TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
benim {allg} es gehört mir {allg}
benim {allg} ich bin's {allg}
benim {tan.} mein {Art.}
benim {a} meine {a}
benim {tan.} meiner {Art.}
benim bilgim haricinde {allg} ohne mein Wissen {allg}
benim evde {allg} bei uns daheim {allg}
benim fikrime göre {allg} meiner Ansicht nach {allg}
benim fikrime göre {i} das Nach meinem Dafürhalten {n}
benim fikrime göre {allg} nach meinem Ermessen {allg}
benim fikrime göre {allg} nach meiner Meinung {allg}
benim gibi düşünenler {tan.} meinesgleichen {Art.}
benim gibi olanlar {tan.} meinesgleichen {Art.}
benim gibisi {tan.} meinesgleichen {Art.}
benim görüşüme göre {allg} meiner Ansicht nach {allg}
benim gözümde sıfır {allg} in meinen Augen null {allg}
benim hatırım için {allg} für mich {allg}
benim hatırım için {adv} meinethalben {adv}
benim hatırım için {adv} meinetwegen {adv}
benim hatırım için {adv} meinetwillen {adv}
benim hatırım için {allg} um meinetwillen {allg}
benim için {allg} für mich {allg}
benim için {adv} meinethalben {adv}
benim için {adv} meinetwegen {adv}
benim için {adv} meinetwillen {adv}
benim için artık o havagazı {allg} er ist Luft für mich {allg}
benim için bir zevk {allg} gerne geschehen {allg}
benim için çok önemi yok {allg} mir liegt nichts daran {allg}
benim için çok önemli {allg} mir liegt viel daran {allg}
benim için fark etmez {allg} das ist mir egal {allg}
benim için fark etmez {allg} das ist mir gleichgültig {allg}
benim için fark etmez {a} egal {a}
benim için fark etmez {allg} Es ist mir egal {allg}
benim için fark etmez {allg} es ist mir einerlei {allg}
benim için fark etmez {allg} es ist mir gleich {allg}
benim için fark etmez {s} piepegal {adj}
benim için fark etmez {allg} von mir aus {allg}
benim için farketmez {allg} das ist mir Wurscht {allg}
benim için postada bir şey var mı? {allg} ist Post für mich da {allg}
benim için şu önemli {allg} es kommt mir darauf an {allg}
benim için sürpriz değil! {allg} kein Wunder {allg}
benim işime gelir {allg} es kommt mir gelegen {allg}
benim karım {allg} meine Frau {allg}
benim karşımda {allg} gegenüber mir {allg}
benim kitabım {allg} mein Buch {allg}
benim öz kızım {allg} meine eigene Tochter {allg}
benim suçum değil {allg} es liegt nicht an mir {allg}
benim tarafımdan {adv} meinerseits {adv}
benim tarafımdan {adv} meinesteils {adv}
benim tarafımdan {allg} von mir aus {allg}
benim tipim değil {allg} jemand ist nicht mein Typ {allg}
benim ülkemde {allg} bei uns daheim {allg}
benim yaşımda {allg} in meinem Alter {allg}
benim yerime {allg} an meiner statt {allg}
benim yüzümden {adv} meinethalben {adv}
benim yüzümden {adv} meinetwegen {adv}
benim yüzümden {adv} meinetwillen {adv}
benim zamanımda {allg} zu meiner Zeit {allg}
benim! {allg} Ich bin es {allg}
benim! {allg} ich bin es! {allg}
benim! {allg} ich bin's {allg}
benimki {a} meine {a}
benimki {a} meiner {a}
benimki {a} meines {a}
benimki {tan.} meinig {Art.}
benimki! {allg} meine bessere Hälfte {allg}
benimkiler {allg} die Meinen {allg}
benimle {allg} mit mir {allg}
Benimle evlenir misin? {allg} [Redw.]Willst du mich Heiraten? {allg}
benimle gel! {allg} Komm mit {allg}
benimseme {i} die Adopdion {f}
benimseme {i} die Adoption {f}
benimseme {i} die Akzeptanz {f}
benimseme {i} die Aneignung {f}
benimseme {i} die Rezeption {f}
benimseme {i} die Verinnerlichung {f}
benimsemek {v} adoptieren {v}
