DeutschTürkisch 
Abkürzungen
ins in das ... İçine
Direkte Treffer
ins Abseits geraten {allg} [Sp]gözden düşmek {allg}
ins Abseits geraten {allg} [Sp]ofsayta düşmek {allg}
ins Auge fallen {allg} dikkat çekmek {allg}
ins Auge fallen {allg} göze çarpmak {allg}
ins Auge fassen {v} derpiş etmek {fi}
ins Auge fassen {v} göz önüne almak {fi}
ins Auge fassen {v} göze almak {fi}
ins Aus schlagen {allg} [Sp]topu avuta atmak {allg}
ins Ausland {allg} yurt dışına {allg}
ins Ausland fahren {allg} yurtdışına gitmek {allg}
ins Ausland versenden {allg} ihraç etmek {allg}
ins Auto steigen {allg} arabaya binmek {allg}
ins Berufsleben einsteigen {allg} hayatına atılmak {allg}
ins Bett gehen {v} yatağa girmek {fi}
ins Bett gehen {v} yatmak {fi}
ins Bett legen {allg} yatağa yatırmak {allg}
ins Bett machen {allg} yatağı ıslatmak {allg}
ins Bett machen {allg} yatarken altına yapmak {allg}
ins Bett steigen {allg} yatağa girmek {allg}
ins Bild setzen {allg} bilgi vermek {allg}
ins Bild setzen {allg} haberdar etmek {allg}
ins Blaue fahren {allg} bir hedef belirlemeden yola çıkmak {allg}
ins Blaue hinein {allg} gelişigüzel {allg}
ins Blaue hinein {allg} rasgele {allg}
ins Detail gehen {allg} ayrıntıya girmek {allg}
ins Detail gehen {allg} detaylarına girmek {allg}
ins eigene Fleisch schneiden {allg} kendi kendine zarar vermek {allg}
ins eigene Fleisch schneiden {allg} öfkeyle kalkıp zararla oturmak {allg}
ins einzelne gehen {v} ayrıntılara inmek {fi}
ins Exil gehen {v} sürgüne gitmek {fi}
ins Exil schicken {v} sürgüne göndermek {fi}
ins Extreme treiben {allg} iyice azıtmak {allg}
das ins Fäustchen lachen {n} bıyık altından gülmek {i}
ins Feld ziehen {allg} [mil.]sefere başlamak {allg}
ins Fettnäpfchen treten {v} baltayı taşa vurmak {fi}
ins Fettnäpfchen treten {v} bamteline basmak {fi}
ins Fettnäpfchen treten {v} çam devirmek {fi}
ins Fettnäpfchen treten {v} damarına basmak {fi}
ins Fettnäpfchen treten {v} gaf yapmak {fi}
ins Fettnäpfchen treten {v} pot kırmak {fi}
ins Feuer werfen {allg} ateşe atmak {allg}
ins Garn gehen {allg} tuzağa düşmek {allg}
ins Garn locken {s*be} [Redw.]ağa düşürmek {s*be}
ins Gedächtnis rufen {allg} aklına getirmek {allg}
ins Gedächtnis rufen {allg} hatırlatmak {allg}
ins Gedächtnis rufen {allg} birisine bir şeyi hatırlatmak {allg}
ins Gedächtnis zurückrufen {v} hatırına getirmek {fi}
ins Gedächtnis zurückrufen {allg} anımsamak {allg}
ins Gedächtnis zurückrufen {allg} anmak {allg}
ins Gedächtnis zurückrufen {allg} bir şeyi hatırlamak {allg}
ins Gedränge kommen {v} sıkıntıya düşmek {fi}
ins Gedränge kommen {v} zor duruma düşmek {fi}
ins Gefängnis kommen {v} içeri girmek {fi}
ins Gefängnis werfen {allg} hapse atmak {allg}
ins Gefängnis werfen {allg} kodese tıkmak {allg}
ins Gegenteil verkehren {v} tersine çevirmek {fi}
ins Gehege kommen {allg} birisinin işini bozmak {allg}
ins Gehege kommen {allg} işine karışmak {allg}
ins Geld laufen {allg} çok para tutmak {allg}
ins Gerede kommen {allg} dedikodu konusu olmak {allg}
ins Gerede kommen {allg} dile düşmek {allg}
ins Gerede kommen {allg} dillere düşmek {allg}
ins Gesicht lachen {allg} yüzüne gülmek {allg}
ins Gesicht schlagen {allg} suratına çarpmak {allg}
ins Gesicht schleudern {allg} suçu yüzüne vurmak {allg}
ins Gesicht speien {allg} birisinin yüzüne tükürmek {allg}
ins Gespräch kommen {allg} diyaloğa girmek {allg}
ins Gespräch kommen {allg} görüşmelere başlamak {allg}
ins Gespräch kommen {allg} konuşmaya girmek {allg}
ins Gespräch mischen {allg} lafa karışmak {allg}
ins Gespräch mischen {allg} söze girmek {allg}
ins Gewicht fallen {v} ağır basmak {fi}
ins Gewicht fallen {v} önemli olmak {fi}
ins Gewissen reden {allg} vicdanına seslenmek {allg}
ins Gleichgewicht bringen {v} balanzieren {fi}
ins Gleichgewicht bringen {v} dengelemek {fi}
ins Gleichgewicht kommen {allg} denk hale gelmek {allg}
ins Gleichgewicht kommen {allg} denkleşmek {allg}
ins Grab bringen {allg} birisinin başını yemek {allg}
ins Gras beißen {allg} gebermek {allg}