TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
kulak {i} das Gehör {n}
kulak {i} die Lasche {f}
kulak {i} [anat]das Ohr {n}
kulak absesi {i} der Ohrabszess {m}
kulak ağrısı {ç} [hek]die Ohrenschmerzen {pl}
kulak ağrısı {allg} Ohrenschmerzen pl {allg}
kulak akupunktürü {i} die Ohrakupunktur {f}
kulak altı bezi {i} die Ohrspeicheldrüse {f}
kulak altı tükürük bezi {i} [hek]die Ohrspeicheldrüse {f}
kulak asmak {fi} anhören {v}
kulak asmak {fi} horchen {v}
kulak asmamak {fi} abschalten {v}
kulak asmamak {fi} nicht kehren {v}
kulak asmamak {fi} verschließen {v}
kulak aynası {i} das Otoskop {n}
kulak batağan {i} der Ohrentaucher {m}
kulak batağan {i} der Taucher {m}
kulak biti {i} [hayb]der Ohrenkriecher {m}
kulak biti {i} [hayb]der Ohrenkneifer {m}
kulak borusu {i} [hek]das Hörrohr {n}
kulak burun boğaz doktoru {i} der Hals-Nasen-Ohrenarzt {m}
kulak burun boğaz doktoru {i} der Hals-Nasen-Ohren-Arzt {m}
kulak burun boğaz doktoru {i} die Hals-Nasen-Ohren-Ärztin {f}
kulak çınlaması {i} das Ohrensausen {n}
kulak çınlaması {i} der Tinnitus {m}
kulak çınlaması {i} [hek]das Ohrenklingeln {n}
kulak çınlaması {i} [hek]das Ohrgeräusch {n}
kulak çubuğu {i} das Wattestäbchen {n}
kulak damlası {ç} die Ohrentropfen {pl}
kulak damlası {allg} Ohrentropfen pl {allg}
kulak doktoru {i} der Ohrenarzt {m}
kulak doktoru {i} die Ohrenärztin {f}
kulak doktoru {i} der Otologe {m}
kulak erimi {i} die Hörweite {f}
kulak hastalığı {i} die Ohrenerkrankung {f}
kulak hastalığı {i} die Ohrenkrankheit {f}
kulak hastalığı {i} [hek]das Ohrenleiden {n}
kulak hastalıkları bilgisi {i} [hek]die Ohrenheilkunde {f}
kulak hastalıkları bölümü {i} [hek]die Otiatrie {f}
kulak hastalıkları bölümü {i} [hek]die Otologie {f}
kulak hastalıkları uzmanı {i} [hek]der Otiater {m}
kulak hastalıkları uzmanı {i} [hek]der Otologe {m}
kulak iltihabı {i} die Ohrenentzündung {f}
kulak iltihabı {i} [hek]die Otitis {f}
kulak iltihaplanması {i} [hek]die Ohrenentzündung {f}
kulak kabartmak {fi} aufhorchen {v}
kulak kabartmak {allg} die Ohren spitzen {allg}
kulak kabartmak {fi} hinhören {v}
kulak kafiyesi {i} die Assonanz {f}
kulak kepçesi {i} die Ohrmuschel {f}
kulak kesilmek {fi} aufhorchen {v}
kulak kesilmek {fi} lauschen {v}
kulak kesilmek {allg} wie ein Schießhund aufpassen {allg}
kulak kiri {i} das Ohrenschmalz {n}
kulak memesi {i} das Ohrläppchen {n}
kulak misafiri {i} der Lauscher {m}
kulak misafiri olarak dinlemek {v} erlauschen {v}
kulak misafiri olma {v} behorchen {v}
kulak misafiri olmak {fi} abhören {v}
kulak misafiri olmak {fi} anhören {v}
kulak misafiri olmak {v} belauschen {v}
kulak misafiri olmak {fi} mithören {v}
kulak misafiri olmak {allg} unbemerkt Ohrenzeuge sein {allg}
kulak muayene aleti {i} [hek]der Ohrenspiegel {m}
kulak otu {i} die Dachwurz {f}
kulak otu {i} die Hauswurz {f}
kulak otu {allg} Sempervivum {allg}
kulak salyangozu {i} [anat]die Schnecke {f}
kulak sargısı {i} die Ohrenbinde {f}
kulak tapası {i} der Gehörschutzstöpsel {m}
kulak tapası {i} der Ohrenstöpsel {m}
kulak tapası {i} der Ohrstöpsel {m}
kulak tıkacı {i} der Gehörschutzstöpsel {m}
kulak tıkacı {i} der Ohrenstöpsel {m}
kulak tıkacı {i} der Ohrstöpsel {m}
kulak tırmalayan {s} überlaut {adj}
kulak tırmalayıcı {s} ohrenbetäubend {adj}
kulak tırmalayıcı {s} scharf {adj}
kulak tırmalayıcı müzik {i} [müz]das Charivari {n}
kulak trompeti {i} die Eustachische Röhre {f}
