TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
sağlamak {fi} anschaffen {v}
sağlamak {fi} aufbringen {v}
sağlamak {fi} ausrichten {v}
sağlamak {fi} beistellen {v}
sağlamak {v} beschaffen {v}
sağlamak {v} besorgen {v}
sağlamak {v} bewerkstelligen {v}
sağlamak {v} erhalten {v}
sağlamak {v} erwirken {v}
sağlamak {v} erzielen {v}
sağlamak {fi} gewähren {v}
sağlamak {v} gewährleisten {v}
sağlamak {a} gewährleistet {a}
sağlamak {fi} herbeischaffen {v}
sağlamak {fi} liefern {v}
sağlamak {v} schaffen {v}
sağlamak {v} schöpfen {v}
sağlamak {v} sichern {v}
sağlamak {fi} sicherstellen {v}
sağlamak {fi} stellen {v}
sağlamak {itr} tragen {itr}
sağlamak {v} verschaffen {v}
sağlamak {fi} versehen {v}
sağlamak {v} versorgen {v}
sağlamak {fi} zuführen {v}
sağlamak {fi} zuschanzen {v}
sağlamak {fi} zusichern {v}
sağlamak {fi} zusprechen {v}
Indirekte Treffer
aralarında uyum sağlamak {v} koordinieren {v}
arz ve talebin dengesini sağlamak üzere kurulan depo {i} das Ausgleichslager {n}
aşama sağlamak {allg} einer Sache nachhelfen {allg}
aşırı kar sağlamak {allg} Wucher treiben {allg}
avantaj sağlamak {allg} Vorteil erhalten {allg}
avantaj sağlamak {itr} nützen {itr}
avantaj sağlamak {allg} einen Vorsprung gewinnen {allg}
bakımını sağlamak {v} unterhalten {v}
barış sağlamak {v} schlichten {v}
beraberliği sağlamak {v} [sp]egalisieren {v}
bir araya gelmelerini sağlamak {fi} zusammenschweißen {v}
bir şeyde kazanç sağlamak {allg} an etw verdienen {allg}
bir şeyden çıkar sağlamak {allg} aus etw Nutzen ziehen {allg}
bir şeyden çıkar sağlamak {allg} Vorteil aus einer Sache ziehen {allg}
bir yerin yenilenmesini sağlamak {v} sanieren {v}
birine hediyeler vererek fayda sağlamak {allg} jemanden schmieren {allg}
birinin geçimini sağlamak {allg} nach jemandem sehen {allg}
birisine bir şey sağlamak {fi} auswirken {v}
birisine bir şey sağlamak {allg} jdn mit etw versorgen {allg}
birisine çıkar sağlamak {fi} bevorteilen {v}
birisinin gelişmesini sağlamak {allg} den Weg ebnen {allg}
çıkar sağlamak {allg} Geschäfte machen {allg}
çıkar sağlamak {fi} Kapital schlagen (aus etw.) {v}
çıkar sağlamak {fi} profitieren {v}
denge sağlamak {fi} auswiegen {v}
denge sağlamak {fi} aufwiegen {v}
denge sağlamak {fi} abgleichen {v}
disiplini sağlamak {allg} Disziplin halten {allg}
dışarı gelmesini sağlamak {fi} herauslocken {v}
ekonomik denge sağlamak {allg} wirtschaftliches Gleichgewicht herstellen {allg}
geçimini hilekarlıkla sağlamak {fi} durchmogeln {v}
geçimini sağlamak {itr} sorgen {itr}
gelir sağlamak {allg} einbringen {allg}
gemiyi düzgün yükleyerek dengesini sağlamak {v} [den]trimmen {v}
getiri sağlamak {allg} Ertrag bringen {allg}
getiri sağlamak {allg} Ertrag abwerfen {allg}
güvence sağlamak {allg} Deckung gewähren {allg}
güvence sağlamak {allg} Deckung anschaffen {allg}
haksız kazanç sağlamak {s*be} [huk]rechtswidrigen Vorteil verschaffen {s*be}
haksız menfaat sağlamak niyeti {i} die Vorteilsverschaffungsabsicht {f}
halkın egemenliğini sağlamak {v} demokratisieren {v}
hava almasını sağlamak {v} bewettern {v}
hesaplar arasında uyum sağlamak {allg} [tic]Konten abstimmen {allg}
hesaplarda uyum sağlamak {allg} Konten abstimmen {allg}
hoşça vakit geçmesini sağlamak {v} vergnügen {v}
içinde sağlamak {allg} in sich schließen {allg}
ihtiyacını sağlamak {v} decken {v}
ilerleme sağlamak {fi} vorwärts kommen {v}
ilerlemesini sağlamak {fi} forthelfen {v}
ilerlemesini sağlamak {allg} aus jdm machen {allg}
kar sağlamak {allg} aus etw Kapital schlagen {allg}
kar sağlamak {allg} Gewinn machen {allg}
kar sağlamak {allg} Gewinn abwerfen {allg}
kar sağlamak {allg} einbringen {allg}
karışıklıktan faydalanarak çıkar sağlamak {allg} im Trüben fischen {allg}
karşılık sağlamak {allg} Deckung anschaffen {allg}
katılmasını sağlamak {v} beteiligen {v}
kazanç sağlamak {fi} einspielen {v}
kazanç sağlamak {allg} Nutzen bringen {allg}
kazanç sağlamak {allg} einbringen {allg}
kazanç sağlamak {fi} lukrieren {v}
kazanç sağlamak {fi} abtragen {v}
kazanç sağlamak {fi} herausschlagen {v}
kazanç sağlamak {allg} Gewinn einbringen {allg}
kazanç sağlamak {allg} Gewinn abwerfen {allg}
kazanç sağlamak {fi} [tic]rentieren {v}
kendine sağlamak {allg} versorgen {allg}
kötü davranışta bulunarak dışarı çıkmasını sağlamak {fi} hinausekeln {v}
kredi sağlamak {allg} Kredit beschaffen {allg}
kredi sağlamak {allg} Kredit gewähren {allg}
kuvertür sağlamak {allg} Deckung anschaffen {allg}
meşruluğunu sağlamak {v} legitimieren {v}
meşruluğunu sağlamak {v} legitimieren {v}
olanak sağlamak {v} erhalten {v}
olanak sağlamak {v} ermöglichen {v}
oluşmasını sağlamak {adv} zustande bringen {adv}
oluşmasını sağlamak {fi} zusehen {v}
oluşmasını sağlamak {v} initiieren {v}
oryantasyon sağlamak {v} orientieren {v}
parite sağlamak {allg} Gleichstand herstellen {allg}