TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
eski {s} alt {adj}
eski {a} altertümlich {a}
eski {s} althergebracht {adj}
eski {s} altväterisch {adj}
eski {s} angejahrt {adj}
eski {s} antik {adj}
eski {s} betagt {adj}
eski {adv} damalig {adv}
eski {s} ehemalig {adj}
eski {a} einstig {a}
eski {a} einstmalig {a}
eski {a} früher {a}
eski {s} gebraucht {adj}
eski {s} langjährig {adj}
eski {s} museumsreif {adj}
eski {s} nieder {adj}
eski {s} überholt {adj}
eski {s} überlebt {adj}
eski {s} verflossen {adj}
eski {s} vormalig {adj}
eski Ahit {allg} altes Testament {allg}
eski ahit ve yeni ahit {i} [din]die Bibel {f}
eski Alman madeni parası {i} der Batzen {m}
eski araba {i} das Kiste {n}
eski araba {i} die Nuckelpinne {f}
eski arkadaş! {allg} altes Haus {allg}
eski asalet mensupları {i} der Uradel {m}
eski asker {i} [ask]der Veteran {m}
eski ayakkabı {i} der Latschen {m}
eski ayakkabılar {allg} Treter {allg}
eski bakan {i} der Exminister {m}
eski baskı eserler {allg} [ask]alte Drucke {allg}
eski bina {i} der Altbau {m}
eski bir ağırlık ölçüsü birimi {i} das Quent {n}
eski bir apartmanda bulunan daire {i} die Altbauwohnung {f}
eski bir filmi yeniden vizyona sokma {i} die Retrospektive {f}
eski bir gelenek {allg} eine alte Tradition {allg}
eski bir kitap {allg} ein altes Buch {allg}
eski bir masal {allg} ein altes Märchen {allg}
eski bir örnek {i} das Präzedens {n}
eski bir şeyi yenilemek {v} runderneuern {v}
eski bir süsleme türü {i} [mim]die Ohrmuschel {f}
eski çağ {i} das Altertum {n}
Eski Çağ {i} das Altertum {n}
Eski Çağ Bilimleri {i} die Altertumswissenschaften {f}
eski çağa ait {s} altertümlich {adj}
eski çağlardan kalma sanat eseri {i} das Kunstdenkmal {n}
eski cam {i} das Altglas {n}
eski defterleri açma {i} die Ausgrabung {f}
eski defterleri açmak {allg} alten Kohl wieder aufwärmen {allg}
eski defterleri açmak {fi} ausgraben {v}
eski değerine yükseltme {i} [tic]die Revalorisierung {f}
eski değerine yükseltmek {v} revalorisieren {v}
eski devirlere ait {s} Fossil {adj}
eski dilde ifade tarzı {i} der Archaismus {m}
eski Doğu Alman devlet işletmelerini özelleştirme kurumu {i} die Treuhandanstalt {f}
eski dönemden kalma gibi {allg} aus der Mottenkiste {allg}
eski dost! {allg} altes Haus {allg}
eski dostluk {allg} alte Freundschaft {allg}
eski dostluk {allg} diebische Freundschaft {allg}
eski dünyaya ait {s} altweltlich {adj}
eski dünyayla ilgili {s} altweltlich {adj}
eski durumuna getirmek {v} [hek]rehabilitieren {v}
eski el yazıları bilgisi {i} die Paläografie {f}
eski el yazıları uzmanı {i} der Paliograf {m}
eski el yazısı {i} der Codex {m}
eski el yazması {i} der Kodex {m}
eski elbiseler {allg} abgelegte Kleider {allg}
eski eser satıcılığı {i} der Antiquitätenhandel {m}
eski eser satıcısı {i} der Antiquitätenhändler {m}
eski eserler {ç} die Altertümer {pl}
eski eserler {i} die Antiquität {f}
eski eserler {ç} die Antiquitäten {pl}
eski eserleri koruma {i} der Denkmalschutz {m}
