kadar {a} | bis {a} |
|
kadar {adv} | etwa {adv} |
|
kadar {a} | herum {a} |
|
kadar {allg} | so ... wie ... {allg} |
|
kadar {adv} | so viel {adv} |
|
kadar {allg} | so wie {allg} |
|
kadar {adv} | soweit {adv} |
|
kadar {adv} | wie {adv} |
|
kadarıyla {adv} | soweit {adv} |
|
-caya kadar {öt} | bis {prp} |
|
-ceye kadar {öt} | bis {prp} |
|
-den -e kadar {allg} | von ... bis ... {allg} |
|
-diği kadar {a} | soweit {a} |
|
-e kadar {adv} | hin {adv} |
|
-e kadar {öt} | bis {prp} |
|
-ya kadar {öt} | per {prp} |
|
... kadar büyük {allg} | so groß wie... {allg} |
|
100 kadar {allg} | bei hundert {allg} |
|
A'dan Z'ye kadar {allg} | von A bis Z {allg} |
|
ağızda eriyene kadar çiğnemek {fi} | durchkauen {v} |
|
ağzına kadar doldurmak {v} | voll füllen {v} |
|
ağzına kadar doldurmak {fi} | ausschütten {v} |
|
ağzına kadar doldurmak {fi} | Anfüllen {v} |
|
ağzına kadar doldurmak {v} | voll gießen {v} |
|
ağzına kadar dolmak {allg} | anfüllen {allg} |
|
ağzına kadar dolu {s} | proppenvoll {adj} |
|
ağzına kadar dolu {allg} | gesteckt voll {allg} |
|
ağzına kadar dolu {s} | übervoll {adj} |
|
ağzına kadar dolu {allg} | schwappend voll {allg} |
|
ağzına kadar dolu {s} | randvoll {adj} |
|
ağzına kadar dolu olmak {allg} | bis auf den letzten Platz besetzt sein {allg} |
|
akılları durduracak kadar {allg} | dass einem Hören und Sehen vergeht {allg} |
|
akşama kadar {allg} | bis zum Abend hin {allg} |
|
akşama kadar {allg} | bis Abend {allg} |
|
aksi bildirilene kadar {s} | widerruflich {adj} |
|
alabildiği kadar yüklemek {itr} | schwängern {itr} |
|
aracın fren yaptıktan sonra duruncaya kadar aldığı mesafe {i}
[oto] | der Bremsweg {m} |
|
ardına kadar açık {s} | sperrweit {adj} |
|
ardına kadar açık {s} | sperrangelweit {adj} |
|
ardına kadar açmak {fi} | den Mund aufsperren {v} |
|
artık burama kadar geldi! {allg} | ich habe die Nase gestrichen voll {allg} |
|
avazı çıktığı kadar {a} | lauthals {a} |
|
avazı çıktığı kadar {allg} | aus voller Kehle {allg} |
|
avazı çıktığı kadar bağırmak {allg} | abschreien {allg} |
|
avazı çıktığı kadar bağırmak {fi} | aus vollem Hals schreien {v} |
|
avı görebilecek kadar aydınlık {i} | das Büchsenlicht {n} |
|
bana kadar {allg} | bis zu mir {allg} |
|
başından sonuna kadar geçmek {fi} | durchmessen {v} |
|
başından sonuna kadar prova etmek {fi}
[tiy] | durchproben {v} |
|
başka karar çıkıncaya kadar {allg} | bis auf weitere Anordnung {allg} |
|
baştan sona kadar {allg} | von A bis Z {allg} |
|
baştan sona kadar finanse etmek {fi} | durchfinanzieren {v} |
|
beşinci sınıftan onuncu sınıfa kadar süren orta dereceli lise {i} | die Realschule {f} |
|
bildikleri bu kadar {allg} | mit seinem Latein am Ende sein {allg} |
|
bileğe kadar çıkan deri ayakkabı {ç} | die Boots {pl} |
|
bin kadar {allg} | an die Tausend {allg} |
|
bir dereceye kadar {allg} | bis zu einer Grenze {allg} |
|
bir dereceye kadar {a} | gewissermaßen {a} |
|
bir dereceye kadar {a} | einigermaßen {a} |
|
bir enfeksiyon etkeninin vücuda girişinden enfeksiyon belirtilerinin ortaya çıkışına kadar geçen süre {i} | die Inkubation {f} |
|
bir konuda yeteri kadar bilgisi olmamak {itr} | Schwimmen {itr} |
|
bir o kadar daha {allg} | noch einmal So viel {allg} |
|
bir şeyi sonuna kadar götürmek {allg} | aufs Ganze gehen {allg} |
|
bir ucundan öbür ucuna kadar ölçmek {fi} | durchmessen {v} |
|
bir yere kadar {allg} | in gewissem Maße {allg} |
|
bir yere kadar {allg} | bis zu einer Grenze {allg} |
|
birisine sen diye hitap edecek kadar yakın arkadaş olma {i} | die Duzbrüderschaft {f} |
|
birisini öldürebilecek kadar çok sinirlenme {i} | der Blutrausch {m} |
|
bitirene kadar okumak istemek {allg} | ein Buch verschlingen {allg} |
|
bıkıncaya kadar dinlemek {fi} | abspielen {v} |
|
borcum ne kadar? {allg} | was macht das {allg} |
|
borcum ne kadar? {allg} | was habe ich zu zahlen {allg} |
|
boyunuz ne kadar? {allg} | wie groß sind Sie {allg} |
|
bu kadar {a} | soviel {a} |
|
bu kadar {adv} | dermaßen {adv} |
|
bu kadar {adv} | derart {adv} |
|
bu kadar kararsız olma! {allg} | sei nicht so zaghaft {allg} |
|
bu kadar korkak olma! {allg} | sei nicht so zaghaft {allg} |
|
bu kadar pısırık olma! {allg} | sei nicht so zaghaft {allg} |
|
bu kadar rezalet yeter {allg} | das geht mir über die Hutschnur {allg} |
|
bu kadar uğraştım {allg} | ich habe mir soviel Mühe gegeben {allg} |
|
bugünden yarına kadar {allg} | von heute bis morgen {allg} |
|
bugüne kadar {adv} | bislang {adv} |
|
bugüne kadar {adv} | bisher {adv} |
|
bugüne kadar {allg} | bis heute {allg} |
|
bugüne kadar {allg} | bis Dato {allg} |
|
buraya kadar {adv} | bislang {adv} |
|
buraya kadar {adv} | bisher {adv} |
|
buraya kadar {allg} | bis hierher {allg} |
|