TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
dışında {s} abgerechnet {adj}
dışında {a} abgesehen {a}
dışında {s} abgesehen von {adj}
dışında {adv} außen {adv}
dışında {a} außer {a}
dışında {öt} außerhalb {prp}
dışında {s} auswendig {adj}
dışında {adv} exklusive {adv}
dışında {adv} demnächst {adv}
dışında {a} neben {a}
dışında {öt} nebst {prp}
dışında bırakmak {fi} aussperren {v}
Indirekte Treffer
-in dışında {öt} außer {prp}
... dışında {allg} abgesehen von ... {allg}
alışılmışın dışında {s} ungebräuchlich {adj}
alışılmışın dışında {s} sonderbar {adj}
Almanya dışında yaşayan Almanlar {i} die Auslandsdeutsche {f}
amaç dışında {s} zweckentfremdet {adj}
bilgim dışında {allg} ohne mein Wissen {allg}
borsa dışında {allg} im Freiverkehr {allg}
bunun dışında {adv} überdies {adv}
bunun dışında {adv} sonst {adv}
dışında bırakmak {fi} aussperren {v}
düzenli dışında çalışma {i} die Freizeitarbeit {f}
eklem yüzeyleri dışında kemiği kavrayan fibröz zar {i} das Periost {n}
ev dışında {s} aushäusig {adj}
evin dışında {allg} außer Haus {allg}
evin dışında {s} aushäusig {adj}
evin dışında evi çarpmalara karşı koruyan büyük taş {i} der Prellstein {m}
kırıldığı yer dışında tahsis edilir poliçe {i} der Distanzwechsel {m}
kırıldığı yer dışında tahsis edilir senet {i} der Distanzwechsel {m}
maksat dışında {s} zweckentfremdet {adj}
manastırlarda personelin dışında herkese kapalı odalar {i} die Klausur {f}
normalin dışında {i} die Anomalie {f}
organizma dışında oluşan {fi} exogen {v}
plan dışında kalan {allg} außerhalb des Planes {allg}
planlanan konunun dışında konuşmak {fi} abkommen {v}
şehir dışında {allg} j.w.d. {allg}
şehir dışında oturmasına rağmen heınşehrilik hakkı olan kişi {i} der Pfahlbürger {m}
yolun dışında {allg} abseits vom Wege {allg}