DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
Hand(spiel) {oA} [Sp]el ile topa temas etme {tnz}
Indirekte Treffer
abgekartetes Spiel {allg} [Sp]danışıklı dövüş {allg}
abgekartetes Spiel {allg} [Sp]şikeli maç {allg}
an der Hand fassen {allg} elinden tutmak {allg}
an die tote Hand veräußern {allg} vakıflar idaresine devretmek {allg}
an Hand von {allg} aracılığıyla {allg}
an Hand von {allg} sayesinde {allg}
an Hand von ... {allg} ... aracılığıyla {allg}
Anleihe der öffentlichen Hand {allg} kamu borçlanma senedi {allg}
auf der Hand liegen {v} besbelli olmak {fi}
aufs Spiel setzen {v} [Redw.]risk almak {fi}
aufs Spiel setzen {allg} bir şey riske etmek {allg}
aus der Hand geben {allg} elden çıkarmak {allg}
aus der Hand wahrsagen {allg} el falına bakmak {allg}
aus erster Hand {allg} doğrudan doğruya {allg}
aus erster Hand {allg} yetkili elden {allg}
aus erster Hand {allg} doğrudan {allg}
aus erster Hand {allg} ilkelden {allg}
aus erster Hand {allg} birinci elden {allg}
aus erster Hand {allg} ilk sahibinden {allg}
aus erster Hand {allg} ilk elden {allg}
aus erster Hand kaufen {allg} birinci elden satın almak {allg}
aus zweiter Hand {allg} kullanılmış {allg}
aus zweiter Hand {allg} ikinci elden {allg}
aus zweiter Hand {allg} ikinci el {allg}
aus zweiter Hand {allg} elden düşme {allg}
aus zweiter Hand kaufen {allg} ikinci elden satın almak {allg}
Ausgaben der öffentlichen Hand {allg} kamu sektörü harcamaları {allg}
bei dem Spiel Geld verlieren {allg} kumarda para kaybetmek {allg}
bei der Hand nehmen {allg} elinden tutmak {allg}
bei der Hand sein {allg} elinde hazır olmak {allg}
bewaffneter Hand {allg} eli silahlı olarak {allg}
das hat Hand und Fuß {allg} mantıklı {allg}
das hat Hand und Fuß {allg} bu akla çok yakın {allg}
das Heft in der Hand haben {allg} duruma hakim olmak {allg}
das liegt auf der Hand {allg} hesap meydanda {allg}
das liegt auf der Hand {allg} hesap ortada! {allg}
das Spiel beginnt {allg} maç başlıyor {allg}
das Spiel der Hände {allg} ellerin uyumlu hareketi {allg}
die flache Hand {allg} avuç {allg}
die flache Hand {allg} elin kısmı {allg}
die Hand auf {allg} [Naut.]Kuran üzerine yemin etmek {allg}
die Hand bieten {allg} elini uzatmak {allg}
die Hand des Schicksals {allg} feleğin çemberi {allg}
die Hand drücken {allg} birisinin elini sıkmak {allg}
die Hand drücken {allg} tokalaşmak {allg}
die Hand geben {allg} birisinin elini sıkmak {allg}
die Hand küssen {allg} ellerinden öpmek {allg}
die Hand schütteln {allg} birinin elini sıkmak {allg}
die Hand schütteln {allg} tokalaşmak {allg}
die Hand verbrühen {allg} elini haşlamak {allg}
die hohle Hand {allg} avuç içi {allg}
die öffentliche Hand {allg} kamuoyu {allg}
die öffentliche Hand {allg} kamu {allg}
die rechte Hand {allg} sağ el {allg}
dramatisches Spiel {allg} [Theat]dramatik oyun {allg}
Eigentum zur gesamten Hand {allg} elbirliği mülkiyeti {allg}
ein hervorragendes Spiel liefern {allg} [Sp]mükemmel bir oyun sergilemek {allg}
ein langes Spiel {allg} uzun bir oyun {allg}
ein misslungenes Spiel {allg} fiyasko ile sonuçlanan bir oyun {allg}
ein Spiel austragen {v} maç yapmak {fi}
ein Spiel mit dem Feuer {allg} ateşle oynamak {allg}
eine glückliche Hand haben {allg} şanslı olmak {allg}
eine glückliche Hand haben {allg} eli çok marifetli olmak {allg}
eine offene Hand haben {allg} cömert olmak {allg}
eine offene Hand haben {allg} eli açık olmak {allg}
einen Trumpf in der Hand haben {allg} elinde son kozu kalmak {allg}
er hat seine Hand im Spiel {allg} bu işte onun parmağı var {allg}
erstklassiges Spiel {allg} kaliteli bir maç {allg}
es lässt sich nicht von der Hand weisen {allg} bu inkar edilemez {allg}
es lässt sich nicht von der Hand weisen {allg} bu reddedilemez {allg}
etwas das Hand und Fuß hat {allg} elle tutulur gözle görülür {allg}
etwas in die Hand nehmen {allg} bir işi ele almak {allg}
etwas von langer Hand vorbereiten {allg} planlamak {allg}
etwas von langer Hand vorbereiten {allg} çok önceden dikkatle hazırlamak {allg}
flache Hand {allg} el ayası {allg}
flache Hand {allg} al ayası {allg}
freie Hand haben {allg} yetki sahibi olmak {allg}
freie Hand haben {allg} istediğini yapmakta serbest olmak {allg}
freies Spiel {allg} serbest oyun {allg}
für jemanden die Hand ins Feuer legen {allg} biri için tehlikeye atılmak {allg}