TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
açı {i} [mat]die Ecke {f}
açı {i} der Gesichtspunkt {m}
açı {i} der Gesichtswinkel {m}
açı {i} die Hinsicht {f}
açı {i} [mat]der Winkel {m}
acı {s} scharf {adj}
acı acı ağlamak {allg} bitterlich weinen {allg}
acı acı alay etmek {v} persiflieren {v}
acı acı inlemek {allg} bitter klagen {allg}
acı alay {i} die Persiflage {f}
acı badem {i} die Bittermandel {f}
acı badem {i} die Mandel {f}
acı bir tat bırakmak {allg} einen bitteren Nachgeschmack hinterlassen {allg}
acı çekerek {s} bitterlich {adj}
acı çekmek {itr} dulden {itr}
acı çekmek {fi} durchmachen {v}
acı çekmek {v} erleiden {v}
acı çekmek {itr} Angst {itr}
acı çekmek {fi} mitmachen {v}
acı çekmek {itr} seufzen {itr}
acı çekmek {allg} martern {allg}
acı çekmek {fi} quälen {v}
acı çekmek {itr} verbittern {itr}
acı çektirme {i} die Quälerei {f}
acı çektirmek {allg} grausam behandeln {allg}
acı çektirmek {allg} Leid antun {allg}
acı çektirmek {v} martern {v}
acı çektirmek {fi} peinigen {v}
acı çektirmek {v} quälen {v}
acı çektirmek {v} verbittern {v}
acı çektirmek {fi} weh tun {v}
acı çiğdem {allg} Colchicum autumnale {allg}
acı çiğdem {i} die Herbstzeitlose {f}
acı çığlığı {i} der Schmerzensschrei {m}
acı damkoruğu {i} die Dachhauswurz {f}
acı damkoruğu {allg} scharfer Mauerpfeffer {allg}
acı darbe {i} der Nackenschlag {m}
acı deneyim {allg} bittere Erfahrung {allg}
acı dolu {i} die Bitterkeit {f}
acı dolu {i} die Bitternis {f}
acı dülek {i} die Balsamapfel {f}
acı dülek {i} die Eselsgurke {f}
acı dülek {i} [bitk]der Granatapfel {m}
acı dülek {i} die Spritzgurke {f}
acı duyma sesleri {i} die Angstgeschrei {f}
acı duymak {allg} Schmerz spüren {allg}
acı gerçeği kabul etmek {fi} hinnehmen {v}
acı gerçek {allg} die nackte Wahrheit {allg}
acı gerçek {i} der Nackenschlag {m}
acı gerçek {allg} pure Wahrheit {allg}
acı gerçekleri kabullenmek {allg} etwas einstecken müssen {allg}
acı gözyaşları {allg} bittere Tränen {allg}
acı hatıra {i} der Nachgeschmack {m}
acı haykırış {i} das Jammergeschrei {n}
acı hıyar {i} die Koloquinte {f}
acı içinde kıvranmak {itr} seufzen {itr}
acı içki {i} der Bittere {m}
acı kader {allg} bittere Schicksal {allg}
açı kolu çapı {i} der Schenkeldurchmesser {m}
acı kuzumantarı {i} [bitk]der Bitterpilz {m}
acı Likör {i} der Magenbitter {m}
acı marul {i} [bitk]die Chicoree {f}
acı marul {allg} gemeine Wegwarte {allg}
acı marul {i} die Wegwarte {f}
acı marul {allg} Wilde Zichorie {allg}
acı marul {i} [bitk]die Zichorie {f}
açı ölçmek {v} [mat]winkeln {v}
acı patlıcana kırağı çalmaz {allg} unkraut vergeht nicht {allg}
acı patlıcanı kırağı çalmaz {allg} unkraut verdirbt nicht {allg}
acı pelin {i} der Absinth {m}
acı pelin {i} der Wermut {m}
acı ses {i} der Angstruf {m}
acı söz {s} herb {adj}
acı sözler {allg} ausfallende Worte {allg}
acı sözler {allg} bittere Worte {allg}
acı su {i} das Brackwasser {n}
acı tarafı {i} der Wermutstropfen {m}
açı ve büyüklüğe riayet {i} die Konformität {f}
acı veren {s} peinlich {adj}
acı veren {s} peinsam {adj}