DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
die Frage {f} bahis {i}
die Frage {f} dava {i}
die Frage {f} mesele {i}
die Frage {f} mesul {i}
die Frage {f} problem {i}
die Frage {f} soru {i}
die Frage {f} sorun {i}
die Frage {f} sual {i}
die Frage {f} şüphe {i}
Frage und Antwort Methode {allg} soru ve cevap yöntemi {allg}
das Frageadverb {n} [Sprachw]soru belirteci {i}
der Fragebogen {m} anket {i}
der Fragebogen {m} anket kağıdı {i}
der Fragebogen {m} sormaca {i}
der Fragebogen {m} soru kağıdı {i}
der Fragebogen {m} soru listesi {i}
Fragebogen ausfüllen {allg} soru kağıdını doldurmak {allg}
das Fragefürwort {n} [Sprachw]soru zamiri {i}
fragen {itr} sormak {itr}
fragen {v} soru sormak {fi}
fragen {itr} soru yöneltmek {itr}
fragen {v} sual etmek {fi}
fragen {allg} kendi kendine sormak {allg}
fragen {allg} merak etmek {allg}
Fragen stellen {allg} soru sormak {allg}
Fragen stellen {allg} soru yöneltmek {allg}
fragend {adj} istifhamlı {s}
fragend {adj} soran {s}
fragend {a} sorar şekilde {a}
die Fragepartikel {f} [Sprachw]soru eki {i}
das Fragepronomen {n} [Sprachw]soru adılı {i}
das Fragepronomen {n} [Sprachw]soru zamiri {i}
der Frager {m} soru soran kimse {i}
das Fragerecht {n} soru sorma hakkı {i}
die Fragerei {f} sorgu sual {i}
der Fragesatz {m} [Sprachw]soru cümlesi {i}
der Fragesteller {m} soru sahibi {i}
der Fragesteller {m} soru soran {i}
der Fragesteller {m} soru yönelten {i}
die Fragestellerin {f} soru sahibi {i}
die Fragestellung {f} sorma şekli {i}
die Fragestellung {f} sorulan soru {i}
die Fragestellung {f} soruş {i}
die Fragestunde {f} soru saati {i}
das Fragewort {n} [Sprachw]soru sıfatı {i}
das Fragewort {n} [Sprachw]soru zamiri {i}
das Fragewort {n} [Sprachw]soru zarfı {i}
das Fragezeichen {n} soru işareti {i}
Indirekte Treffer
das analytische Frage {allg} çözümsel soru {allg}
außer Frage sein {allg} şüphe götürmez olmak {allg}
außer Frage sein {allg} söz konusu olmamak {allg}
das ist die Frage {allg} işte sorun bu {allg}
das ist eine Frage der Zeit {allg} zaman meselesidir {allg}
das ist keine Frage {allg} şüphesiz {allg}
das ist keine Frage {allg} hiç şüphe yok {allg}
das ist keine Frage {allg} bu sorun değil {allg}
das kommt nicht in Frage {allg} buna izin vermem {allg}
die Frage beantworten {allg} soruyu cevaplandırmak {allg}
eigentliche Frage {allg} esas mesele {allg}
eigentliche Frage {allg} asıl problem {allg}
eine brennende Frage {allg} önemli bir soru {allg}
eine Frage an jdn richten {allg} birisine bir soru yöneltmek {allg}
eine Frage aufwerfen {allg} ortaya bir soru sormak {allg}
eine Frage stellen {allg} soru yöneltmek {allg}
eine Frage stellen {allg} bir soru sormak {allg}
eine Frage stellen {allg} birisine bir soru yöneltmek {allg}
eine kitzelige Frage {allg} nazik bir sorun {allg}
eine kitzelige Frage {allg} tehlikeli bir durum {allg}
eine schwierige Frage {allg} zor bir soru {allg}
eine schwierige Frage {allg} güç bir soru {allg}
Frage und Antwort Methode {allg} soru ve cevap yöntemi {allg}
in Frage kommen {allg} dikkate alınmak {allg}
in Frage kommen {allg} söz konusu olmak {allg}
in Frage kommen {allg} olası olmak {allg}
in Frage kommen {allg} ihtimal dahilinde olmak {allg}
in Frage stehen {allg} şüpheli olmak {allg}
in Frage stehend {allg} söz konusu {allg}
in Frage stehend {allg} adı geçen {allg}
in Frage stellen {allg} tehlikeye düşürmek {allg}
in Frage stellen {allg} şüpheli görmek {allg}
in Frage stellen {allg} sorgulamak {allg}
in Frage ziehen {allg} şüphe etmek {allg}
jemandem eine Frage stellen {v} soru sormak {fi}
nicht in Frage kommen {v} söz konusu olmamak {fi}
ohne Frage {allg} hiç kuşkusuz {allg}
ohne Frage {allg} şüphesiz {allg}
ohne Frage {allg} kuşkusuz {allg}
rhetorische Frage {allg} [Lit.]cevap beklenmeyen soru {allg}
schwere Frage {allg} zor soru {allg}
soziale Frage {f} sosyal sorun {i}