DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
gesegnet {a} kutlu {a}
gesegnet {a} mübarek {a}
gesegnete Feiertage {allg} Bayramınız kutlu olsun! {allg}
gesegnete Mahlzeit {allg} afiyet olsun! {allg}
gesegnete Mahlzeit {allg} ziyade olsun {allg}
gesegnete Mahlzeit! {allg} ziyade olsun {allg}
gesegneten Leibes sein {allg} hamile olmak {allg}
gesegnetes Handeln {v} bağışta bulunmak {v}
gesegnetes Handeln {v} feda etmek {fi}
gesegnetes Handeln {v} fedakarlık etmek {v}
gesegnetes Handeln {v} [Rel.]hayır işlemek {v}
gesegnetes Handeln {v} kıymak {fi}
das gesegnetes Handeln {n} kurban {i}
das gesegnetes Handeln {n} kurban etme {i}
gesegnetes Handeln {v} kurban etmek {v}
gesegnetes Handeln {v} özveride bulunmak {v}
gesehen {a} görülmüş {a}
gesehen und genehmigt {allg} görülmüş ve onaylanmıştır {allg}
das Geseire {n} feryat {i}
das Geseire {n} şikayetçilik {i}
das Geselchtes {n} pastırma {i}
der Geselle {m} adam {i}
der Geselle {m} arkadaş {i}
der Geselle {m} kalfa {i}
der Geselle {m} yoldaş {i}
gesellen {v} arkadaş olmak {fi}
gesellen {v} katılmak {fi}
gesellen {v} uymak {fi}
der Gesellenbrief {m} kalfalık belgesi {i}
die Gesellenprüfung {f} kalfalık sınavı {i}
der Gesellenstand {m} kalfalık {i}
das Gesellenstück {n} kalfa adayının kalfa olabilmek için işlediği kalfalık eseri {i}
das Gesellenstück {n} kalfalık işi {i}
das Gesellenstück {n} kalfalık sınavı için yapılan {i}
die Gesellenzeit {f} kalfalık dönemi {i}
gesellig {adj} birlikte {s}
gesellig {a} cana yakın {a}
gesellig {a} cana yayın {a}
gesellig {adj} dışa dönük {s}
gesellig {adj} dostsever {s}
gesellig {adj} hoş meşrep {s}
gesellig {a} hoşsohbet {a}
gesellig {adj} neşeli {s}
gesellig {adj} ortak {s}
gesellig {a} sempatik {a}
gesellig {a} sıcak kanlı {a}
gesellig {adj} sosyal {s}
geselliges Leben {allg} sosyal hayat {allg}
die Geselligkeit {f} cana yakınlık {i}
die Geselligkeit {f} dışa dönük olma {i}
die Geselligkeit {f} dostseverlik {i}
die Geselligkeit {f} hoş meşreplik {i}
die Geselligkeit {f} hoşsohbetlik {i}
die Geselligkeit {f} neşelilik {i}
die Geselligkeit {f} sempatiklik {i}
die Geselligkeit {f} sosyal olma {i}
die Gesellin {f} kalfa {i}
die Gesellschaft {f} birlik {i}
die Gesellschaft {f} cemaat {i}
die Gesellschaft {f} cemiyet {i}
die Gesellschaft {f} dernek {i}
die Gesellschaft {f} eğlence {i}
die Gesellschaft {f} kumpanya {i}
die Gesellschaft {f} kuruluş {i}
die Gesellschaft {f} kurum {i}
die Gesellschaft {f} meclis {i}
die Gesellschaft {f} müsamere {i}
die Gesellschaft {f} ortaklık {i}
die Gesellschaft {f} parti {i}
die Gesellschaft {f} [Handel]şirket {i}
die Gesellschaft {f} toplantı {i}
die Gesellschaft {f} topluluk {i}
die Gesellschaft {f} toplum {i}
Gesellschaft auf Gegenseitigkeit {allg} karşılık esası üzerine kurulu ortaklık {allg}
Gesellschaft auflösen {allg} şirketi feshetmek {allg}
Gesellschaft bürgerlichen Rechts {nom} [Handel]adi ortaklık {i}
Gesellschaft bürgerlichen Rechts {allg} [Handel]adi şirket {allg}
Gesellschaft des bürgerlichen Rechts {allg} iki veya daha fazla şahsın ortaklığıyla oluşan küçük işletme {allg}
Gesellschaft errichten {allg} şirket kurmak {allg}
Gesellschaft gründen {allg} şirket kurmak {allg}