DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
du {Art.} sen {tan.}
du bist dran {allg} sıra sende {allg}
du bist dran {allg} sıra senin {allg}
du bist ein Esel {allg} eşek herifin tekisin {allg}
du bist ein Goldschatz {allg} çok iyisin! {allg}
du bist ja ganz nass {allg} ama sırılsıklamsın {allg}
Du bist mein Augenlicht! {allg} gözümsün {allg}
Du bist mein Ein und Alles {allg} Sen benim herşeyimsin {allg}
Du fehlst mir {allg} seni özlüyorum {allg}
Du fehlst mir {allg} yokluğun beni üzüyor {allg}
du Gauner du {allg} seni çapkın seni {allg}
du gehst mir nicht aus meinem Kopf {allg} aklımdan çıkmıyorsun {allg}
du hast gut reden {allg} söylemesi kolay sen bunun ne kadar zor olduğunu anlamıyorsun {allg}
du hast ja nichts gesagt {allg} bir şey demedin ki {allg}
du hast Recht {allg} [Redw.]Haklısın {allg}
du hast wohl einen Knall {allg} aklını kaçırdın? {allg}
du hast wohl einen Knall {allg} delirdin mi {allg}
du hast wohl einen Knall {allg} delirdin mi? {allg}
du hast wohl einen Knall? {allg} aklını kaçırdın? {allg}
du hast wohl einen Knall? {allg} delirdin mi? {allg}
du hast wohl einen Stich {allg} aklını oynattın! {allg}
du hast wohl keine Ohren? {allg} sağır mısın? {allg}
Du kommst, ja? {allg} geliyorsun değil mi! {allg}
du lieber Gott {allg} aman Allahım {allg}
du lieber Gott {allg} aman yarabbim! {allg}
du lieber Gott! {allg} aman Allahım {allg}
Du meine Güte {allg} aman yarabbim {allg}
Du meine Güte! {allg} aman yarabbim {allg}
du musst mehr Dampf dahinter machen {allg} işi çabuklaştırmalısın {allg}
du musst mehr Dampf dahinter machen {allg} işi hızlandırmalısın {allg}
du Naivling {allg} [Redw.]seni gerzek seni {allg}
du Schaf {allg} seni gerzek seni {allg}
du Schlitzohr du {allg} seni çapkın seni {allg}
Du toller Bursche {allg} seni gidi seni! {allg}
du weißt warum {allg} bu konu hakkında bilgin var {allg}
du weißt warum {allg} bunu biliyorsun {allg}
der Dual {m} çift {i}
der Dual {m} dual {i}
der Dual {m} iki eşit parçalı {i}
der Dual {m} ikili {i}
der Dual {m} tesniye {i}
Dual- {prä} ikili {önk}
der Dualband {m} cep telefonunun iki sistemle çalışma özelliği {i}
der Dualband {m} iki farklı sistem ile çalışma özelliği {i}
duale Ausbildung {allg} ikili meslek eğitimi {allg}
duale Berufsbildung {allg} ikili meslek eğitimi {allg}
der Dualismus {m} düalizm {i}
der Dualismus {m} ikici görüş {i}
der Dualismus {m} ikicilik {i}
der Dualismus {m} ikilik {i}
der Dualist {m} düalist {i}
der Dualist {m} ikicilikçi {i}
der Dualist {m} ikilikçi {i}
dualistisch {adj} düalist {s}
dualistisch {adj} ikici {s}
dualistisch {allg} ikici görüşlü {allg}
dualistisch {allg} ikiciliğe göre {allg}
dualistisch {adj} ikilikçi {s}
die Dualität {f} ikicilik {i}
die Dualität {f} ikilik {i}
das Dualsystem {n} iki sayısına dayalı sayı sistemi {i}
die Dualzahl {f} ikili sayı {i}
der Dubel {m} aptal herif {i}
der Dubel {m} kalın kafalı {i}
der Dübel {m} çivi yuvası {i}
der Dübel {m} dübel {i}
der Dübel {m} takoz {i}
der Dübel {m} tapa {i}
der Dübel {m} tıkaç {i}
der Dübel {m} vida yuvası {i}
dübeln {v} dübel çakmak {v}
dübeln {v} dübellemek {v}
dubios {adj} güvenilmez {s}
dubios {adj} kuşku uyandırıcı kişi {s}
dubios {a} şüpheli {a}
dubios {adj} şüpheli {s}
dubiös {adj} karanlık {s}
dubiös {adj} şüpheli kişi {s}
dubiose Debitoren {allg} şüpheli alacaklar {allg}
dubiose Debitoren {allg} şüpheli borçlular {allg}