichen {v}
kişinin açık kimliği {ç} die Individualdaten {pl}
kişinin benliğini merkez sayan görüş {i} die Egozentrik {f}
kişinin en çok severek yediği yemek {i} das Lieblingsgericht {n}
kişinin hedeflediği şeyi ele geçirememesi {allg} etwas geht jemandem durch die Lappen {allg}
kişinin hukuku {i} [huk]das Personenrecht {n}
kişinin karakter özelliği {i} [demy]der Zug {m}
kişinin karakteristik özellikleri {i} der Charakter {m}
kişinin kimliği hakkında bilgiler {allg} Angaben zur Person {allg}
kişinin putlaştırılması {i} der Personenkult {m}
kişinin varlığı {allg} das eigene Ich {allg}
kişisel {adv} höchstpersönlich {adv}
kişisel {s} individuell {adj}
kişisel {s} personal {adj}
kişisel {s} personell {adj}
kişisel {s} persönlich {adj}
kişisel {s} privat {adj}
kişisel {s} [dilb]subjektiv {adj}
kişisel amaç {i} der Selbstzweck {m}
kişisel ayrım {allg} individuelle Differenz {allg}
kişisel bakım {i} die Pflege {f}
kişisel bilgisayar {i} der Personalcomputer {m}
kişisel birleşme {i} die Personenvereinigung {f}
kişisel birlik {i} die Personalunion {f}
kişisel cezayi önceden kaldırıcı neden {i} der Persönlicher Strafausschließungsgrund {m}
kişisel cezayı kaldıran neden {i} der Persönlicher Strafaufhebungsgrund {m}
kişisel çıkar {i} der Eigennutz {m}
kişisel çıkar {i} der Eigenvorteil {m}
kişisel çıkarı peşinde olmayan {s} uneigennützig {adj}
Indirekte Treffer
açgözlü kişi {i} der Raffzahn {m}
açık artırmada en yüksek fiyatı veren kişi {fm} Meistbietender {fm}
açık artırmada fiyat yükselten kişi {i} der Steigerer {m}
adada yaşayan kişi {i} der Insulaner {m}
adayları sınavlara hazırlayan kişi {i} der Repetitor {m}
adı bilinmeyen veya söylenmek istenmeyen kişi için kullanılan bilinmezlik {allg} [mat]x {allg}
adı geçen kişi {mf} Besagte {mf}
ağır hapis cezası almış kişi {i} der Zuchthäusler {m}
ağırkanlı kişi {i} der Phlagmatiker {m}
ağırkanlı kişi {i} der Plumpsack {m}
ağzı iyi laf yapan kişi {i} der Redner {m}
ağzı iyi laf yapan kişi {i} der Demagoge {m}
ağzının tadını bilen kişi {i} der Lecker {m}
ahlaki açıdan başkalarını eleştiren kişi {i} der Sittenrichter {m}
ahmak kişi {i} der Tor {m}
aidat ödeyen kişi {i} der Beitragszahler {m}
akılcı kişi {i} der Verstandesmensch {m}
akıllı kişi {i} die Leuchte {f}
alay etmeyi seven kişi {i} der Spassvogel {m}
alaycı kişi {i} der Spottvogel {m}
alaycı kişi {i} der Satiriker {m}
alayı seven kişi {i} der Spottvogel {m}
aleyhine dava temyiz olan kişi {fm} [huk]Berufungsbeklagte {fm}
alışkanlıkları ile yaşayan kişi {i} der Gewohnheitstier {m}
alışkanlıklarından vazgeçmeyen kişi {i} der Gewohnheitsmensch {m}
Allahın birliğine inanan kişi {i} [tek]der Monotheist {m}
ana dilinde konuşan kişi {allg} [dilb]native Speaker {allg}
anılan kişi {mf} Besagte {mf}
annesini öldüren kişi {i} der Muttermörder {m}
antika eşya biriktiren kişi {i} der Antiquitätensammler {m}
aptal kişi {i} der Schafskopf {m}
ara bozucu kişi {i} der Störenfried {m}
arabasını kendi kullanan kişi {i} der Selbstfahrer {m}
arabayı kullanan kişi {i} der Autofahrer {m}
aranan kişi {i} [hayb]der Schwarm {m}
arka arkaya sigara yakan kişi {i} der Kettenraucher {m}
asabi kişi {i} der Rappelkopf {m}
aşağılanmış kişi {i} der Outcast {m}
aşağılık kişi {i} der Fiesling {m}
asık suratlı kişi {i} [hayb]der Muffel {m}
askerlik yükümlüsü kişi {i} [ask]der Wehrpflichtige {m}
aslına uygun biçim getiren kişi {i} der Restaurator {m}
atıcılıkda ikinci gelen kişi {i} [sp]der Ritter {m}
atılgan kişi {i} [sp]der Stürmer {m}
ava meraklı kişi {i} der Nimrod {m}
avantacı kişi {i} der Schnorrer {m}
avantaj sağlayan kişi {i} der Nutznießer {m}
avcılık kurallarına aykırı avlanan kişi {i} der Schießer {m}
avutucu kişi {i} der Tröster {m}
ayaklanan kişi {i} der Meuterer {m}
ayırıcı kisi {i} der Sortierer {m}
aylak kişi {i} der Vagabund {m}
aynı anda iletişim araçları yardımıyla birkaç kişi ile birlikte görüşme yayını {i} die Konferenzsendung {f}
aynı bowling klübüne üye olan kişi {i} der Kegelbruder {m}
aynı evi paylaşan kişi {i} der Mitbewohner {m}
aynı kaderi paylaşan kişi {i} der Schicksalsgefährte {m}
aynı okuldan olan kişi {i} der Mitschüler {m}
aynı sıkıntıyı yaşayan kişi {i} der Leidensgenosse {m}
ayyaş kişi {i} der Trunkenbold {m}
azarlayan kişi {i} der Tadler {m}
azat edilen kişi {i} der Freigelassener {m}
azmettirici kişi {i} der Drahtzieher {m}
bağnaz kişi {i} der Schwärmer {m}
bağnaz kişi {i} der Zelot {m}
bağnaz kişi {i} der Spießer {m}
bağnaz kişi {i} der Spießbürger {m}
bakalorya sınavını vermiş kişi {i} der Bakkalaureus {m}
bakırı altına çeviren kişi {i} der Goldmacher {m}
balya bağlayan kişi {i} der Ballbinder {m}
barışçıl kişi {s} [coğ]nachgiebig {adj}
başka birisinin hak ve yükümlülüklerini üstlenen kişi {i} [huk]der Rechtsnachfolger {m}
başka birisinin veya bir şeyin yerine geçebilen kişi veya şey {i} das Surrogat {n}
başkalarına acı çektirerek zevk alan kişi {i} der Sadist {m}
başkalarına oyuncak olan kişi {i} das Spielzeug {n}
başkalarını da bu konuda eleştiren kişi {i} der Gesundheitsapostel {m}
başkalarını kışkırtan kişi {i} der Scharfmacher {m}
başkalarını korkutan kişi {i} der Schrecken {m}
başkalarının başına bela olan kişi {i} der Plagegeist {m}
başkalarının dediğini yapan kişi {i} der Hampelmann {m}
başkaldıran kişi {i} der Meuterer {m}