TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
biri {allg} der eine {allg}
biri {a} jemand {a}
biri bin yapmak {allg} maßlos übertreiben {allg}
biri diğeri için {bağ} füreinander {konj}
biri hariç hepsi {allg} bis auf einen {allg}
biri için deli divane olmak {allg} an jemandem einen Narren gefressen haben {allg}
biri için en ufak bir yardımda bulunmamak {allg} keinen Finger rühren für jemanden {allg}
biri için hiç anlamı olmamak {allg} Luft sein für jemanden {allg}
biri için kılını kıpırdatmamak {allg} keinen Finger rühren für jemanden {allg}
biri için sevinçli haber olmak {allg} Musik in jemandes Ohren sein {allg}
biri için tehlikeye atılmak {allg} für jemanden die Hand ins Feuer legen {allg}
biri için teminat vermek {allg} für jemanden die Hand ins Feuer legen {allg}
biri içine geçirmek {fi} ineinander fügen {v}
biri olduğunu zannetmek {allg} auf jemanden tippen {allg}
biriciğim {allg} mein Ein und Alles {allg}
biricik {allg} [tek]alleinig {allg}
biricik {i} der Allerliebste {m}
biricik {s} eingeboren {adj}
biricik {a} einzig {a}
biricik {s} lieb {adj}
biricik {s} mono {adj}
biricik {adv} ohnegleichen {adv}
biricik {s} perfekt {adj}
birikeç {i} der Zwischenspeicher {m}
biriken değerlerin harcanması {i} das Entspannen {n}
biriken fonlar {allg} thesaurierender Fonds {allg}
birikerek artan {s} kumulativ {adj}
birikerek çoğalan {s} kumulativ {adj}
birikim {i} die Erfahrung {f}
birikim {i} die Ersparnis {f}
birikim {i} die Kumulation {f}
birikim {i} [tic]die Rücklage {f}
birikim {i} die Sachkenntnis {f}
birikim {i} der Sachverstand {m}
birikim fonu {i} die Sparprämie {f}
birikim gösteren {s} kumulativ {adj}
birikim vergisi {i} die Kumulationssteuer {f}
birikinti {i} die Anhäufung {f}
birikinti {i} die Ansammlung {f}
birikinti {i} die Aufschüttung {f}
birikinti {i} der Tümpel {m}
birikinti konisi {i} die Schutthalde {f}
birikişme {i} [biy]die Agglutination {f}
birikme {i} die Anhäufung {f}
birikme {i} die Ansammlung {f}
birikme {i} die Aufhäufung {f}
birikme {i} der Auflauf {m}
birikme {i} die Häufung {f}
birikme {i} die Kumulation {f}
birikme {i} die Kumulierung {f}
birikme {i} die Massierung {f}
birikme {i} der Stau {m}
birikme {i} die Stauung {f}
birikme yeri {i} die Sammelstelle {f}
birikmek {fi} auflaufen {v}
birikmek {itr} kumulieren {itr}
birikmek {allg} anhäufen {allg}
birikmek {fi} ansammeln {v}
birikmek {allg} anstauen {allg}
birikmek {allg} aufhäufen {allg}
birikmek {allg} aufspeichern {allg}
birikmek {allg} aufstauen {allg}
birikmek {fi} häufen {v}
birikmek {fi} sammeln {v}
birikmek {fi} stauen {v}
birikmek {fi} akkumulieren {v}
birikmiş {s} akkumuliert {adj}
birikmiş {s} angehäuft {adj}
birikmiş {a} antizipativ {a}
birikmiş {adv} aufgelaufen {adv}
birikmiş {a} kumulativ {a}
birikmiş amortisman {i} [tic]die Abschreibungsreserve {f}
birikmiş amortisman {i} [tic]die Entwertungsrücklage {f}
birikmiş amortisman {allg} [tic]kumulative Tilgung {allg}
birikmiş enflasyon {allg} aufgestaute Inflation {allg}
birikmiş fonlar {allg} thesaurierender Investmentfonds {allg}
birikmiş gereksinme {allg} aufgestauter Bedarf {allg}
birikmiş kar {allg} angefallener Gewinn {allg}
birikmiş kar payı hisse senedi {allg} kumulative Aktien {allg}
birikmiş karlar {allg} angesammelte Gewinne {allg}
Indirekte Treffer
adamın biri {adv} jemand {adv}
akciğerlerden her biri {i} [anat]der Lungenflügel {m}
Alman İmparatorluğu'na dahil prensliklerden her biri {i} das Reichsland {n}
anne veya babadan biri {i} der Elternteil {m}
aramızdan biri {allg} einer aus unserer Mitte {allg}
aranan biri için başına konan mükafat {i} das Kopfgeld {n}
aranızdan biri {allg} einer unter euch {allg}
