TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
kabul {i} [tic]die Abnahme {f}
kabul {i} das Akzept {n}
kabul {i} die Akzeptanz {f}
kabul {i} die Akzeptation {f}
kabul {i} die Anerkenntnis {f}
kabul {i} die Anerkennung {f}
kabul {i} die Annahme {f}
kabul {i} die Approbation {f}
kabul {i} die Audienz {f}
kabul {i} die Aufnahme {f}
kabul {i} die Bewilligung {f}
kabul {i} die Duldung {f}
kabul {i} das Eingeständnis {n}
kabul {i} der Einlass {m}
kabul {allg} einverstanden {allg}
kabul {allg} einverstanden! {allg}
kabul {i} die Entgegennahme {f}
kabul {i} der Konsens {m}
kabul {i} die Rezeption {f}
kabul {i} die Sanktion {f}
kabul {allg} topp! {allg}
kabul {i} [tic]die Übernahme {f}
kabul {i} die Zulassung {f}
kabul {i} die Zusage {f}
kabul bankası {i} das Akzepthaus {n}
kabul bankası {allg} [tic]akzeptierende Bank {allg}
kabul belgesi {i} der Annahmeschein {m}
kabul belgesi {i} die Bestellungsurkunde {f}
kabul beyanı {i} die Annahmeerklärung {f}
kabul cevabı {allg} bejahende Antwort {allg}
kabul eden {i} der Akzeptant {m}
kabul eden {i} der Annehmender {m}
kabul eden {i} der Annehmer {m}
kabul eden {i} der Rezeptionist {m}
kabul eden devletler {i} die Signatarmächte {f}
kabul eden kimse {i} der Akzeptant {m}
kabul edici {s} rezeptiv {adj}
kabul edildiği gibi {adv} zugestandenermaßen {adv}
kabul edilebilir {s} akzeptabel {adj}
kabul edilebilir {s} annehmbar {adj}
kabul edilebilir {s} annehmlich {adj}
kabul edilebilir {s} diskutabel {adj}
kabul edilebilir {s} diskutierbar {adj}
kabul edilebilir {s} plausibel {adj}
kabul edilebilir {s} probabel {adj}
kabul edilebilir fiyat {allg} annehmbarer Preis {allg}
kabul edilebilir olan {a} zulässig {a}
kabul edilebilir olan kanıt aracı {i} das Zulässiges Beweismittel {n}
kabul edilebilir olma {i} die Zulässigkeit {f}
kabul edilebilir olmak {allg} geht hin {allg}
kabul edilebilirlik {i} die Annehmbarkeit {f}
kabul edilebilirlik {i} die Annehmlichkeit {f}
kabul edilebilirlik koşulları {ç} [huk]die Zulässigkeitsvoraussetzungen {pl}
kabul edilemez {s} inakzeptabel {adj}
kabul edilemez {allg} nicht akzeptabel {allg}
kabul edilemez {s} unannehmbar {adj}
kabul edilir {a} akzeptfähig {a}
kabul edilme {i} der Eingang {m}
kabul edilmediği için geriye iade {allg} mangels Annahme zurück {allg}
kabul edilmek {allg} Annahme finden {allg}
kabul edilmek için sunmak {allg} zum Akzept vorlegen {allg}
kabul edilmez şekilde {s} ablehnend {adj}
kabul edilmiş {allg} mit Akzept versehen {allg}
kabul edilmiş {s} zulässig {adj}
kabul edilmiş {s} akzeptiert {adj}
kabul edilmiş hesap {allg} [tic]abzustimmendes Konto {allg}
kabul edilmiş poliçe {allg} [tic]akzeptierter Wechsel {allg}
kabul edilmiş senet {i} das Akzept {n}
kabul emri {i} die Annahmeanordnung {f}
kabul etme {i} die Abnahme {f}
kabul etme {i} die Akzeptierung {f}
kabul etme {i} die Anerkennung {f}
kabul etme {i} die Bejahung {f}
kabul etme {i} die Bewilligung {f}
kabul etme {i} die Billigung {f}
kabul etme {i} die Einbekennung {f}
kabul etme {i} der Empfang {m}
kabul etme {i} die Entgegennahme {f}
kabul etme {i} die Inkorporation {f}
kabul etme {i} [tic]die Übernahme {f}
Indirekte Treffer
acı gerçeği kabul etmek {fi} hinnehmen {v}
açık kabul {allg} ungedecktes Akzept {allg}
açık kabul {i} die Blankoannahme {f}
açık kabul {i} das Blankoakzept {n}
açıktan kabul {i} [tic]das Blankoakzept {n}
ademi kabul {i} die Annahmeverweigerung {f}
ağır kabul etmek {fi} schwer nehmen {v}
alacak talebini kabul etme {allg} Anerkennung einer Forderung {allg}
araya girme suretiyle kabul {i} das Ehrenakzept {n}
araya girme suretiyle kabul eden {i} der Ehrenakzeptant {m}
arz ve kabul {allg} Angebot und Annahme {allg}
aykırı olarak kabul edilen bir mezhebe mezhebe katılanların tümü {i} die Sekte {f}
