TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
parasal {s} [tic]finanziell {adj}
parasal {a} Geld {a}
parasal {allg} Geld- {allg}
parasal {s} geldlich {adj}
parasal {s} materiell {adj}
parasal {s} monetär {adj}
parasal {s} pekuniär {adj}
parasal {s} wirtschaftlich {adj}
parasal açıdan kendi kendi yeten {s} autark {adj}
parasal açıdan kendi kendine yeten {s} autark {adj}
parasal açıdan kendi kendine yetme {i} die Autarkie {f}
parasal başarı {i} der Kassenerfolg {m}
parasal büyüme {i} das Geldmengenwachstum {n}
parasal değer {i} das Wertzeichen {n}
parasal denge {allg} monetäres Gleichgewicht {allg}
parasal denge {allg} währungspolitisches Gleichgewicht {allg}
parasal destek {i} [tic]der Finanzbeitrag {m}
parasal donatım {allg} finanzielle Ausstattung {allg}
parasal durum {i} [tic]der Besitzstand {m}
parasal durum {i} [tic]die Finanzen {f}
parasal durum {i} [tic]die Finanzlage {f}
parasal düşüncelerle {allg} aus finanziellen Rücksichten {allg}
parasal edim {i} die Geldleistung {f}
parasal endişe {allg} finanzielle Sorgen {allg}
parasal gelir {i} das Geldeinkommen {n}
parasal genişleme {i} die Geldausweitung {f}
parasal genişleme {i} die Geldexpansion {f}
parasal genişme {i} die Geldmengenausweitung {f}
parasal gereksinim {i} [tic]der Finanzbedarf {m}
parasal gösterge {allg} geldpolitischer Indikator {allg}
parasal göstergeler {ç} die Finanzdaten {pl}
parasal güç {i} die Finanzmacht {f}
parasal istikrar {i} die Geldstabilität {f}
parasal karşılık {i} der Geldeswert {m}
parasal kaygı {allg} finanzielle Sorgen {allg}
parasal kayıp {i} der Geldverlust {m}
parasal kaynak {i} [tic]die Finanzquelle {f}
parasal kredi {i} der Finanzkredit {m}
parasal maliyet eğrisi {allg} monetäre Kostenkurve {allg}
parasal marjinal hasıla {allg} monetäres Grenzprodukt {allg}
parasal marjinal verimlilik {allg} monetäre Grenzproduktivität {allg}
parasal mesele {i} die Geldangelegenheit {f}
parasal mevcut {i} das Geldvermögen {n}
parasal ödeme {allg} entgeltliche Leistung {allg}
parasal olanaklı kılmak {itr} finanzieren {itr}
parasal parite {i} die Geldparität {f}
parasal sermaye {i} das Geldkapital {n}
parasal sermaye oluşumu {i} die Geldkapitalbildung {f}
parasal sistem {i} die Geld- und Währungsordnung {f}
parasal sistem {i} die Geldverfassung {f}
parasal sıkıntı {i} die Geldnot {f}
parasal sıkıntı {i} die Geldverlegenheit {f}
parasal sorun {i} die Geldangelegenheit {f}
parasal taban {allg} exogenes Geld {allg}
parasal taban {i} die Geldbasis {f}
parasal taban {allg} monetäre Basis {allg}
parasal tazminat {i} die Geldentschädigung {f}
parasal teşvik {allg} finanzieller Anreiz {allg}
parasal ücret {i} der Geldlohn {m}
parasal ücret {i} der Nominallohn {m}
parasal yanılgı {i} die Geldillusion {f}
parasal yanılgı {i} die Geldschleier {f}
parasal yardım {i} die Beisteuer {f}
parasal yardım {allg} finanzielle Hilfe {allg}
parasal yardım {i} die Geldleistung {f}
parasal yardım {ç} die Hilfsgelder {pl}
parasal yardım {i} die Zuwendung {f}
parasal yardım talebi {i} der Förderantrag {m}
parasal yatırım {i} [tic]die Finanzanlage {f}
parasal yönden sıkışık olmak {allg} auf den Hund kommen {allg}
parasal yönetim {i} das Finanzwesen {n}
parasal yükümlülük {i} die Geldverpflichtung {f}
parasal yükümlülükler {ç} die finanzielle Verpflichtungen {pl}
Indirekte Treffer
Avrupa Parasal İşbirliği Fonu {allg} europäische Währungsfonds {allg}