Indirekte Treffer
çocuklara göz kulak olmak {allg} die Kindern beaufsichtigen {allg}
devede kulak {allg} nur ein Tropfen auf den heißen Stein {allg}
devede kulak {allg} ein tropfen auf den heißen Stein {allg}
genellikle orta kulak iltihabından sonra mastoidin iltihaplanması {i} die Mastoiditis {f}
göz kulak olma {i} die Obacht {f}
göz kulak olmak {v} hüten {v}
göz kulak olmak {allg} Acht haben (auf) {allg}
göz kulak olmak {itr} lauschen {itr}
kulak borusu {allg} innerer Gehörgang {allg}
istemeden kulak misafiri olmak {fi} aufschnappen {v}
kulak absesi {i} der Ohrabszess {m}
kulak ağrısı {allg} Ohrenschmerzen pl {allg}
kulak ağrısı {ç} [hek]die Ohrenschmerzen {pl}
kulak akupunktürü {i} die Ohrakupunktur {f}
kulak altı bezi {i} die Ohrspeicheldrüse {f}
kulak altı tükürük bezi {i} [hek]die Ohrspeicheldrüse {f}
kulak asmak {fi} horchen {v}
kulak asmak {fi} anhören {v}
kulak asmamak {fi} abschalten {v}
kulak asmamak {fi} verschließen {v}
kulak asmamak {fi} nicht kehren {v}
kulak aynası {i} das Otoskop {n}
kulak batağan {i} der Taucher {m}
kulak batağan {i} der Ohrentaucher {m}
kulak biti {i} [hayb]der Ohrenkneifer {m}
kulak biti {i} [hayb]der Ohrenkriecher {m}
kulak borusu {i} [hek]das Hörrohr {n}
kulak burun boğaz doktoru {i} der Hals-Nasen-Ohrenarzt {m}
kulak burun boğaz doktoru {i} die Hals-Nasen-Ohren-Ärztin {f}
kulak burun boğaz doktoru {i} der Hals-Nasen-Ohren-Arzt {m}
kulak çınlaması {i} [hek]das Ohrenklingeln {n}
kulak çınlaması {i} der Tinnitus {m}
kulak çınlaması {i} das Ohrensausen {n}
kulak çınlaması {i} [hek]das Ohrgeräusch {n}
kulak çubuğu {i} das Wattestäbchen {n}
kulak damlası {allg} Ohrentropfen pl {allg}
kulak damlası {ç} die Ohrentropfen {pl}
kulak doktoru {i} der Otologe {m}
kulak doktoru {i} die Ohrenärztin {f}
kulak doktoru {i} der Ohrenarzt {m}
kulak erimi {i} die Hörweite {f}
kulak hastalığı {i} die Ohrenerkrankung {f}
kulak hastalığı {i} [hek]das Ohrenleiden {n}
kulak hastalığı {i} die Ohrenkrankheit {f}
kulak hastalıkları bilgisi {i} [hek]die Ohrenheilkunde {f}
kulak hastalıkları bölümü {i} [hek]die Otiatrie {f}
kulak hastalıkları bölümü {i} [hek]die Otologie {f}
kulak hastalıkları uzmanı {i} [hek]der Otologe {m}
kulak hastalıkları uzmanı {i} [hek]der Otiater {m}
kulak iltihabı {i} [hek]die Otitis {f}
kulak iltihabı {i} die Ohrenentzündung {f}
kulak iltihaplanması {i} [hek]die Ohrenentzündung {f}
kulak kabartmak {fi} hinhören {v}
kulak kabartmak {allg} die Ohren spitzen {allg}
kulak kabartmak {fi} aufhorchen {v}
kulak kafiyesi {i} die Assonanz {f}
kulak kepçesi {i} die Ohrmuschel {f}
kulak kesilmek {allg} wie ein Schießhund aufpassen {allg}
kulak kesilmek {fi} lauschen {v}
kulak kesilmek {fi} aufhorchen {v}
kulak kiri {i} das Ohrenschmalz {n}
kulak memesi {i} das Ohrläppchen {n}
kulak misafiri {i} der Lauscher {m}
kulak misafiri olarak dinlemek {v} erlauschen {v}
kulak misafiri olma {v} behorchen {v}
kulak misafiri olmak {fi} abhören {v}
kulak misafiri olmak {allg} unbemerkt Ohrenzeuge sein {allg}
kulak misafiri olmak {fi} mithören {v}
kulak misafiri olmak {v} belauschen {v}
kulak misafiri olmak {fi} anhören {v}
kulak muayene aleti {i} [hek]der Ohrenspiegel {m}
kulak otu {allg} Sempervivum {allg}
kulak otu {i} die Hauswurz {f}
kulak otu {i} die Dachwurz {f}
kulak salyangozu {i} [anat]die Schnecke {f}
kulak sargısı {i} die Ohrenbinde {f}
kulak tapası {i} der Ohrstöpsel {m}