DeutschTürkisch 
Abkürzungen
O Osten doğu
O SauerstoffO oksijen
OB Oberbürgermeister büyükşehir belediye başkanı
o.B. ohne Befund bulgu yok
o.B. ohne Befund bulgusuz
o.J. ohne Jahr yılı belli değil
o.k., O.K. okay tamam
OLG Oberlandesgericht eyalet üst mahkemesi
o.0. ohne Ort yeri belirtilmemiş
o.0. ohne Obligo garantisi olmayan
OP Operation ameliyat
op Opus opus
z.B. zum Beispielörğ. örneğin
Direkte Treffer
O Graus {allg} ne feci! {allg}
o mein Herr {allg} Tanrım! {allg}
o weh {allg} eyvah {allg}
o weh {allg} of {allg}
o weh {allg} vay {allg}
o weh! {allg} eyvah {allg}
o weh! {allg} of {allg}
o weh! {allg} vay {allg}
die O-Beine {pl} çarpık bacak {ç}
o-beinig {adj} çarpık bacaklı {s}
die Oase {f} bir çevre içinde oluşan farklı bir ortam {i}
die Oase {f} çöl ortasındaki verimli toprak parçası {i}
die Oase {f} vaha {i}
ob ... ob {allg} kah ... kah {allg}
ob ... oder ... {allg} ister ... ister ... {allg}
die Obacht {f} dikkat {i}
die Obacht {f} dikkat etme {i}
die Obacht {f} göz kulak olma {i}
die Obacht {f} ihtimam gösterme {i}
die Obacht {f} ilgi gösterme {i}
Obacht geben {v} dikkat etmek {fi}
Obacht geben {v} dikkat kesilmek {fi}
Obacht geben {v} ilgi göstermek {fi}
das Obdach {n} barınacak yer {i}
das Obdach {n} barınak {i}
das Obdach {n} bark {i}
das Obdach {n} çatı {i}
das Obdach {n} ev {i}
das Obdach {n} kalacak yer {i}
das Obdach {n} mesken {i}
das Obdach {n} sığınma {i}
das Obdach {n} yuva {i}
obdachlos {a} açıkta {a}
obdachlos {adj} barınacak yeri olmayan {s}
obdachlos {a} evsiz {a}
obdachlos {allg} evsiz barksız {allg}
obdachlos {adj} kalacak yeri olmayan {s}
obdachlos {allg} konutsuz {allg}
obdachlos {allg} meskensiz {allg}
obdachlos {a} yersiz {a}
obdachlos {adj} yersiz yurtsuz {s}
obdachlos {a} yurtsuz {a}
das Obdachlosenasyl {n} darülaceze {i}
das Obdachlosenheim {n} evsiz barksızlar yurdu {i}
Obdachloser {fm} açık kalan kimse {fm}
Obdachloser {fm} evsiz barksız kimse {fm}
die Obdachlosigkeit {f} barınacak yeri olmama durumu {i}
die Obdachlosigkeit {f} barksızlık {i}
die Obdachlosigkeit {f} evsizlik {i}
die Obduktion {f} obdüksiyon {i}
die Obduktion {f} [Med.]otopsi {i}
die Obduktion {f} teşrih {i}
obduzieren {v} [Med.]otopsi yapmak {v}
die Obedienz {f} [Rel.]katolik din adamlarının üst düzey din adamlarına itaati {i}
der Obelisk {m} dikilitaş {i}
der Obelisk {m} dört köşeli ve yukarı doğru çıktıkça ucu sivrileşen taş sütun {i}
oben {adv} daha evvel açıklanan bölümü {adv}
oben {adv} sofrada en iyi yer {adv}
oben {a} üst katta {a}
oben {adv} yazının yukarı bölümü {adv}
oben {adv} yukarı {adv}
oben {a} yukarıda {a}
oben {adv} yukarıda üstünde {adv}
oben {adv} yukarıda üstüne {adv}
oben {adv} yukarıya {adv}
oben auf {allg} üstünde {allg}
oben erwähnt {allg} yukarda adı geçen {allg}
oben erwähnt {allg} yukarda sözü geçen {allg}
oben erwähnt {allg} yukarıda sözü geçen {allg}
oben erwähnt {adv} yukarıda adı geçen {adv}
oben erwähnt {a} yukarıki {a}
oben genannt {adv} adı geçen {adv}
oben genannt {adv} anılan {adv}
oben genannt {adv} sözü geçen {adv}
oben genannt {adj} mezkur {s}
oben hinaus {adv} çok hırslı {adv}
oben ohne {allg} göğüsleri açıkta {allg}
oben ohne {allg} üstsüz {allg}
oben sein {allg} yukarıda olmak {allg}
obenan {a} başında {a}