banka kabul poliçesi {i} [eko]das Bankakzept {n}
bankaca kabul edilen poliçe {i} [eko]das Bankakzept {n}
beyaz kabul {i} das Blankoakzept {n}
bir derneğe kabul {allg} Aufnahme in einen Verein {allg}
bir ortağın kabul olunması {allg} Aufnahme eines Teilhabers {allg}
bir poliçeyi kabul edip bedelini ödemek {allg} einen Wechsel honorieren {allg}
bir şeyi kabul etmek {fi} abnehmen {v}
bir şeyi kabul etmek {allg} Ja zu etwas sagen {allg}
bir şeyi kabul etmek {allg} gelten lassen {allg}
bir şeyi kabul ettirmek {fi} durchdrücken {v}
bir şeyi zorla kabul ettirmek {fi} aufdrängen {v}
bir yasayı mecliste kabul etmek {allg} [huk]ein Gesetz verabschieden {allg}
birini görüşmeye kabul etmemek {allg} für jemanden nicht zu sprechen sein {allg}
birini tehdit ederek istediğini kabul ettirmek {allg} jemandem die Pistole auf die Brust setzen {allg}
birisine zorla kabul ettirmek {fi} auferlegen {v}
borcu kabul etmek {allg} eine Schuld anerkennen {allg}
borsa koduna kabul için başvuru {allg} Antrag auf Börsenzulassung {allg}
borsa koduna kabul için müracaat {allg} Antrag auf Börsenzulassung {allg}
bütçeyi kabul etmek {allg} Haushalt annehmen {allg}
bütçeyi kabul etmek {allg} Etat bewilligen {allg}
bütçeyi kabul etmek {allg} Haushalt verabschieden {allg}
çekinçeli kabul {allg} Annahme unter Vorbehalt {allg}
çoğunluğun isteğini kabul ettirmek {v} majorisieren {v}
daha sonra kabul etmek {fi} nachbewilligen {v}
dilekçeyi aynen kabul etmek {fi} Antrag unterstützen {v}
dilekçeyi kabul etmek {fi} einem Antrag stattgeben {v}
dilekçeyi kabul etmek {fi} Antrag bewilligen {v}
dini eğitim sonrası cemaate kabul etmek {v} [din]konfirmieren {v}
doğru olduğunu kabul etmek {fi} Eingestehen {v}
doğruluğunu kabul etmemek {v} bestreiten {v}
dolaşımdaki kabul senetleri {allg} Akzeptbuch im Umlauf {allg}
emre yazılı kabul {i} das Eigenakzept {n}
evlatlığa kabul {i} die Annahme {f}
evlatlığa kabul etmek {v} adoptieren {v}
evliliği kabul etmek {allg} sein Jawort geben {allg}
fikrini kabul ettirmek {fi} durchfechten {v}
fikrini kabul ettirmek {fi} durchdringen {v}
geçici kabul {allg} vorübergehende Einfuhr {allg}
geçit resmi kabul etmek {fi} abnehmen {v}
genel kabul {allg} unbedingte Annahme {allg}
genel kabul görmüş {allg} allgemein anerkannt {allg}
genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri {allg} Grundsätze ordnungsmäßiger Buchführung {allg}
gönderilen malı kabul etme {i} die Lieferannahme {f}
gönderileni kabul etmemek {allg} Lieferung verweigern {allg}
göreve kabul {i} die Indienstnahme {f}
hata ve eksikle birlikte kabul edilmek üzere {allg} Irrtümer und Auslassungen vorbehalten {allg}
herkes tarafından kabul edilen {s} unbestritten {adj}
herkesçe geçerli kabul edilen {s} unumstritten {adj}
herkesçe kabul edildiği gibi {adv} anerkanntermaßen {adv}
huzura kabul {i} die Audienz {f}
huzuruna kabul etmek {fi} vorlassen {v}
huzuruna kabul etmek {allg} eine Audienz erteilen {allg}
icabı kabul etmek {fi} Angebot annehmen {v}
ifadeyi kabul etmek {allg} [huk]Aussage bestätigen {allg}
imzalayarak kabul etmek {fi} [tic]quer schreiben {v}
ipotek kabul etmek {allg} Hypothek bewilligen {allg}
işe kabul etme {i} die Anstellung {f}
işlenen günahları kabul etme {i} [din]das Sündenbekenntnis {n}
isteğini zorla kabul ettirmek {fi} durchsetzen {v}
itiraz kabul etmez {s} unanfechtbar {adj}
itirazı kabul etmek {allg} einer Beschwerde stattgeben {allg}
itirazı kabul etmek {allg} einem Einspruch stattgeben {allg}
itirazı kabul etmek {allg} Beschwerde anerkennen {allg}
itirazı kabul etmemek {allg} Beschwerde zurückweisen {allg}
ısrarla isteklerinin kabul olmasını istemek {allg} mit der Faust auf den Tisch hauen {allg}
ısrarla isteklerininin kabul olmasını istemek {allg} auf den Tisch hauen {allg}