DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
sprechen {v} görüşmek {fi}
sprechen {a} hitap etmek {a}
sprechen {a} konuşma {a}
sprechen {v} konuşmak {fi}
sprechen {v} söylemek {fi}
sprechen lernen {allg} konuşmayı öğrenmek {allg}
sprechende Blicke {allg} anlamlı gözler {allg}
sprechende Blicke {allg} konuşan gözler {allg}
Indirekte Treffer
auf jemanden gut zu sprechen sein {allg} birine sempatisi ve sevgisi olmak {allg}
dagegen sprechen {allg} aleyhte konuşmak {allg}
dagegen sprechen {allg} karşı konuşmak {allg}
deutsch sprechen {v} Almanca konuşmak {fi}
deutsch sprechen {v} Almanca konusmak {fi}
dezentes Sprechen {allg} kibar konuşma {allg}
dichterisches Sprechen {allg} şairane konuşma {allg}
die Wahrheit sprechen {allg} gerçeği söylemek {allg}
durch die Blume sprechen {allg} kinayeli konuşmak {allg}
ehrlich sprechen {allg} açıksözlülükle konuşmak {allg}
ein Gebet sprechen {allg} dua etmek {allg}
ein Gedicht sprechen {allg} bir şiir okumak {allg}
ein Ja sprechen {allg} evet demek {allg}
ein Machtwort sprechen {v} son sözü söylemek {fi}
ein Machtwort sprechen {v} el atmak {fi}
ein Machtwort sprechen {v} ağırlığını koymak {fi}
ein Machtwort sprechen {v} yetkisini kullanmak {fi}
ein Machtwort sprechen {v} söyleyeceğini söyleyip kestirip atmak {fi}
fließend sprechen {allg} akıcı olarak konuşmak {allg}
für jdn sprechen {allg} birisinin adına konuşmak {allg}
für jemanden nicht zu sprechen sein {allg} birini görüşmeye kabul etmemek {allg}
für sich sprechen {allg} besbelli olmak {allg}
für sich sprechen {allg} apaçık {allg}
Gutes sprechen {allg} birisi hakkında iyi konuşmak {allg}
heilig sprechen {v} aziz kılmak {v}
heilig sprechen {v} kutsamak {v}
jemandem aus dem Herzen sprechen {allg} biriyle hemfikirmiş gibi konuşmak {allg}
jemandem aus dem Herzen sprechen {allg} aynı şeyleri savunmak {allg}
jemandem aus der Seele sprechen {allg} birinin düşündüğü gibi konuşmak {allg}
langsam und deutlich sprechen {allg} tane tane ve anlaşılır şekilde konuşmak {allg}
leise sprechen {allg} alçak sesle konuşmak {allg}
mit jdm sprechen {prp-d} [Sprachw]görüşmek {öt-e}
mit jdm sprechen {allg} birisiyle konuşmak {allg}
mit sich selbst sprechen {allg} kendi kendine konuşmak {allg}
mitten im Sprechen stocken {allg} konuşmanın tam ortasında duralamak {allg}
mündig sprechen {v} [Jur.]rüştünü ispat etmek {fi}
mündig sprechen {v} [Jur.]erginliğe eriştiğini açıklamak {fi}
nicht korrekt sprechen {allg} şivesi bozuk konuşmak {allg}
Recht sprechen {v} hakimlik etmek {fi}
schauderhaft sprechen {allg} çok kötü konuşmak {allg}
sehr verhalten sprechen {v} pes perdeden konuşmak {fi}
sprechen lernen {allg} konuşmayı öğrenmek {allg}
unter vier Augen sprechen {allg} baş başa konuşmak {allg}
von ... sprechen {itr} -den söz etmek {itr}
zu sprechen kommen (auf etw.) {v} dem vurmak {v}