ortaya {adv} | mitten {adv} |
|
ortaya {allg} | zutage treten {allg} |
|
ortaya almak {v} | umringen {v} |
|
ortaya almak {v} | umzingeln {v} |
|
ortaya atmak {fi} | anschneiden {v} |
|
ortaya atmak {fi} | aufwerfen {v} |
|
ortaya atmak {v} | lancieren {v} |
|
ortaya ayarlamak {v}
[tek] | zentrieren {v} |
|
ortaya bir soru sormak {allg} | eine Frage aufwerfen {allg} |
|
ortaya çıkan {i} | die Folge {f} |
|
ortaya çıkan ürün {i} | das Folgeprodukt {n} |
|
ortaya çıkarma {i} | die Aufdeckung {f} |
|
ortaya çıkarma {i} | die Aufklärung {f} |
|
ortaya çıkarma {i} | die Ausforschung {f} |
|
ortaya çıkarma {i} | die Bewerkstelligung {f} |
|
ortaya çıkarma {i} | die Enttarnung {f} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | aufbringen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | aufdecken {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | aufstechen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | auftreiben {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | ausforschen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | ausspionieren {v} |
|
ortaya çıkarmak {itr} | bekunden {itr} |
|
ortaya çıkarmak {v} | bewerkstelligen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | entdecken {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | entlarven {v} |
|
ortaya çıkarmak {a} | ergeben {a} |
|
ortaya çıkarmak {v} | ergründen {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | erzeigen {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | fletschen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | generieren {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | herausarbeiten {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | herausbekommen {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | lancieren {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | lüften {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | machen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | offenlegen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | rauskriegen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | spitzkriegen {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | zeugen {v} |
|
ortaya çıkarmak {adv} | zutage bringen {adv} |
|
ortaya çıkıp anlaşılmak {fi} | ergeben {v} |
|
ortaya çıkış {i} | die Geburt {f} |
|
ortaya çıkış {i} | die Entstehung {f} |
|
ortaya çıkıştaki ilişki {i} | der Entstehungszusammenhang {m} |
|
ortaya çıkıyor {allg} | es malt sich {allg} |
|
ortaya çıkma {i} | der Aufgang {m} |
|
ortaya çıkma {i} | das Auftreten {n} |
|
ortaya çıkma {i} | die Manifestation {f} |
|
ortaya çıkmak {fi} | an den Tag kommen {v} |
|
ortaya çıkmak {itr} | anfallen {itr} |
|
ortaya çıkmak {allg} | auf der Bildfläche erscheinen {allg} |
|
ortaya çıkmak {i} | das Aufkommen {n} |
|
ortaya çıkmak {fi} | auflodern {v} |
|
ortaya çıkmak {fi} | auftauchen {v} |
|
ortaya çıkmak {fi} | auftreten {v} |
|
ortaya çıkmak {fi} | ausbrechen {v} |
|
ortaya çıkmak {fi} | daherkommen {v} |
|
ortaya çıkmak {itr} | durchbrechen {itr} |
|
ortaya çıkmak {itr} | entstehen {itr} |
|
ortaya çıkmak {itr} | erstehen {itr} |
|
ortaya çıkmak {fi} | herauskommen {v} |
|
ortaya çıkmak {fi} | heraustreten {v} |
|
ortaya çıkmak {fi} | in Erscheinung treten {v} |
|
ortaya çıkmak {itr} | Inkarnieren {itr} |
|
ortaya çıkmak {allg} | ausprägen {allg} |
|
ortaya çıkmak {fi} | bemerkbar machen {v} |
|
ortaya çıkmak {allg} | darbieten {allg} |
|
ortaya çıkmak {fi} | einstellen {v} |
|
ortaya çıkmak {allg} | entpuppen {allg} |
|
ortaya çıkmak {fi} | erweisen {v} |
|
ortaya çıkmak {fi} | herausstellen {v} |
|
ortaya çıkmak {fi} | zeigen {v} |
|
ortaya çıkmak {fi} | vorfallen {v} |
|
ortaya çıkmak {fi} | zum Durchbruch kommen {v} |
|
ortaya çıkmak {fi} | zustande kommen {v} |
|
ortaya çıkmak {fi} | zutage treten {v} |
|
ortaya çıkmasını engellemek {v} | unterdrücken {v} |
|
ortaya çıkmasını önlemek {fi} | totschweigen {v} |
|
ortaya fikir atmak {fi} | anbringen {v} |
|
ansızın ortaya çıkan {s} | akut {adj} |
|
ansızın ortaya çıkmak {fi} | plötzlich auftauchen {v} |
|
beyinsel çalışma sonucu yeni bir şey ortaya çıkartmak {v} | verarbeiten {v} |
|
bir enfeksiyon etkeninin vücuda girişinden enfeksiyon belirtilerinin ortaya çıkışına kadar geçen süre {i} | die Inkubation {f} |
|
bir plan ortaya atmak {allg} | einen Plan hinwerfen {allg} |