benimsemek {fi} aneignen {v}
benimsemek {fi} aneignen {v}
benimsemek {fi} annehmen {v}
Indirekte Treffer
benim bilgim haricinde {allg} ohne mein Wissen {allg}
benim evde {allg} bei uns daheim {allg}
benim fikrime göre {allg} nach meiner Meinung {allg}
benim fikrime göre {allg} nach meinem Ermessen {allg}
benim fikrime göre {i} das Nach meinem Dafürhalten {n}
benim fikrime göre {allg} meiner Ansicht nach {allg}
benim gibi düşünenler {tan.} meinesgleichen {Art.}
benim gibi olanlar {tan.} meinesgleichen {Art.}
benim gibisi {tan.} meinesgleichen {Art.}
benim görüşüme göre {allg} meiner Ansicht nach {allg}
benim gözümde sıfır {allg} in meinen Augen null {allg}
benim hatırım için {allg} um meinetwillen {allg}
benim hatırım için {adv} meinetwillen {adv}
benim hatırım için {adv} meinetwegen {adv}
benim hatırım için {adv} meinethalben {adv}
benim hatırım için {allg} für mich {allg}
benim için {adv} meinetwillen {adv}
benim için {adv} meinetwegen {adv}
benim için {adv} meinethalben {adv}
benim için {allg} für mich {allg}
benim için artık o havagazı {allg} er ist Luft für mich {allg}
benim için bir zevk {allg} gerne geschehen {allg}
benim için çok önemi yok {allg} mir liegt nichts daran {allg}
benim için çok önemli {allg} mir liegt viel daran {allg}
benim için fark etmez {allg} das ist mir egal {allg}
benim için fark etmez {allg} Es ist mir egal {allg}
benim için fark etmez {allg} von mir aus {allg}
benim için fark etmez {a} egal {a}
benim için fark etmez {s} piepegal {adj}
benim için fark etmez {allg} das ist mir gleichgültig {allg}
benim için fark etmez {allg} es ist mir gleich {allg}
benim için fark etmez {allg} es ist mir einerlei {allg}
benim için farketmez {allg} das ist mir Wurscht {allg}
benim için postada bir şey var mı? {allg} ist Post für mich da {allg}
benim için şu önemli {allg} es kommt mir darauf an {allg}
benim için sürpriz değil! {allg} kein Wunder {allg}
benim işime gelir {allg} es kommt mir gelegen {allg}
benim karım {allg} meine Frau {allg}
benim karşımda {allg} gegenüber mir {allg}
benim kitabım {allg} mein Buch {allg}
benim öz kızım {allg} meine eigene Tochter {allg}
benim suçum değil {allg} es liegt nicht an mir {allg}
benim tarafımdan {allg} von mir aus {allg}
benim tarafımdan {adv} meinesteils {adv}
benim tarafımdan {adv} meinerseits {adv}
benim tipim değil {allg} jemand ist nicht mein Typ {allg}
benim ülkemde {allg} bei uns daheim {allg}
benim yaşımda {allg} in meinem Alter {allg}
benim yerime {allg} an meiner statt {allg}
benim yüzümden {adv} meinetwegen {adv}
benim yüzümden {adv} meinethalben {adv}
benim yüzümden {adv} meinetwillen {adv}
benim zamanımda {allg} zu meiner Zeit {allg}
benim! {allg} ich bin's {allg}
benim! {allg} ich bin es! {allg}
benim! {allg} Ich bin es {allg}
Bu benim dolabım {allg} Das ist mein Schrank {allg}
bu benim sorunum! {allg} das ist meine Sache {allg}
bu benim tarzım değil {allg} es ist nicht meine Art {allg}
burası benim memleketim {allg} ich bin hier zu Hause {allg}
canım benim {allg} Liebling {allg}
canım benim {allg} [Redw.]Mein Schatz {allg}
canım benim {allg} mein Schatz {allg}
küçük olsun benim olsun {allg} Klein aber mein {allg}
muhatabı benim {allg} das ist auf mich gemünzt {allg}
o benim için çok değerlidir {allg} er ist mir goldwert {allg}
Sen benim herşeyimsin {allg} Du bist mein Ein und Alles {allg}
sıra benim {allg} ich bin an der Reihe {allg}