TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
fark {i} der Abstand {m}
fark {i} die Abweichung {f}
fark {i} die Differenz {f}
fark {s} himmelweit {adj}
fark {i} die Spanne {f}
fark {i} der Unterschied {m}
fark {i} die Verschiedenheit {f}
fark atma {i} der Vorsprung {m}
fark bedeli {i} der Differenzbetrag {m}
fark edilebilir {s} bemerkbar {adj}
fark edilebilir {s} durchschaubar {adj}
fark edilebilir {s} fühlbar {adj}
fark edilebilir {s} merkbar {adj}
fark edilebilir {s} merklich {adj}
fark edilebilir {s} wahrnehmbar {adj}
fark edilebilir {a} erkennbar {a}
fark edilebilirlik {i} die Durchschaubarkeit {f}
fark edilemez {s} unauffindbar {adj}
fark edilemez {s} unmerkbar {adj}
fark edilemez {s} unmerklich {adj}
fark edilen {s} merkwürdig {adj}
fark edilir {s} drastisch {adj}
fark edilir {a} erkennbar {a}
fark edilir {a} fühlbar {a}
fark edilir {a} merklich {a}
fark edilir bir şekilde {adv} zusehends {adv}
fark edilmeden {a} unbemerkt {a}
fark edilmek {fi} mitschwingen {v}
fark edilmemesi mümkün olmayan {s} unübersehbar {adj}
fark edilmesi mümkün {s} bemerkbar {adj}
fark edilmeyen {s} unbeachtet {adj}
fark edilmeyen {s} unbemerkt {adj}
fark edilmeyen {s} unbewacht {adj}
fark etme {i} die Realisation {f}
fark etme {i} die Realisierung {f}
fark etme {i} die Witterung {f}
fark etmek {v} bekommen {v}
fark etmek {v} bemerken {v}
fark etmek {v} beobachten {v}
fark etmek {fi} dahinter kommen {v}
fark etmek {fi} dahinterkommen {v}
fark etmek {itr} erkennen {itr}
fark etmek {v} erschauen {v}
fark etmek {v} realisieren {v}
fark etmek {itr} sehen {itr}
fark etmek {v} sichten {v}
fark etmek {fi} unterscheiden {v}
fark etmek {v} vermissen {v}
fark etmek {allg} von etw Notiz nehmen {allg}
fark etmek {v} wittern {v}
fark etmemek {v} übersehen {v}
fark gözetme {i} die Absonderung {f}
fark gözetme {i} die Ausscheidung {f}
fark gözetme {i} die Differenzierung {f}
fark gözetme {i} die Diskriminierung {f}
fark gözetme {i} die Segregation {f}
fark gözetme şartı {i} die Differenzierungsklausel {f}
fark gözetmeden {allg} ohne Unterschied {allg}
fark gözetmek {fi} differenzieren {v}
fark gözetmek {v} diskriminieren {v}
fark gözetmek {fi} einen Unterschied machen {v}
fark gözetmek {fi} identifizieren {v}
fark gözetmeksizin {s} unterschiedslos {adj}
fark gözetmeme {i} die Gleichmacherei {f}
fark gözetmemek {allg} keinen Unterschied machen {allg}
fark olunamaz {s} [metr]nebelhaft {adj}
farkı bir şekilde yeniden ifade etmek {v} umschreiben {v}
farkı görmek {v} unterscheiden {v}
farkı kapatmak {a} aufholen {a}
farkına varamamak {allg} entgehen lassen {allg}
farkına vardırmak {allg} merken lassen {allg}
farkına vardırmamak {fi} hinwegtäuschen {v}
farkına varılabilir {s} merklich {adj}
farkına varılacak kadar {s} merklich {adj}
farkına varılamaz {s} unmerkbar {adj}
farkına varılamaz {s} unmerklich {adj}
farkına varma {i} die Wahrnehmung {f}
farkına varma yeteneği {i} das Wahrnehmungsvermögen {n}