eski eserlerin güvenilirliğini inceleyen bilim dalı {i} die Quellenkritik {f}
eski eşya {allg} alte Sachen {allg}
eski eşya {i} der Plunder {m}
eski eşya {i} der Trödel {m}
eski eşya alıp-satmak {v} trödeln {v}
eski eşya sandığı {i} die Klamottenkiste {f}
Indirekte Treffer
belgeye eski tarih atmak {fi} nachdatieren {v}
bir uzun ve iki kısa heceden oluşan eski bir vezin türü {i} der Daktylus {m}
çıkan yeni kanunla eski kanunun hükümsüzleşmesi {allg} [huk]Abrogation des Gesetzes {allg}
çok eski {allg} aus der Mottenkiste {allg}
çok eski {s} uralt {adj}
çok eski {a} steinalt {a}
çok eski {allg} ganz alt {allg}
çok eski çağda oluşmuş {s} protogen {adj}
çok eski çağlarda {adv} vorzeiten {adv}
değersiz eski kitap {i} [hek]die Schwarte {f}
değersiz eski kitap {i} der Schmöker {m}
düşünülebilecek en eski çağlardan beri {i} das Seit Menschengedenken {n}
en eski {fm} Dienstältester {fm}
en eski {önk} ur {prä}
en eski {önk} proto- {prä}
en eski {s} frühest {adj}
en eski Alman porseleni {i} das Böttgerporzellan {n}
en eski biçimde ve tarzda {s} archaistisch {adj}
en eski çağlar {i} die Urzeit {f}
en eski devir {i} [yerb]das Archaikum {n}
endüstriyel eski yüküm {allg} industrielle Altlast {allg}
eski Ahit {allg} altes Testament {allg}
eski ahit ve yeni ahit {i} [din]die Bibel {f}
eski Alman madeni parası {i} der Batzen {m}
eski araba {i} das Kiste {n}
eski araba {i} die Nuckelpinne {f}
eski arkadaş! {allg} altes Haus {allg}
eski asalet mensupları {i} der Uradel {m}
eski asker {i} [ask]der Veteran {m}
eski ayakkabı {i} der Latschen {m}
eski ayakkabılar {allg} Treter {allg}
eski bakan {i} der Exminister {m}
eski baskı eserler {allg} [ask]alte Drucke {allg}
eski bina {i} der Altbau {m}
eski bir ağırlık ölçüsü birimi {i} das Quent {n}
eski bir apartmanda bulunan daire {i} die Altbauwohnung {f}
eski bir filmi yeniden vizyona sokma {i} die Retrospektive {f}
eski bir gelenek {allg} eine alte Tradition {allg}
eski bir kitap {allg} ein altes Buch {allg}
eski bir masal {allg} ein altes Märchen {allg}
eski bir örnek {i} das Präzedens {n}
eski bir şeyi yenilemek {v} runderneuern {v}
eski bir süsleme türü {i} [mim]die Ohrmuschel {f}
eski çağ {i} das Altertum {n}
Eski Çağ {i} das Altertum {n}
Eski Çağ Bilimleri {i} die Altertumswissenschaften {f}
eski çağa ait {s} altertümlich {adj}
eski çağlardan kalma sanat eseri {i} das Kunstdenkmal {n}
eski cam {i} das Altglas {n}
eski defterleri açma {i} die Ausgrabung {f}
eski defterleri açmak {fi} ausgraben {v}
eski defterleri açmak {allg} alten Kohl wieder aufwärmen {allg}
eski değerine yükseltme {i} [tic]die Revalorisierung {f}
eski değerine yükseltmek {v} revalorisieren {v}
eski devirlere ait {s} Fossil {adj}
eski dilde ifade tarzı {i} der Archaismus {m}
eski Doğu Alman devlet işletmelerini özelleştirme kurumu {i} die Treuhandanstalt {f}
eski dönemden kalma gibi {allg} aus der Mottenkiste {allg}
eski dost! {allg} altes Haus {allg}
eski dostluk {allg} diebische Freundschaft {allg}