TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
bir {a} allein {a}
bir {adv} ein {adv}
bir {a} eine {a}
bir {a} Einer {a}
bir {i} die Eins {f}
bir {a} einzig {a}
bir {a} gemeinsam {a}
bir {a} gleich {a}
bir {s} mono {adj}
bir {a} vereinigt {a}
bir açıdan {adv} einerseits {adv}
bir açıklamada bulunmak {allg} eine Erklärung abgeben {allg}
bir açıyı ölçmek {allg} [mat]einen Winkel messen {allg}
bir ada ya da adacıklardan oluşan devlet {i} der Inselstaat {m}
bir adam {allg} ein Mann {allg}
bir adam boyu {s} mannshoch {adj}
bir adın söylenmesi {i} die Nennung {f}
bir adın yerini alan zarf {i} [dilb]das Pronominaladverb {n}
bir ağaç gövdesinden oyularak yapılmış kayık {i} der Einbaum {m}
bir ağaca tırmanmak {allg} auf einen Baum klettern {allg}
bir ağaçtan yuvarlak şekilde kesilmiş parça {i} die Dotze {f}
bir ah çekerek {allg} mit einem Ach {allg}
bir ailenin geçmiş tüm fertlerini gösteren ağaç biçimli çizelge {i} der Stammbaum {m}
bir ailenin ikinci evi {i} die Zweitwohnung {f}
bir ailenin kökeni {ç} die Stammeltern {pl}
bir ailenin oturabileceği ev {i} das Einfamilienhaus {n}
bir aileye içgüveysi girmek {allg} in eine Familie einheiraten {allg}
bir alacağı ödeme {allg} Befriedigung einer Forderung {allg}
bir alana ait özel dil {i} der Fachjargon {m}
bir alanda çok usta olan kişi {i} [ask]die Kanone {f}
bir alanda o işe yıllarını vermiş kişi {i} der Veteran {m}
bir alanda uzmanlaşmış mağaza {i} das Fachgeschäft {n}
bir alanda yüksek öğrenime başlamak {allg} ein Studium beginnen {allg}
bir alandaki tüm terimler {i} die Nomenklatur {f}
bir alanı baştan sona katetmek {fi} durchgehen {v}
bir alanın yanındaki arazi {i} das Randgebiet {n}
bir alet ile {allg} mit Hilfe eines Werkzeuges {allg}
bir alet yardımıyla {allg} mit Hilfe eines Werkzeuges {allg}
bir alışkanlığı bırakmak {allg} entwöhnen {allg}
bir Alman bulvar gazetesinin adı {i} das Bild {n}
bir Alman masal kahramanı {i} der Eulenspiegel {m}
bir alt kalite {s} zweitklassig {adj}
bir amaç uğruna sarf etmek {fi} daransetzen {v}
bir amaca yönelik {adv} intentional {adv}
bir amaca yönelik {s} methodisch {adj}
bir amaca yönelik {s} zweckgebunden {adj}
bir amaçla büyük halk kitlelerinin bir araya toplanması {i} [ask]das Massenaufgebot {n}
bir Amerikan dilbilim yöntemi {i} [dilb]der Distributionalismus {m}
bir an evvel {adv} flugs {adv}
bir an evvel {allg} möglichst rasch {allg}
bir an evvel {s} vorschnell {adj}
bir an önce {s} augenblicklich {adj}
bir an önce {adv} augenblicks {adv}
bir an önce {a} schleunigst {a}
bir anda {allg} im Handumdrehen {allg}
bir anda {allg} im Nu {allg}
bir anda {adv} unversehens {adv}
bir anda ölmüş sayılma {i} die Kommorientenvermutung {f}
bir anda oluveren {s} plötzlich {adj}
bir anlaşma yapmak {allg} eine Vereinbarung treffen {allg}
bir anlaşmayı mühürlemek {allg} einen Vertrag siegeln {allg}
bir anlaşmayı sınırlandırmak {v} verklauseln {v}
bir anlaşmayı tanzim etmek {allg} einen Vertrag entwerfen {allg}
bir anlık parıldamak {fi} aufleuchten {v}
bir antlaşmayı onaylamak {allg} einen Vertrag ratifizieren {allg}
bir aracının taşıyabileceği asgari ağırlık {i} das Ladegewicht {n}
bir araçla bir yeri baştan sona dolaşmak {allg} abfahren lassen {allg}
bir araçla karşı tarafa geçirmek {fi} überfahren {v}
bir arada {allg} auf einen Haufen {allg}
bir arada {adv} beieinander {adv}
bir arada {adv} beisammen {adv}
bir arada {adv} miteinander {adv}
bir arada {a} zusammen {a}
bir arada bağlamak {fi} beipacken {v}
bir arada bulunma {i} das Nebeneinander {n}
bir arada bulunmak {allg} beieinander sein {allg}
bir arada durmak {fi} zusammenstehen {v}
bir arada hesap etmek {fi} [mat]zusammenzählen {v}
bir arada muhafaza etmek {fi} zusammenhaften {v}
bir arada olma {i} das Zusammensein {n}