TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
dışa ait {s} auswärtig {adj}
dışa çıkık kalas {i} [den]die Rüste {f}
dışa doğru {adv} distal {adv}
dışa doğru çarpık bacaklar {allg} Säbelbeine {allg}
dışa doğru çarpık bacaklı {s} säbelbeinig {adj}
dışa doğru fon akımı {i} der Mittelabfluss {m}
dışa doğru kıvrık topuk {i} [hek]der Knickfuß {m}
dışa doğru para akımı {i} der Mittelabfluss {m}
dışa dönük {s} gesellig {adj}
dışa dönük olma {i} die Geselligkeit {f}
dışa vermek {allg} Auftrag nach außerhalb vergeben {allg}
dışa şaşılık {i} das Auswärtsschielen {n}
dışa sipariş vermek {allg} Arbeit außer Haus geben vergeben {allg}
dışa sipariş vermek {allg} Auftrag nach außerhalb vergeben {allg}
dışaçarpık ayak {i} der Knickfuß {m}
dışadönük {allg} [ruhb]extravertiert {allg}
dışadönük {s} extrovertiert {adj}
dışadönüş {i} [ruhb]die Extraversion {f}
dışalım {i} [tic]die Einfuhr {f}
dışalım {i} [tic]der Import {m}
dışalım tüccarı {i} der Importkaufmann {m}
dışalımcı ülke {i} [tic]das Einfuhrland {n}
dışalımlar {ç} die Auslandsbezüge {pl}
dışarda {adv} außen {adv}
dışarda {adv} im Ausland {adv}
dışarda {allg} im Ausland {allg}
dışarda bırakmak {fi} ausschließen {v}
dışarda olmak {fi} aus sein {v}
dışardan {s} auswärtig {adj}
dışardan {allg} von außen her {allg}
dışardan alınan hizmet {i} die Fremdleistung {f}
dışardan eğitim {allg} zweiter Bildungsweg {allg}
dışardan evlenme {i} die Exogamie {f}
dışardan gelen {s} äußer {adj}
dışardan gelip yerleşen kişi {i} der Zuzügler {m}
dışardan gelip yerleşme {i} der Zuzug {m}
dışardan gelme {s} äußer {adj}
dışardayım {allg} ich bin aus {allg}
dışa {a} aus {a}
dışa {i} das Freie {n}
dışa {adv} heraus {adv}
dışa {a} hervor {a}
dışa {adv} hinaus {adv}
dışa akmak {fi} ausfließen {v}
dışa akmak {fi} ausrinnen {v}
dışa akmak {fi} austreten {v}
dışa akmak {itr} entströmen {itr}
dışa akmak {fi} hinausgehen {v}
dışa akmak {fi} hinauslaufen {v}
dışa atılan sıcaklık {i} [tek]die Abwärme {f}
dışa atma {i} die Ausscheidung {f}
dışa atma {i} die Auswertung {f}
dışa atmak {fi} [oto]auspuffen {v}
dışa atmak {fi} ausscheiden {v}
dışa atmak {fi} ausschlagen {v}
dışa atmak {fi} ausschleudern {v}
dışa atmak {fi} ausspeien {v}
dışa atmak {fi} ausstoßen {v}
dışa atmak {fi} ausweisen {v}
dışa atmak {fi} hinausschmeißen {v}
dışa atmak {fi} hinauswerfen {v}
dışa bırakmak {fi} ausstecken {v}
dışa bırakmak {fi} hinausstellen {v}
dışa çekmek {fi} hinausziehen {v}
dışa çıkabilen yatılı olmayan öğrenci {i} der Externer {m}
dışa çıkan top {i} [sp]der Ausball {m}
dışa çıkarma {i} die Abführung {f}
dışa çıkarmak {fi} ausführen {v}
dışa çıkarmak {fi} [oto]auspuffen {v}
dışa çıkarmak {fi} herausfahren {v}
dışa çıkarmak {fi} herausstellen {v}
dışa çıkarmak {fi} heraustragen {v}
dışa çıkartmak {fi} hinausführen {v}
dışa çıkma {i} der Austritt {m}
dışa çıkma {i} der Stuhlgang {m}
dışa çıkma yasağı {i} der Arrest {m}
dışa çıkma yasağı {i} [ask]das Ausgehverbot {n}
dışa çıkmak {allg} an die Luft gehen {allg}
dışa çıkmak {itr} ausfliegen {itr}
dışa çıkmak {fi} ausgehen {v}
Indirekte Treffer
dışa ait {s} auswärtig {adj}
dışa çıkık kalas {i} [den]die Rüste {f}
dışa doğru {adv} distal {adv}
dışa doğru çarpık bacaklar {allg} Säbelbeine {allg}
dışa doğru çarpık bacaklı {s} säbelbeinig {adj}
dışa doğru fon akımı {i} der Mittelabfluss {m}
dışa doğru kıvrık topuk {i} [hek]der Knickfuß {m}
dışa doğru para akımı {i} der Mittelabfluss {m}
dışa dönük {s} gesellig {adj}
dışa dönük olma {i} die Geselligkeit {f}
dışa vermek {allg} Auftrag nach außerhalb vergeben {allg}
dışa şaşılık {i} das Auswärtsschielen {n}
dışa sipariş vermek {allg} Auftrag nach außerhalb vergeben {allg}
dışa sipariş vermek {allg} Arbeit außer Haus geben vergeben {allg}