farkına varmadan {s} unwissentlich {adj}
farkına varmak {fi} ansehen {v}
Indirekte Treffer
alacak ile borç arasındaki fark {i} der Saldo {m}
bence fark etmez {adv} Wurst {adv}
bence fark etmez {adv} wurscht {adv}
benim için fark etmez {s} piepegal {adj}
benim için fark etmez {allg} das ist mir gleichgültig {allg}
benim için fark etmez {allg} es ist mir gleich {allg}
benim için fark etmez {allg} das ist mir egal {allg}
benim için fark etmez {allg} es ist mir einerlei {allg}
benim için fark etmez {allg} Es ist mir egal {allg}
benim için fark etmez {allg} von mir aus {allg}
benim için fark etmez {a} egal {a}
bir şeyi fark etmek {v} merken {v}
bir şeyi fark etmek {allg} bemerken {allg}
büyük fark {i} der Abgrund {m}
büyük fark {s} himmelweit {adj}
çok küçük fark {i} [sp]die Nasenlänge {f}
dağlar kadar fark var {allg} ein Unterschied wie Tag und Nacht {allg}
enflasyon oranlarında fark {i} das Inflationsgefälle {n}
envanter kaydı ile sayım arasındaki fark {i} die Inventurdifferenz {f}
envanter sayımı sonunda fark {i} die Inventurdifferenz {f}
fark atma {i} der Vorsprung {m}
fark bedeli {i} der Differenzbetrag {m}
fark edilebilir {s} fühlbar {adj}
fark edilebilir {a} erkennbar {a}
fark edilebilir {s} durchschaubar {adj}
fark edilebilir {s} wahrnehmbar {adj}
fark edilebilir {s} bemerkbar {adj}
fark edilebilir {s} merklich {adj}
fark edilebilir {s} merkbar {adj}
fark edilebilirlik {i} die Durchschaubarkeit {f}
fark edilemez {s} unmerklich {adj}
fark edilemez {s} unmerkbar {adj}
fark edilemez {s} unauffindbar {adj}
fark edilen {s} merkwürdig {adj}
fark edilir {s} drastisch {adj}
fark edilir {a} merklich {a}
fark edilir {a} fühlbar {a}
fark edilir {a} erkennbar {a}
fark edilir bir şekilde {adv} zusehends {adv}
fark edilmeden {a} unbemerkt {a}
fark edilmek {fi} mitschwingen {v}
fark edilmemesi mümkün olmayan {s} unübersehbar {adj}
fark edilmesi mümkün {s} bemerkbar {adj}
fark edilmeyen {s} unbeachtet {adj}
fark edilmeyen {s} unbewacht {adj}
fark edilmeyen {s} unbemerkt {adj}
fark etme {i} die Realisierung {f}
fark etme {i} die Realisation {f}
fark etme {i} die Witterung {f}
fark etmek {v} wittern {v}
fark etmek {fi} dahinter kommen {v}
fark etmek {itr} sehen {itr}
fark etmek {allg} von etw Notiz nehmen {allg}
fark etmek {v} beobachten {v}
fark etmek {v} realisieren {v}
fark etmek {v} vermissen {v}
fark etmek {v} bemerken {v}
fark etmek {v} erschauen {v}
fark etmek {fi} unterscheiden {v}
fark etmek {v} bekommen {v}
fark etmek {itr} erkennen {itr}
fark etmek {v} sichten {v}
fark etmek {fi} dahinterkommen {v}
fark etmemek {v} übersehen {v}
fark gözetme {i} die Differenzierung {f}
fark gözetme {i} die Ausscheidung {f}
fark gözetme {i} die Absonderung {f}
fark gözetme {i} die Segregation {f}
fark gözetme {i} die Diskriminierung {f}
fark gözetme şartı {i} die Differenzierungsklausel {f}
fark gözetmeden {allg} ohne Unterschied {allg}
fark gözetmek {fi} differenzieren {v}
fark gözetmek {fi} identifizieren {v}