TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
evi beklemek {allg} das Haus hüten {allg}
evi boş bulmak {allg} eine sturmfreie Bude haben {allg}
evi boşaltmak {fi} auskramen {v}
evi boşaltmak {fi} ausziehen {v}
evi çekip çeviren kadın {i} die Hausdame {f}
evi çevirme {i} die Menage {f}
evi geçindirme parası {i} das Wirtschaftsgeld {n}
evi hiç kirletmeyen hayvan {s} stubenrein {adj}
evi idare etmek {fi} haushalten {v}
evi istediği gibi kullanabilmek {allg} eine sturmfreie Bude haben {allg}
evi paylaşan {i} der Hausgenosse {m}
evi sıvamak {fi} abputzen {v}
evi yanmış {s} abgebrannt {adj}
evimizde {allg} in unseren vier Wänden {allg}
evin altına bodrum katı yapmak {v} unterkellern {v}
evin ana kapısı {i} das Haustor {n}
evin arka kısmı {i} das Hinterhaus {n}
evin arka tarafı {i} das Hintergebäude {n}
evin bulunduğu yer {i} die Wohnlage {f}
evin dışı {i} das Freie {n}
evin dışında {s} aushäusig {adj}
evin dışında {allg} außer Haus {allg}
evin dışında evi çarpmalara karşı koruyan büyük taş {i} der Prellstein {m}
evin geçimini temin eden kişi {i} der Verdiener {m}
evin içine doğru uzanan balkon {i} die Loggia {f}
evin mevkii {i} die Wohnlage {f}
evin reisi {allg} Herr des Hauses {allg}
evin uşağı {allg} ein Mädchen für alles {allg}
evin üst tarafı {i} das Hausdach {n}
evin üstüne kat çıkmak {fi} aufbauen {v}
evin yan cephesi {i} die Giebelseite {f}
evinde göz hapsi {i} [huk]der Hausarrest {m}
evinde tamirat işlerini kendi yapan kimse {i} der Heimwerker {m}
evinden çıkarma {i} die Umquartierung {f}
evine bağlı {allg} häuslich {allg}
evine getirmek {fi} heimholen {v}
evine hoşgeldin {allg} willkommen zu Hause {allg}
evine kadar bırakmak {allg} nach Hause mitbringen {allg}
evine kadar eşlik etmek {fi} heimbegleiten {v}
evine kadar götürmek {fi} heimbringen {v}
evini değiştirme {i} die Umquartierung {f}
evini kiraya veren ev sahibesi {i} die Hauswirtin {f}
evini kiraya veren ev sahibi {i} der Hauswirt {m}
evire çevire {allg} um und um {allg}
evire çevire {s} windelweich {adj}
evire çevire incelemek {v} begucken {v}
evire çevire uzatmak {fi} lang drehen {v}
evire çevire yıkamak {v} schwenken {v}
evirip çevirmek {allg} hin und her drehen {allg}
evirmek {v} umwandeln {v}
evirtim {i} die Inversion {f}
evirtim {i} die Umkehrung {f}
evişi {i} die Wirtschaft {f}