TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
küçük! {i} der Bubi {m}
Indirekte Treffer
1900'lü yıllarda tedavülde olan en küçük Alman para birimi {i} der Heller {m}
afacan / in gömlek giymis küçük çocuk. {allg} Hemdenmatz {allg}
ağaç dalları üzerine yapraklardan yapılan küçük kulübe {i} die Laubhütte {f}
ancak mikroskopla incelenebilen küçük canlı {i} der Mikroorganismus {m}
Avusturya'da en küçük para {i} der Groschen {m}
beraberinde getirilen küçük hediye {i} das Mitbringsel {n}
bir bölgede birçok küçük devletin varlığı {i} die Kleinstaaterei {f}
bir büyük partiden ayrılarak kurulan küçük parti {i} [pol]die Splitterpartei {f}
bir nesnenin uçmasını engellemek için konan küçük ama ağır nesne {i} der Beschwerde {m}
birini küçük düşürmek {allg} jemanden unmöglich machen {allg}
bu sözcük küçük yazılır {allg} dieses Wort wird kleingeschrieben {allg}
buharlı küçük vapur {i} das Dampfboot {n}
büyük harfle başlaması gereken isimleri küçük harfle yazma {i} die Kleinschreibung {f}
büyük küçük herkes {allg} Kinder und Erwachsene {allg}
büyük partiden ayrılarak kendi grubunu kuran küçük siyasal grup {i} [pol]die Splittergruppe {f}
büyük tonoz içindeki küçük tonoz {i} [mim]die Stichkappe {f}
çayı sıcak tutmak amacıyla kullanılan küçük mum {i} das Teelicht {n}
çeşitli politik ve aktüel olayların alaysı şekilde canlandırıldığı küçük müzikal tiyatro oyunu {i} das Kabarett {n}
çok daha küçük {allg} weitaus kleiner {allg}
çok küçük {s} winzig {adj}
çok küçük {i} das Duodez {n}
çok küçük {allg} verschwindend klein {allg}
çok küçük {s} minimal {adj}
çok küçük {önk} mini {prä}
çok küçük {s} klitzeklein {adj}
çok küçük bir durum {i} der Zwirnsfaden {m}
çok küçük bir parça {allg} ein ganz klein Bisschen {allg}
çok küçük delikli süzgeç {i} [kim]der Ultrafilter {m}
çok küçük devlet {i} der Duodezstaat {m}
çok küçük devlet {i} der Zwergstaat {m}
çok küçük fark {i} [sp]die Nasenlänge {f}
çok küçük gövdeli {s} zwergwüchsig {adj}
çok küçük kardeş {i} das Geschwisterchen {n}
daha küçük {s} jünger {adj}
daha küçük {allg} noch kleiner {allg}
daha küçük {s} minder {adj}
daha küçük {s} Kleiner {adj}
daha küçük erkek {i} der Junior {m}
değersiz küçük şeyler {i} der Krimskrams {m}
doğadaki en küçük ekolojik birim {mn} Ökotop {mn}
edep yerini kapamaya yarar küçük örtü {i} das Feigenblatt {n}
en küçük {s} jüngste {adj}
en küçük {adv} jüngst {adv}
en küçük {a} minimal {a}
en küçük basınç {i} der Minimaldruck {m}
en küçük birimleri gösteren çok hassas terazi {i} die Mikrowaage {f}
en küçük birimlerin kimyası {i} die Mikrochemie {f}
en küçük boşluk {i} das Mindesspiel {n}
en küçük çift {i} [mat]das Minimalpaar {n}
en küçük değer {i} das Minimum {n}
en küçük değer {i} das Kleinstwert {n}
en küçük detayları gösterebilen mikroskop {i} das Ultramikroskop {n}
en küçük fazlalık {i} das Kleinstübermaß {n}
en küçük gerilme {i} die Minimalspannung {f}
en küçük kareler metodu {allg} Methode der kleinsten Quadrate {allg}
en küçük ölçü {i} das Kleinstmaß {n}
en küçük ortalama {allg} kleinster Mittelwert {allg}
eserdeki en küçük bölüm {i} [müz]die Phrase {f}
eskisinden daha küçük {allg} noch viel kleiner {allg}
etrafındakilerden farklı dilde konuşan küçük bölge {i} [dilb]die Sprachinsel {f}
fonksiyonun en küçük veya en büyük değerini belirlemek {v} [mat]optimieren {v}
gazete satılan küçük kulübe {i} der Kiosk {m}
gelişmemiş küçük kasaba {i} das Kuhkaff {n}
güneş etrafında dönen küçük gezegen {i} [gökb]der Planetoid {m}
güzel ve küçük {s} niedlich {adj}
hayvan derisinde tüyler arasında küçük yer {i} der Fleck {m}
içine ıvır zıvır konan küçük kutu {i} das Necessaire {n}
iki direkli küçük yelkenli {i} [den]die Brigg {f}
iki veya daha fazla şahsın ortaklığıyla oluşan küçük işletme {allg} Gesellschaft des bürgerlichen Rechts {allg}
inanç şehidi mezarı üzerine yapılan küçük kilise {i} das Martyrtum {n}
ince küçük talaş {i} das Spänchen {n}
işyerindeki en küçük çalışma grubu {i} [pol]die Brigade {f}
işyerindeki en küçük çalışma grubu amiri {i} [pol]der Brigadegeneral {m}
ısırarak küçük parçalara ayırmak {fi} abkauen {v}
kaleye sokulmaya çalışılan sert ve küçük disk {i} [sp]der Puck {m}
kanatlı küçük çocuk figürü {i} die Putte {f}
kazada oluşan küçük hasar {i} das Bagatellschaden {n}
kendini küçük düşürmek {allg} erniedrigen {allg}
kendini küçük düşürmek {allg} bloßstellen {allg}
kök ve dallarının kesilmesi suretiyle küçük bırakılan süs ağacı {i} der Bonsai {m}