TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
onu {tan.} Es {Art.}
onu {tan.} ihn {Art.}
onu {a} sie {a}
önü alınabilir {s} abwendbar {adj}
onu biçersin! {allg} wie die Saat, so die Ernte {allg}
onu bir korkudur sardı {allg} Furcht beschlich sie {allg}
onu disiplin altında tutuyorum {allg} ich halte ihn im Zaum {allg}
onu görmeye doyamıyorum {allg} Ich kann sie nicht genug sehen {allg}
onu takdirinize bırakıyorum {allg} ich überlasse es Ihrem Ermessen {allg}
onu tamamen unutmuştum {allg} ich hatte es ganz vergessen {allg}
onüç {s} dreizehn {adj}
onüçüncü {s} dreizehnte {adj}
önümüzdeki {adv} demnächst {adv}
önümüzdeki {a} nächster {a}
önümüzdeki {s} zukünftig {adj}
önümüzdeki ayda {allg} im nächsten Monat {allg}
önümüzdeki cumartesi {allg} am nächsten Sonnabend {allg}
önümüzdeki sabah {allg} am nächsten Morgen {allg}
önümüzdeki süre için {allg} fürs Nächste {allg}
onun {tan.} dessen {Art.}
onun {tan.} Ihr {Art.}
onun {tan.} ihrer {Art.}
onun {adv} ihrerseits {adv}
onun {s} [dilb]sein {adj}
onun {a} seiner {a}
onun {allg} [dilb]seinige {allg}
Onun ara kanaması oluyor {allg} Sie hat Zwischenblutungen {allg}
onun ayağı sakattır {allg} er ist klumpfüßig {allg}
Onun bağırsak ülseri var {allg} Er leidet unter Darmgeschwür {allg}
onun benzeri {adv} ihresgleichen {adv}
Onun bir cilt hastalığı var {allg} Er hat eine Hautkrankheit {allg}
Onun dişi ağrıyor {allg} Er hat Zahnschmerzen {allg}
onun dizginlerini elimde tutuyorum {allg} ich halte ihn im Zaum {allg}
Onun dünden beri ateşi var {allg} Sie hat seit gestern Fieber {allg}
onun durumunda olduğunu düşünmek {fi} hineinversetzen {v}
onun duygularını anlamak {allg} hinein denken {allg}
onun emsali {adv} ihresgleichen {adv}
onun gibi {adv} [dilb]ihresgleichen {adv}
onun gibi olmak istemek {fi} nacheifern {v}
onun hakkında {adv} worum {adv}
onun hatırına {adv} ihretwegen {adv}
onun için {adv} dafür {adv}
onun için {adv} darum {adv}
onun için {adv} dazu {adv}
onun için {öt} deshalb {prp}
onun için {adv} dessenthalben {adv}
onun için {adv} dessentwegen {adv}
onun için {adv} dessentwillen {adv}
onun için {bağ} deswegen {konj}
onun için {adv} drum {adv}
onun için {adv} Ihrethalben {adv}
onun için {a} ihretwegen {a}
onun için {a} ihretwillen {a}
onun için {adv} seinethalben {adv}
onun için {adv} seinetwegen {adv}
onun için {adv} seinetwillen {adv}
onun için {adv} um derentwillen {adv}
onun için {adv} wozu {adv}
onun içinde {adv} darin {adv}
onun içinde {adv} drein {adv}
onun içine {adv} darein {adv}
onun içine {adv} darin {adv}
onun içine {adv} drein {adv}
onun ipiyle kuyuya inilmez {allg} mit jemandem ist nicht gut Kirschen essen {allg}
onun isteği üzerine {allg} auf sein Verlangen {allg}
onun kadar çok {s} geradeso viel {adj}
onun kadar iyi {s} geradeso noch gut {adj}
onun nesi var? {allg} was hat er nur {allg}
onun önünde {adv} davor {adv}
onun önüne {adv} davor {adv}
onun tarafından {adv} ihrerseits {adv}
onun tarafından {adv} seinerseits {adv}
onun tipinde {adv} ihresgleichen {adv}
onun uğruna {a} ihretwegen {a}
onun uğruna {a} ihretwillen {a}
onun uğruna {adv} seinethalben {adv}
onun uğruna {adv} seinetwegen {adv}
onun uğruna {adv} seinetwillen {adv}
onun üstünde {adv} drauf {adv}
onun üzerinde {adv} drauf {adv}