TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
ağızda çiğnenen tütün tutamı {i} der Priem {m}
ağızda çiğneyerek parçalamak {v} zerkauen {v}
ağızda dağılan {s} mürbe {adj}
ağızda eritmek {v} lutschen {v}
ağızda eriyen {s} mürbe {adj}
ağızda eriyene kadar çiğnemek {fi} durchkauen {v}
ağızda görülen bir mantar hastalığı {i} der Soor {m}
ağızda kalan tat {i} der Nachgeschmack {m}
ağızdaki içki kokusu {i} die Fahne {f}
ağızdan {a} oral {a}
ağızdan {s} [hek]peroral {adj}
ağızdan ağıza dolaşan {s} ruchbar {adj}
ağızdan ağıza dolaşmak {allg} in aller Munde sein {allg}
ağızdan ağıza dolaşması {fi} herumsprechen {v}
ağızdan ağıza suni teneffüs {i} die Mund-zu-Mund-Beatmung {f}
ağızdan ağıza tanıtım {i} die Mundwerbung {f}
ağızdan ağıza yayılan {s} ruchbar {adj}
ağızdan ağıza yayılmak {allg} ruchbar werden {allg}
ağızdan ağıza yayılmak {itr} wandern {itr}
ağızdan ağza dolaşmak {fi} herumsprechen {v}
ağızdan alınan {s} [hek]oral {adj}
ağızdan aşılama {i} [hek]die Schluckimpfung {f}
ağızdan buruna suni teneffüs {i} die Mund-zu-Nase-Beatmung {f}
ağızdan çıkan her lafı dikkate almak {allg} jedes Wort auf die Goldwaage legen {allg}
ağızdan çıkan yapılmalı! {allg} gesagt getan {allg}
ağızdan dolmalı tüfek {i} [ask]der Vorderlader {m}
ağızdan kan gelmesi {i} [hek]der Blutsturz {m}
ağızdan laf almaya çalışan {i} der Aushorcher {m}
ağızdan söylenen {s} [hek]oral {adj}
Indirekte Treffer
ağızda çiğnenen tütün tutamı {i} der Priem {m}
ağızda çiğneyerek parçalamak {v} zerkauen {v}
ağızda dağılan {s} mürbe {adj}
ağızda eritmek {v} lutschen {v}
ağızda eriyen {s} mürbe {adj}
ağızda eriyene kadar çiğnemek {fi} durchkauen {v}
ağızda görülen bir mantar hastalığı {i} der Soor {m}
ağızda kalan tat {i} der Nachgeschmack {m}
ilk ağızda {allg} zunächst einmal {allg}
ilk ağızda {allg} auf Anhieb {allg}