Aristoteles ve öğrencilerinden her biri {i} [fel]der Peripatetiker {m}
arkadaşlarımdan biri {allg} einer meiner Freunde {allg}
avro para biriminin yüzde biri {i} der Cent {m}
ayın biri {allg} erster des Monats {allg}
aynı derneğe mensup biri {i} der Korpsbruder {m}
aynı duyguları paylaşan kişilerden her biri {s} seelenverwandt {adj}
aynı süt anneden süt emmiş erkek kardeşlerden her biri {i} der Milchbruder {m}
ayrı ayrı gelir sahibi eşlerden her biri {i} der Doppelverdiener {m}
başka biri {allg} wer anders {allg}
beşte biri {i} das Fünftel {n}
binde biri {önk} Milli {prä}
birbirini geçmeye çalışan kişilerden her biri {i} der Rivale {m}
birçok kişiden herhangi biri {allg} einer von vielen {allg}
biri bin yapmak {allg} maßlos übertreiben {allg}
biri diğeri için {bağ} füreinander {konj}
biri hariç hepsi {allg} bis auf einen {allg}
biri için deli divane olmak {allg} an jemandem einen Narren gefressen haben {allg}
biri için en ufak bir yardımda bulunmamak {allg} keinen Finger rühren für jemanden {allg}
biri için hiç anlamı olmamak {allg} Luft sein für jemanden {allg}
biri için kılını kıpırdatmamak {allg} keinen Finger rühren für jemanden {allg}
biri için sevinçli haber olmak {allg} Musik in jemandes Ohren sein {allg}
biri için tehlikeye atılmak {allg} für jemanden die Hand ins Feuer legen {allg}
biri için teminat vermek {allg} für jemanden die Hand ins Feuer legen {allg}
biri içine geçirmek {fi} ineinander fügen {v}
biri olduğunu zannetmek {allg} auf jemanden tippen {allg}
büyük başlardan biri {allg} ein hohes Tier {allg}
çiftin her biri {i} der Partner {m}
daire parçasının sekizde biri {i} [mat]der Oktant {m}
ders yılının üçte biri {i} das Trimester {n}
doların yüzde biri {i} der Cent {m}
dördüz çocuklardan her biri {i} der Vierling {m}
düello edenlerden her biri {i} der Duellant {m}
dünya ekseninin iki ucundan her biri {i} [coğ]der Pol {m}
ebeveynlerden biri {i} der Elternteil {m}
evli çiftlerden biri {i} der Ehepartner {m}
fıziksel hali belirleyen parametrelerden her biri {i} [fiz]die Zustandsgröße {f}
geyik boynuz dallarından her biri {i} [hayb]die Sprosse {f}
gözükara biri {allg} er geht blind drauflos {allg}
gramın onda biri {i} das Dezigramm {n}
her bir mamülden biri {i} die Version {f}
her bir yorumdan biri {i} die Version {f}
her biri {adv} à {adv}
her biri {allg} jeder von ihnen {allg}
her biri {adv} jeder {adv}
her biri {adv} je {adv}
her biri bir metre uzunluğunda {allg} von je 1 Meter Länge {allg}
herhangi biri {allg} sonst wer {allg}
herhangi biri {allg} jeder x Beliebige {allg}
herhangi biri {allg} irgend jemand {allg}
herhangi biri {adv} ein {adv}
Hz İsa'nın havarilerinden her biri {i} [din]der Jünger {m}
içi dışı biri {a} ehrlich {a}
içimizde biri {allg} einer aus unserer Mitte {allg}
içimizden biri {allg} einer von uns {allg}
içinizden biri {allg} einer von euch {allg}
içinizden biri {allg} einer unter euch {allg}
ikisinden biri {allg} einer von beiden {allg}
ikizlerden her biri {i} der Zwilling {m}
işte böyle biri {tan.} ebensolche {Art.}
kader tanrıçalarından her biri {i} die Parze {f}
katı yürekli biri olmamak {allg} kein Unmensch sein {allg}
katoliklerde belirli saatler için belirlenmiş dualardan her biri {i} das Stundengebet {n}
kötü biri {allg} ein mieser Typ {allg}
Kuran'ın her bölümünden biri {i} [din]die Sure {f}
Kutup ülkelerinden her biri {i} das Polarland {n}
litrenin onda biri {i} das Deziliter {n}
mahkeme aşamalarından her biri {i} [huk]die Instanz {f}
melodilerden her biri {i} [müz]die Partie {f}
metrenin onda biri {i} das Dezimeter {n}
müstehcen fıkralar anlatan biri {i} der Sauigel {m}
o dostane biri değil {allg} er ist nicht genießbar {allg}