DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
blind {adj} ama {s}
blind {adj} donuk {s}
blind {adj} dünyadan bihaber {s}
blind {adj} görme özürlü {s}
blind {adj} kör {s}
blind {adj} [mil.]kurusıkı {s}
blind {adj} mat {s}
blind fliegen {itr} [Luftf.]kör uçuş yapmak {itr}
blind fliegen {itr} [Luftf.]teknik aletlerin yardımıyla uçmak {itr}
blind schreiben {v} klavyeye bakmadan yazmak {fi}
blind schreiben {v} on parmak yazmak {fi}
blind spielen {v} görmeden oynamak {fi}
blind spielen {v} uzaktan oynamak {fi}
blind wie eine Eule {allg} aradığı eşyaları bulamamak {allg}
die Blindbuchung {f} hileli yevmiye maddesi {i}
die Blindbuchung {f} kafadan kayıt {i}
der Blinddarm {m} [anat.]apandis {i}
der Blinddarm {m} körbağırsak {i}
der Blinddarm {m} [anat.]körbarsak {i}
die Blinddarmentzündung {f} apandis iltihabı {i}
die Blinddarmentzündung {f} [Med.]apandisit {i}
die Blinddarmentzündung {f} körbağırsak iltihabı {i}
die Blinddarmentzündung {f} [Med.]körbarsak iltihabı {i}
die Blinddarmoperation {f} apandis ameliyatı {i}
die Blinddarmoperation {f} [Med.]apandisit ameliyatı {i}
Blinde {mf} ama {mf}
Blinde {mf} görme özürlü {mf}
Blinde {mf} gözleri görmeyen {mf}
Blinde {mf} kör {mf}
blinde Gasse {allg} çıkmaz sokak {allg}
blinde Tür {allg} sahte kapı {allg}
die Blindekuh {f} körebe oyunu {i}
das Blindekuhspiel {n} körebe oyunu {i}
der Blindenanstalt {m} körler yurdu {i}
das Blindenheim {n} körler yurdu {i}
die Blindenhilfe {f} görme özürlülere yardım {i}
der Blindenhund {m} körlere eşlik eden köpek {i}
die Blindenschrift {f} kör alfabesi {i}
die Blindenschrift {f} körler alfabesi {i}
der Blinder {m} ama {i}
der Blinder {m} kör {i}
blinder Lärm {allg} kuru gürültü {allg}
blinder Passagier {allg} [Verk.]biletsiz yolcu {allg}
blinder Passagier {allg} kaçak yolcu {allg}
der Blindflansch {m} kör tapa {i}
der Blindflug {m} [Luftf.]eknik aletlerin yardımıyla yapılan uçuş {i}
der Blindflug {m} [Luftf.]kör uçuş {i}
der Blindgänger {m} beş para etmez adam {i}
der Blindgänger {m} işe yaramaz adam {i}
der Blindgänger {m} [mil.]patlamamış top mermisi {i}
der Blindgänger {m} [mil.]serseri mayın {i}
der Blindgänger {m} [mil.]serseri mermi {i}
blindgeboren {adj} doğuştan kör {s}
blindgläubig {adj} körükörüne inanan {s}
blindgläubig {adj} körükörüne kanan {s}
die Blindheit {f} ablepsi {i}
die Blindheit {f} amalık {i}
die Blindheit {f} göz karası {i}
die Blindheit {f} körlük {i}
die Blindlandung {f} [Luftf.]kör iniş {i}
die Blindlandung {f} [Luftf.]teknik aletlerin yardımıyla iniş yapma {i}
blindlings {adv} bilinçsizce {adv}
blindlings {adv} gözü kapalı {adv}
blindlings {a} körü körüne {a}
blindlings {adv} körükörüne {adv}
die Blindmaus {f} [Zoo]körfare {i}
das Blindort {n} kaçamak yolu {i}
die Blindprobe {f} kör deney {i}
die Blindschleiche {f} [Zoo]babaköş {i}
die Blindschleiche {f} kahverengi kör yılanı {i}
die Blindschleiche {f} kör yılanı {i}
die Blindschleiche {f} köryılan {i}
das Blindschreiben {n} tuşlara bakmadan yazmak {i}
der Blindschuss {m} kör kurşun {i}
das Blindspiel {n} uzaktan oynama {i}
der Blindstrom {m} kör akım {i}
blindwütig {adj} çok kızgın {s}
blindwütig {adj} körükörüne {s}
blindwütig {adj} öfkesi burnunda {s}
Indirekte Treffer
blind fliegen {itr} [Luftf.]teknik aletlerin yardımıyla uçmak {itr}
blind fliegen {itr} [Luftf.]kör uçuş yapmak {itr}
blind schreiben {v} on parmak yazmak {fi}
blind schreiben {v} klavyeye bakmadan yazmak {fi}
blind spielen {v} uzaktan oynamak {fi}
blind spielen {v} görmeden oynamak {fi}
blind wie eine Eule {allg} aradığı eşyaları bulamamak {allg}
er geht blind drauflos {allg} gözükara biri {allg}