TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
bulunma {i} die Anwesenheit {f}
bulunma {i} die Anwesensenheit {f}
bulunma {i} das Dasein {n}
bulunma {i} das Sein {n}
bulunma {i} der Stand {m}
bulunma {i} das Vorkommen {n}
bulunma süresi {i} die Anwesenheitsdauer {f}
bulunma tedbiri {i} die Daseinsvorsorge {f}
bulunma yeri {i} der Stand {m}
bulunma zamanı {i} die Anwesenheitszeit {f}
bulunmak {fi} abbleiben {v}
bulunmak {itr} begegnen {itr}
bulunmak {itr} bestehen {itr}
bulunmak {itr} figurieren {itr}
bulunmak {fi} haben {v}
bulunmak {fi} liegen {v}
bulunmak {itr} sein {itr}
bulunmak {fi} aufhalten {v}
bulunmak {fi} befinden {v}
bulunmak {fi} finden {v}
bulunmak {fi} treffen {v}
bulunmak {fi} zusammenfinden {v}
bulunmak {itr} stecken {itr}
bulunmak {itr} stehen {itr}
bulunmak {v} vertreten {v}
bulunmak {fi} vorkommen {v}
bulunmak {fi} vorlügen {v}
bulunmak {allg} zu haben sein {allg}
bulunmak {fi} zusammenkommen {v}
bulunmak {fi} Zusammentreffen {v}
bulunmama {i} das Fehlen {n}
bulunmama {i} das Fernbleiben {n}
bulunmamak {fi} aushaben {v}
bulunmamak {itr} fehlen {itr}
bulunmamış {s} unerschlossen {adj}
bulunma mümkün {adv} auffindbar {adv}
bulunma veya olması gereken mevcut {i} die Sollstärke {f}
bulunmayan {a} abwesend {a}
bulunmaz {allg} nicht erhältlich {allg}
bulunmazlık {i} die Absenz {f}
bulunmazlık {i} die Abwesenheit {f}
Indirekte Treffer
ağır hareketlerde bulunma {i} das Phlegma {n}
başkası için ricada bulunma {i} die Fürbitte {f}
bir arada bulunma {i} das Nebeneinander {n}
bir yerde bulunma ücreti {ç} die Anwesenheitsgelder {pl}
birlikte bulunma {i} das Zusammensein {n}
bizzat hazır bulunma {i} das Persönliches Erscheinen {n}
bolca bulunma {i} die Überfülle {f}
bulunma süresi {i} die Anwesenheitsdauer {f}
bulunma tedbiri {i} die Daseinsvorsorge {f}
bulunma yeri {i} der Stand {m}
bulunma zamanı {i} die Anwesenheitszeit {f}
cinsel ilişkide bulunma {i} die Beiwohnung {f}
çok sayıda kişiyle cinsel ilişki de bulunma {i} die Promiskuität {f}
dahil bulunma {i} das Einbezogensein {n}
davada bulunma {i} [huk]die Beschwerdeführung {f}
dorukta bulunma {i} die Hausseposition {f}
düzenli olarak bulunma yeri {i} der Stammtisch {m}
elde bulunma {a} lieferbar {a}
elde hazır bulunma {i} [tic]die Disponibilität {f}
esrarengiz hareketlerde bulunma {i} die Heimlichtuerei {f}
gözaltında bulunma hali {i} die Untersuchungshaft {f}
grevde bulunma {i} das Bestreiken {n}
gücendirici bir teklifte bulunma {i} das Ansinnen {n}
hayır amacıyla bağışta bulunma {i} die Dotation {f}
hazır bulunma {i} die Beiwohnung {f}
hazır bulunma {fi} erscheinen {v}
hazır bulunma {i} die Assistenz {f}
hazır bulunma {i} das Vorhandensein {n}
hazır bulunma {i} die Bereitwilligkeit {f}
hazır bulunma {i} die Präsenz {f}
hazır bulunma {i} die Bereitstellung {f}
hazır bulunma {adv} gegenwärtig {adv}
hazır bulunma {i} die Bereitschaft {f}
hazır bulunma {i} die Erscheinung {f}
hazır bulunma maliyeti {ç} die Bereitschaftskosten {pl}
hazır bulunma primi {i} die Anwesenheitsprämie {f}
hazırda bulunma beyanı {i} die Bereitschaftserklärung {f}
hizmete hazır bulunma {i} die Dienstbereitschaft {f}
istişarede bulunma {i} die Beratung {f}
istişarede bulunma {i} die Beratschlagung {f}
iyi buluşlarda bulunma {i} der Einfallsreichtum {m}
kehanette bulunma {i} die Wahrsagung {f}
kontrol altında bulunma durumu {i} die Untersuchungshaft {f}
kürde bulunma {i} der Kuraufenthalt {m}
misillemede bulunma {i} die Zurückzahlung {f}
misillemede bulunma {i} die Vergeltung {f}
olay yerinden başka yerde bulunma {i} das Alibi {n}
orada bulunma {i} [dilb]die Gegenwart {f}
özveride bulunma {i} die Entsagung {f}
pazarda bulunma {i} die Marktpräsenz {f}
piyasada bulunma {i} die Marktpräsenz {f}
polise bildirimde bulunma zorunluluğu {i} die Krankheit-Anzeigepflicht {f}
sık sık bulunma {i} die Häufigkeit {f}
tek başına girişimde bulunma {i} die Eigeninitiative {f}
tetikte bulunma {i} die Wachsamkeit {f}
tevdiatta bulunma {i} die Hinterlegung {f}
vaatte bulunma {i} die Versprechung {f}
vasiyet yoluyla tasarrufta bulunma serbestisi {i} die Testierfreiheit {f}
vergi bildiriminde bulunma {i} die Einbekennung {f}
yardımda bulunma {i} die Hilfeleistung {f}
yardımda bulunma {i} die Assistenz {f}
zor kullanma tehdidinde bulunma {i} die Gewaltandrohung {f}
zorluk içinde bulunma {i} die Notlage {f}