bir şeyi azıcık kaldırmak {v} | lüpfen {v} |
|
ağır bir şeyi havaya kaldırmak {v} | stemmen {v} |
|
ağır bir şeyi taşımak {itr} | asten {itr} |
|
ağır bir şeyi yukarı çekmek {v} | hieven {v} |
|
ağırlık kaldırmak {allg} | Gewichte stemmen {allg} |
|
ahizeyi kaldırmak {allg} | den Hörer abnehmen {allg} |
|
alınan bir şeyi kendine mal etmek {v} | entlehnen {v} |
|
alıp ortadan kaldırmak {fi} | wegnehmen {v} |
|
amacına ulaşabilmek için her şeyi yapabilme {i} | der Bombenterror {m} |
|
ambargoyu kaldırmak {allg} | Embargo aufheben {allg} |
|
anlaşılmaları ortadan kaldırmak {v} | glätten {v} |
|
artıklarını kaldırmak {v} | enttrümmern {v} |
|
asılı şeyi indirmek {fi} | abhaken {v} |
|
ayağa kaldırmak {fi} | sträuben {v} |
|
ayağa kaldırmak {fi} | aufrichten {v} |
|
ayağa kaldırmak {fi} | aufheben {v} |
|
ayağa kaldırmak {allg} | auf die Beine stellen {allg} |
|
aynı şeyi duymak {fi} | mithören {v} |
|
azıcık {allg} | sehr wenig {allg} |
|
azıcık {s}
[müz] | poco {adj} |
|
azıcık {allg} | ein ganz klein Bisschen {allg} |
|
azıcık {allg} | ein bisschen {allg} |
|
azıcık {adv} | welch {adv} |
|
azıcık kaynatmak {fi} | aufkochen {v} |
|
azıcık sıyırmak {fi} | aufstreifen {v} |
|
azıcık yakmak {fi} | ansengen {v} |
|
azıcık yırtmak {fi} | aufritzen {v} |
|
bağlı bir şeyi açmak {fi} | auswickeln {v} |
|
bağlı bir seyi açmak {fi} | aufschnüren {v} |
|
bağlı olan bir şeyi ayırmak {fi} | durchschneiden {v} |
|
baş kaldırmak {itr} | rebellieren {itr} |
|
baş kaldırmak {itr} | revoltieren {itr} |
|
başka şeyi düşünecek durumda olmamak {allg} | den Kopf voll haben {allg} |
|
benzerliği ortadan kaldırmak {v}
[biy] | dissimilieren {v} |
|
bir evin çatısını kaldırmak {allg} | ein Haus abdecken {allg} |
|
bir kanunu oybirliği ile yürürlükten kaldırmak {v} | derogieren {v} |
|
bir konuda söyleyecek şeyi olmak {fi} | mitmischen {v} |
|
bir köprüyü kaldırmak {allg} | eine Brücke abbrechen {allg} |
|
bir şeye karşı bir şeyi yapabilmek {fi} | ankönnen gegen {v} |
|
bir şeyi açık bırakmak {fi} | auslassen {v} |
|
bir şeyi açık olarak görmek {allg} | klar sehen {allg} |
|
bir şeyi açıkça söylemek {allg} | glatt heraussagen {allg} |
|
bir şeyi açmaya veya kapatmaya çalışmak {allg} | an etw nesteln {allg} |
|
bir şeyi adet haline getirmek {allg} | zur Gewohnheit machen {allg} |
|
bir şeyi ağızla kapmaya çalışmak {v} | schnappen {v} |
|
bir şeyi aklında tutmak {fi} | merken {v} |
|
bir şeyi alışkanlık haline getirmek {fi} | einführen {v} |
|
bir şeyi almak {fi} | angreifen {v} |
|
bir şeyi almak {fi} | abnehmen {v} |
|
bir şeyi almak {allg} | in Empfang nehmen {allg} |
|
bir şeyi amaçlamak {allg} | beabsichtigen {allg} |
|
bir şeyi amaçlamak {allg} | auf etw hinzielen {allg} |
|
bir şeyi amaçlamak {allg} | auf etw hinauswollen {allg} |
|
bir şeyi anlamak {fi} | draufkommen {v} |
|
bir şeyi anlamak {allg} | zur Erkenntnis einer Sache gelangen {allg} |
|
bir şeyi anlamak {allg} | klar werden {allg} |
|
bir şeyi anlamak {fi} | klarkommen {v} |
|
bir şeyi anlayamamak {itr} | an etw Irre werden {itr} |
|
bir şeyi aramak {allg} | nach etw angeln {allg} |
|
bir şeyi aramak {allg} | umtun {allg} |
|
bir şeyi aramak {fi} | nachsuchen {v} |
|
bir şeyi aramak {allg} | nach etw jagen {allg} |
|
bir şeyi aramak için kitaba başvurmak {fi} | Nachschlagen {v} |
|
bir şeyi araştırmak {allg} | nachforschen {allg} |
|
bir şeyi aşmak {allg} | erheben {allg} |
|
bir şeyi aşması konusunda yardım etmek {fi} | hinüberhelfen {v} |
|
bir şeyi atlamak {fi} | auslassen {v} |
|
bir şeyi atlatmak {fi} | über etw hinwegkommen {v} |
|
bir şeyi aydınlatmak {allg} | in eine Angelegenheit Klarheit bringen {allg} |
|
bir şeyi azaltmak {v} | drosseln {v} |
|
bir şeyi bahane etmek {allg} | zum Vorwand nehmen {allg} |
|
bir şeyi bakarak incelemek {allg} | betrachten {allg} |
|
bir şeyi başarabilmek için çırpınmak {fi} | abmühen {v} |
|
bir şeyi başarmak {allg} | packen {allg} |
|
bir şeyi başka yöne çevirmek {allg} | zu etw übergehen {allg} |
|
bir şeyi başkasına vermek {fi} | zuleiten {v} |
|
bir şeyi baştan sona tetkik etmek {fi} | durcharbeiten {v} |
|
bir şeyi becerebilmek {allg} | einer Sache gewachsen sein {allg} |
|
bir şeyi beğenmek {allg} | willkommen heißen {allg} |
|
bir şeyi beklemek {allg} | auf etw warten {allg} |
|