TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
birbiri {adv} einander {adv}
birbiri {allg} Gegen- {allg}
birbiri ardına {adv} aufeinander {adv}
birbiri ardına {allg} einer um den anderen {allg}
birbiri ardına {allg} eins nach dem anderen {allg}
birbiri ardına gelen {adv} aufeinander folgend {adv}
birbiri ardınca {allg} einer nach dem anderen {allg}
birbiri arkasında {adv} hintereinander {adv}
birbiri arkasından {a} aufeinander {a}
birbiri hakkında {adv} übereinander {adv}
birbiri içine kök salmak {fi} zusammenwachsen {v}
birbiri önünde {adv} voreinander {adv}
birbiri üstüne {adv} aufeinander {adv}
birbiri yanında {adv} aneinander {adv}
birbirinden {adv} voneinander {adv}
birbirinden ayırmak {fi} abgrenzen {v}
birbirinden ayırmak {fi} auseinander bringen {v}
birbirinden ayırmak {fi} auseinander dividieren {v}
birbirinden ayırmak {fi} auseinander tun {v}
birbirinden ayırmak {fi} [oto]auskuppeln {v}
birbirinden ayırmak {fi} ausscheiden {v}
birbirinden ayırmak {fi} lostrennen {v}
birbirinden ayırmak {v} trennen {v}
birbirinden ayrı {s} auseinander {adj}
birbirinden ayrılabilir {s} scheidbar {adj}
birbirinden ayrılmak {fi} auseinander gehen {v}
birbirinden ayrılmak {fi} auseinander kommen {v}
birbirinden ayrılmak {fi} auseinanderbringen {v}
birbirinden ayrılmak {fi} auseinandergehen {v}
birbirinden ayrılmak {fi} ausspringen {v}
birbirinden ayrılmak {fi} trennen {v}
birbirinden ayrılmak {v} trennen {v}
birbirinden ayrılmamak {fi} zusammenbleiben {v}
birbirinden ayrılmamak {fi} zusammengehören {v}
birbirinden bağımsız olarak benzer gelişim {i} die Parallelentwicklung {f}
birbirinden destek almak {fi} zusammenstehen {v}
birbirinden hoşlaşmak {allg} einander lieb gewinnen {allg}
birbirinden kopmak {fi} voneinander gehen {v}
birbirinden uzaklaşmak {fi} auseinander gehen {v}
birbirinden uzakta bulunmak {fi} auseinander liegen {v}
birbirine {a} einander {a}
birbirine {a} sich {a}
birbirine {adv} zueinander {adv}
birbirine "sen" diye hitap etmek {allg} Brüderschaft trinken {allg}
birbirine ait {s} zusammengehörig {adj}
birbirine alışmak {fi} aufeinander einspielen {v}
birbirine ardışık olarak neden olan olaylar {i} [kim]die Kettenschlussreaktion {f}
birbirine aykırı {a} widersprüchlich {a}
birbirine bağlama {i} die Verkoppelung {f}
birbirine bağlamak {fi} aneinander fügen {v}
birbirine bağlamak {fi} aneinander hängen {v}
birbirine bağlamak {fi} einheften {v}
birbirine bağlamak {fi} koppeln {v}
birbirine bağlamak {v} verbinden {v}
birbirine bağlamak {fi} zusammenkitten {v}
birbirine bağlamak {fi} zusammenknüpfen {v}
birbirine bağlı {adv} aneinander {adv}
birbirine bağlı {s} zusammengehörig {adj}
birbirine bağlı {s} zusammenhängend {adj}
birbirine bağlı olmak {fi} aneinander hängen {v}
birbirine bağlı olmak {itr} kommunizieren {itr}
birbirine bağlı olmak {fi} zusammengehören {v}
birbirine bağlı olmak {fi} zusammenhalten {v}
birbirine bağlı olmak {fi} zusammenhängen {v}
birbirine bağlı olmayan {s} lose {adj}
birbirine bağlı vasiyetname {i} das Berliner Testament {n}
birbirine benzemeyen {s} zusammengewürfelt {adj}
birbirine benzer {i} die Dublette {f}
birbirine benzeyen {s} Wesensgleich {adj}
birbirine bitişik iki ev {i} das Doppelhaus {n}
birbirine bölmek {fi} auseinander dividieren {v}
birbirine çarpmak {fi} zusammenschlagen {v}
birbirine çivilemek {fi} zusammennageln {v}
birbirine denk gelmek {fi} zusammenpassen {v}
birbirine dikmek {fi} zusammennähen {v}
birbirine doğru yönelen {s} konvergent {adj}
birbirine dokunmak {allg} anfassen {allg}
birbirine dolamak {itr} verwachsen {itr}
birbirine dolanmak {allg} verheddern {allg}
birbirine dolanmak {fi} zusammenwachsen {v}
Indirekte Treffer
birbiri ardına {allg} eins nach dem anderen {allg}
birbiri ardına {allg} einer um den anderen {allg}
birbiri ardına {adv} aufeinander {adv}
birbiri ardına gelen {adv} aufeinander folgend {adv}
birbiri ardınca {allg} einer nach dem anderen {allg}
birbiri arkasında {adv} hintereinander {adv}
birbiri arkasından {a} aufeinander {a}
birbiri hakkında {adv} übereinander {adv}
birbiri içine kök salmak {fi} zusammenwachsen {v}
birbiri önünde {adv} voreinander {adv}
birbiri üstüne {adv} aufeinander {adv}
birbiri yanında {adv} aneinander {adv}
gök cisimlerinin birbiri arasındaki durumu {i} [gökb]die Konstellation {f}