bir işe yeni başlayanlara yapılan parasal yardım {i} die Starthilfe {f}
birine parasal olarak yardımcı olmak {fi} jemandem unter die Arme greifen {v}
çocuklu ailelere yapılan parasal devlet yardımı {i} das Kindergeld {n}
devletin parasal yardımı {i} die Subvention {f}
müttefik ülkenin savaşan devlete yaptığı parasal yardım {ç} die Subsidien {pl}
parasal açıdan kendi kendi yeten {s} autark {adj}
parasal açıdan kendi kendine yeten {s} autark {adj}
parasal açıdan kendi kendine yetme {i} die Autarkie {f}
parasal başarı {i} der Kassenerfolg {m}
parasal büyüme {i} das Geldmengenwachstum {n}
parasal değer {i} das Wertzeichen {n}
parasal denge {allg} währungspolitisches Gleichgewicht {allg}
parasal denge {allg} monetäres Gleichgewicht {allg}
parasal destek {i} [tic]der Finanzbeitrag {m}
parasal donatım {allg} finanzielle Ausstattung {allg}
parasal durum {i} [tic]die Finanzlage {f}
parasal durum {i} [tic]die Finanzen {f}
parasal durum {i} [tic]der Besitzstand {m}
parasal düşüncelerle {allg} aus finanziellen Rücksichten {allg}
parasal edim {i} die Geldleistung {f}
parasal endişe {allg} finanzielle Sorgen {allg}
parasal gelir {i} das Geldeinkommen {n}
parasal genişleme {i} die Geldexpansion {f}
parasal genişleme {i} die Geldausweitung {f}
parasal genişme {i} die Geldmengenausweitung {f}
parasal gereksinim {i} [tic]der Finanzbedarf {m}
parasal gösterge {allg} geldpolitischer Indikator {allg}
parasal göstergeler {ç} die Finanzdaten {pl}
parasal güç {i} die Finanzmacht {f}
parasal istikrar {i} die Geldstabilität {f}
parasal karşılık {i} der Geldeswert {m}
parasal kaygı {allg} finanzielle Sorgen {allg}
parasal kayıp {i} der Geldverlust {m}
parasal kaynak {i} [tic]die Finanzquelle {f}
parasal kredi {i} der Finanzkredit {m}
parasal maliyet eğrisi {allg} monetäre Kostenkurve {allg}
parasal marjinal hasıla {allg} monetäres Grenzprodukt {allg}
parasal marjinal verimlilik {allg} monetäre Grenzproduktivität {allg}
parasal mesele {i} die Geldangelegenheit {f}
parasal mevcut {i} das Geldvermögen {n}
parasal ödeme {allg} entgeltliche Leistung {allg}
parasal olanaklı kılmak {itr} finanzieren {itr}
parasal parite {i} die Geldparität {f}
parasal sermaye {i} das Geldkapital {n}
parasal sermaye oluşumu {i} die Geldkapitalbildung {f}
parasal sistem {i} die Geldverfassung {f}
parasal sistem {i} die Geld- und Währungsordnung {f}
parasal sıkıntı {i} die Geldverlegenheit {f}
parasal sıkıntı {i} die Geldnot {f}
parasal sorun {i} die Geldangelegenheit {f}
parasal taban {allg} monetäre Basis {allg}
parasal taban {i} die Geldbasis {f}
parasal taban {allg} exogenes Geld {allg}
parasal tazminat {i} die Geldentschädigung {f}
parasal teşvik {allg} finanzieller Anreiz {allg}
parasal ücret {i} der Nominallohn {m}
parasal ücret {i} der Geldlohn {m}
parasal yanılgı {i} die Geldschleier {f}
parasal yanılgı {i} die Geldillusion {f}
parasal yardım {i} die Zuwendung {f}
parasal yardım {ç} die Hilfsgelder {pl}
parasal yardım {i} die Geldleistung {f}
parasal yardım {allg} finanzielle Hilfe {allg}
parasal yardım {i} die Beisteuer {f}
parasal yardım talebi {i} der Förderantrag {m}
parasal yatırım {i} [tic]die Finanzanlage {f}
parasal yönden sıkışık olmak {allg} auf den Hund kommen {allg}
parasal yönetim {i} das Finanzwesen {n}
parasal yükümlülük {i} die Geldverpflichtung {f}
parasal yükümlülükler {ç} die finanzielle Verpflichtungen {pl}