TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
acıdan bağırmak {allg} vor Schmerzen schreien {allg}
acıdan iki büküm olmak {fi} biegen {v}
acıdan inlemek {allg} vor Schmerz stöhnen {allg}
acıdan kıvranmak {allg} die Engel im Himmel singen hören {allg}
acıdan kıvranmak {allg} drehen und winden {allg}
acıdan kıvranmak {allg} vor Schmerzen winden {allg}
Indirekte Treffer
acıdan bağırmak {allg} vor Schmerzen schreien {allg}
acıdan iki büküm olmak {fi} biegen {v}
acıdan inlemek {allg} vor Schmerz stöhnen {allg}
acıdan kıvranmak {allg} vor Schmerzen winden {allg}
acıdan kıvranmak {allg} drehen und winden {allg}
acıdan kıvranmak {allg} die Engel im Himmel singen hören {allg}
ahlaki açıdan başkalarını eleştiren kişi {i} der Sittenrichter {m}
ahlaki açıdan iki yüzlü {s} moralinsauer {adj}
ahlaki açıdan ikiyüzlülük {i} das Moralin {n}
bir açıdan {adv} einerseits {adv}
bir meseleyi dar açıdan ele almak {allg} isoliert betrachten {allg}
bu açıdan {allg} in dieser Hinsicht {allg}
bu açıdan {allg} unter diesem Gesichtswinkel {allg}
bu açıdan {allg} in dieser Beziehung {allg}
bu açıdan {allg} unter diesem Gesichtspunkt {allg}
bu açıdan {adv} daraufhin {adv}
bu açıdan {adv} insoweit {adv}
bu açıdan {öt} insofern {prp}
cerrahi açıdan {s} operativ {adj}
cerrahi açıdan müdahale etmek {v} [hek]operieren {v}
cinsel açıdan çekicilik {i} der Sex-Appeal {m}
cinsel açıdan çekicilik {i} der Sex {m}
cinsel açıdan olgunlaşma {i} die Pubeszenz {f}
cinsel açıdan soğuk {s} geschlechtslos {adj}
cinsel açıdan tahrik olmuş {s} scharf {adj}
cinsel açıdan yasak tanımayan {s} unkeusch {adj}
cinsel açıdan yasak ve sınır tanımama {i} die Unkeuschheit {f}
dilsel açıdan yazılı belge {i} [dilb]das Sprachdenkmal {n}
dini açıdan fazla katı {s} [din]orthodox {adj}
ekonomik açıdan {allg} in wirtschaftlicher Hinsicht {allg}
ekonomik açıdan gelişmek {itr} prosperieren {itr}
ekonomik ve politik açıdan bir yere bağlı olan bölge {i} das Hinterland {n}
ekonomik veya sosyal açıdan birbirine bağlı insanlar {i} die Seilschaft {f}
finansal açıdan {allg} in finanzieller Hinsicht {allg}
gençliğin fıziksel ve ahlaki açıdan korunması {i} der Jugendschutz {m}
her açıdan {allg} in jeder Beziehung {allg}
her açıdan {allg} in jeder Hinsicht {allg}
her açıdan anlamak {v} überblicken {v}
her açıdan etrafa bakış {i} die Umschau {f}
her iki açıdan da zarar getirebilecek durum {s} zweischneidig {adj}
hukuki açıdan {s} [huk]formaljuristisch {adj}
hukuki açıdan {s} [huk]formalrechtlich {adj}
ideolojik açıdan etkilemek {v} indoktrinieren {v}
jeopolitik açıdan {s} geopolitisch {adj}
kültürel açıdan düşük düzeyde {s} primitiv {adj}
kültürel açıdan geliştirme {i} die Kultivierung {f}
kültürel açıdan geliştirmek {v} kultivieren {v}
kültürel açıdan kendini geliştirememişlik {i} die Kulturlosigkeit {f}
kurban keserek dini açıdan arınma {i} die Lustration {f}
mali açıdan zayıf {a} finanzschwach {a}
manevi açıdan yeniden doğuş {i} die Wiedergeburt {f}
mesleki açıdan zirvede olma {i} die Spitzenposition {f}
o açıdan {öt} insofern {prp}
parasal açıdan kendi kendi yeten {s} autark {adj}
parasal açıdan kendi kendine yeten {s} autark {adj}
parasal açıdan kendi kendine yetme {i} die Autarkie {f}
politik açıdan önemli {i} das Politikum {n}
sanatsal açıdan üretici {allg} eigenschöpferisch {allg}
sosyal açıdan çevre {i} das Umfeld {n}
sosyal açıdan düşük {s} niedrig {adj}
sosyal açıdan düşük çevre {i} [coğ]die Niederung {f}
sosyal açıdan kendini geliştirmemiş {s} kulturlos {adj}
şu açıdan {adv} daraufhin {adv}
taktik açıdan {s} taktisch {adj}
termodinamik açıdan {s} thermodynamisch {adj}
vaziyeti iyimser bir açıdan değerlendirmek {allg} den Zustand optimistisch beurteilen {allg}
yasal ve gerçek açıdan {allg} in rechtlicher und tatsächlicher Hinsicht {allg}
zihinsel açıdan yasal sorumluluk üstlenebilir durumda olma {s} [huk]geschäftsfähig {adj}