TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
ayağı dolaşmak {i} das Stolpern {n}
ayağı kayarak düşmek {fi} ausrutschen {v}
ayağı kaymak {fi} ausgleiten {v}
ayağı kaymak {fi} ausglitschen {v}
ayağın tarak kısmı {i} [anat]der Mittelfuß {m}
ayağın üst kısmı {i} [anat]der Spann {m}
ayağına çabuk {adv} leichtfüßig {adv}
ayağına çağırmak {allg} zu sich bestellen {allg}
ayağına gelmek {fi} bieten {v}
ayağı burkmak {fi} den Fuß verstauchen {v}
ayağı burkmak {allg} den Fuß vertreten {allg}
ayağı burkmak {fi} [hek]umknicken {v}
ayağı duvara çarpmak {allg} mit dem Fuß auf die Wand hauen {allg}
ayağı içe doğru basarak yürümek {itr} onkeln {itr}
ayağı incitmek {a} [den]sich {a}
ayağı incitmek {fi} Übertreten {v}
ayağı incitmek {fi} [hek]umknicken {v}
ayağı kaydırma {i} die Verdrängung {f}
ayağı kaydırmak {fi} ausstechen {v}
ayağı kaydırmak {v} verdrängen {v}
ayağı sürterek {s} latschig {adj}
ayağı yere basmak {fi} auftreten {v}
ayağı yere koymak {fi} auftreten {v}
ayağı yorgana göre uzatmak {allg} nach der Decke strecken {allg}
Ayağı yorganına göre uzat {allg} Bleib auf dem Teppich {allg}
ayağı yorganına göre uzatmamak {fi} über seine Verhältnisse leben {v}
ayağı yorganma göre uzatmamak {fi} über seine Verhältnisse leben {v}
Indirekte Treffer
at ayağı {i} der Pferdefuß {m}
at ayağı oynak yeri şişmesi {i} [hayb]der Spat {m}
ayağı dolaşmak {i} das Stolpern {n}
ayağı kayarak düşmek {fi} ausrutschen {v}
ayağı kaymak {fi} ausglitschen {v}
ayağı kaymak {fi} ausgleiten {v}
bir ayağı çukurda olmak {allg} mit einem Bein im Grabe stehen {allg}
dana ayağı {i} die Schlangenwurz {f}
dana ayağı {allg} gefleckter Aronstab {allg}
dana ayağı {allg} Dracunculus vulgaris {allg}
dana ayağı {i} die Drachenwurz {f}
dana ayağı {i} der Aronstab {m}
dayanma ayağı {i} [mim]das Widerlager {n}
dayanma ayağı {i} [mim]der Stützpfeiler {m}
destek ayağı {i} das Spielbein {n}
dikiş ayağı {i} das Nähfuß {n}
dolap ayağı {i} [mad]der Stollen {m}
dört köşeli duvar ayağı {i} [mim]der Pilaster {m}
el ve ayağı tutmama {i} die Senilität {f}
eli ayağı ince {s} feingliedrig {adj}
eli ayağı tutar {a} arbeitsfähig {a}
eli ayağı tutmaz {s} senil {adj}
eli ayağı tutmaz olmuş {s} altersschwach {adj}
heyecandan eli ayağı tutmaz halde {s} aufgelöst {adj}
heykel ayağı {i} das Fußgestell {n}
horoz ayağı {i} der Hahnenfuss {m}
horoz ayağı {allg} kriechender Hahnenfuß {allg}
iki ayağı bir pabuca girmek {allg} aus Eile überstürzt handeln {allg}
kadeh ayağı {i} der Stiel {m}
kaz ayağı {i} die Hahnepot {f}
kazan ayağı {i} das Kessellager {n}
köprü ayağı {i} [mim]das Widerlager {n}
köprü ayağı {i} der Brückenpfeiler {m}
kuğu ayağı {i} [hayb]das Ruder {n}
makine ayağı {i} die Maschinensäule {f}
masa ayağı {i} das Tischbein {n}
merdiven ayağı {i} die Sprosse {f}
onun ayağı sakattır {allg} er ist klumpfüßig {allg}
regülatör ayağı {i} der Regulatorständer {m}
sandalye ayağı {i} das Stuhlbein {n}
turna ayağı {allg} Ranunculus repens {allg}
turna ayağı {i} der Hahnenfuss {m}