|
bir şeyde ortaya çıkmak {allg} | ausleben {allg} |
|
bir sırrı ortaya çıkarmak {allg} | ein Geheimnis aufdecken {allg} |
|
bir sırrı ortaya çıkarmak {v} | entschleiern {v} |
|
birden ortaya çıkmak {fi} | Aufkommen {v} |
|
birdenbire ortaya çıkan ve hızla gelişen hastalık {allg}
[hek] | akute Krankheit {allg} |
|
birdenbire ortaya çıkmak {fi} | aufflammen {v} |
|
birisinin gizli işlerini ortaya çıkarmak {allg} | auf die Spur kommen {allg} |
|
bölünme yoluyla ortaya çıkmış {s} | schizogen {adj} |
|
cesaretle ortaya atılmak {fi} | erkühnen {v} |
|
doğru olduğunun ortaya çıkması {allg} | bewahrheiten {allg} |
|
düzenli olarak belirli aralıklarla ekonomik krizlerin ortaya çıkması {i} | der Krisenzyklus {m} |
|
eser ortaya koyma {i} | die Schaffung {f} |
|
evlat edinmeden dolayı ortaya çıkan akrabalık {i} | die Adoptivverwandtschaft {f} |
|
evlenme sonucu ortaya çıkan akrabalık {allg} | verschwägert {allg} |
|
foyası ortaya çıkmak {fi} | entpuppen {v} |
|
foyası ortaya çıkmak {allg} | enthüllen {allg} |
|
foyası ortaya çıkmak {fi} | verraten {v} |
|
foyasını ortaya çıkarma {i} | die Entlarvung {f} |
|
foyasını ortaya çıkarmak {fi} | entlarven {v} |
|
foyasını ortaya çıkarmak {v} | demaskieren {v} |
|
futbolda ortaya pas atmak {fi}
[sp] | durchspielen {v} |
|
gerçek niyetini ortaya çıkarmak {v} | demaskieren {v} |
|
gerçek yüzünü ortaya çıkarma {i} | die Demaskierung {f} |
|
güç durum sonucu ortaya çıkan komik durum {i} | die Situationskomik {f} |
|
gücü ortaya çıkmamış olan {s} | potenzial {adj} |
|
hatasını ortaya çıkarmak {v} | enthüllen {v} |
|
hatasını ortaya çıkarmak {fi} | aufzeigen {v} |
|
hücre veya doku canlılığını kaybetmesi ile ortaya çıkan bir durum {i} | die Nekrose {f} |
|
iki olgunun aynı anda ortaya çıkma ihtimali {i} | die Kontingenz {f} |
|
ışın kırılması sebebiyle ortaya iki görünüm çıkması {i}
[fiz] | die Doppelbrechung {f} |
|
kişilerle konuşma sonucu ortaya çıkan yazı veya makale {i} | die Reportage {f} |
|
kırmızı suyosunlarının bir araya toplanmasıyla ortaya çıkan kırmızı renkli deniz görüntüsü {i}
[hek] | der Blutsee {m} |
|
kısa bir zamanda ortaya çıkmak {fi} | bevorstehen {v} |
|
koyut ortaya atmak {v} | postulieren {v} |
|
meseleyi tüm çıplaklığıyla ortaya koymak {fi} | bloßlegen {v} |
|
mevsimsel olarak ortaya çıkan {s} | saisonbedingt {adj} |
|
mitolojide geceleri ortaya çıkan cin {i} | die Drude {f} |
|
olay sonucu ortaya çıkan yeni bir olay {i} | das Nachspiel {n} |
|
ortaya almak {v} | umzingeln {v} |
|
ortaya almak {v} | umringen {v} |
|
ortaya atmak {fi} | anschneiden {v} |
|
ortaya atmak {v} | lancieren {v} |
|
ortaya atmak {fi} | aufwerfen {v} |
|
ortaya ayarlamak {v}
[tek] | zentrieren {v} |
|
ortaya bir soru sormak {allg} | eine Frage aufwerfen {allg} |
|
ortaya çıkan {i} | die Folge {f} |
|
ortaya çıkan ürün {i} | das Folgeprodukt {n} |
|
ortaya çıkarma {i} | die Ausforschung {f} |
|
ortaya çıkarma {i} | die Aufklärung {f} |
|
ortaya çıkarma {i} | die Aufdeckung {f} |
|
ortaya çıkarma {i} | die Enttarnung {f} |
|
ortaya çıkarma {i} | die Bewerkstelligung {f} |
|
ortaya çıkarmak {v} | erzeigen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | rauskriegen {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | bewerkstelligen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | herausbekommen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | aufstechen {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | ergründen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | offenlegen {v} |
|
ortaya çıkarmak {itr} | bekunden {itr} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | herausarbeiten {v} |
|
ortaya çıkarmak {adv} | zutage bringen {adv} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | aufdecken {v} |
|
ortaya çıkarmak {a} | ergeben {a} |
|
ortaya çıkarmak {v} | machen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | aufbringen {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | ausspionieren {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | generieren {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | zeugen {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | entlarven {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | lüften {v} |
|
ortaya çıkarmak {fi} | ausforschen {v} |
|
ortaya çıkarmak {v} | fletschen {v} |
|