yalnızca {adv} | allein {adv} |
|
yalnızca {a} | indessen {a} |
|
yalnızca {a} | jedoch {a} |
|
yalnızca {s} | lauter {adj} |
|
yalnızca {adv} | nur {adv} |
|
yalnızca aynı mezhebe mensup olanların devam ettikleri okul {i} | die Konfessionsschule {f} |
|
yalnızca bu defalık {allg} | nur für dies Mal {allg} |
|
yalnızca çiğ yiyecekler yiyen kişi {i} | der Rohköstler {m} |
|
yalnızca çizgilerle yapılan resim {i} | die Strichzeichnung {f} |
|
yalnızca çoğul kullanılan isimler {i}
[dilb] | das Pluraletantum {n} |
|
yalnızca davetlilerin girebildiği kapalı toplantı {i} | die Redoute {f} |
|
yalnızca isme göre {s} | nominell {adj} |
|
yalnızca kendi alanıyla ilgilenen ve başka dallar ile ilgilenmeyen kişi {i} | der Fachidiot {m} |
|
yalnızca pazar günleri araba kullanan acemi şoför {i} | der Sonntagsfahrer {m} |
|
yalnızca sen! {allg} | nur du {allg} |
|
yalnızca tekil olarak kullanılan isim {i}
[dilb] | das Singularetantum {n} |
|
yalnızca temas edildiğinde etkili olan zehir {i} | das Kontaktgift {n} |
|
yalnızca ünlü sesleri söyleyerek şan çalışması {i}
[müz] | die Vokalise {f} |
|
bir ülkenin yasalarının yalnızca o ülke içindeki olaylarda uygulanabilinir olması durumu {i}
[huk] | das Territorialitätsprinzip {n} |
|
suda yaşayan ve yalnızca mikroskopla görülebilen yaratıklar topluluğu {i}
[biy] | das Plankton {n} |
|
yalnızca aynı mezhebe mensup olanların devam ettikleri okul {i} | die Konfessionsschule {f} |
|
yalnızca bu defalık {allg} | nur für dies Mal {allg} |
|
yalnızca çiğ yiyecekler yiyen kişi {i} | der Rohköstler {m} |
|
yalnızca çizgilerle yapılan resim {i} | die Strichzeichnung {f} |
|
yalnızca çoğul kullanılan isimler {i}
[dilb] | das Pluraletantum {n} |
|
yalnızca davetlilerin girebildiği kapalı toplantı {i} | die Redoute {f} |
|
yalnızca isme göre {s} | nominell {adj} |
|
yalnızca kendi alanıyla ilgilenen ve başka dallar ile ilgilenmeyen kişi {i} | der Fachidiot {m} |
|
yalnızca pazar günleri araba kullanan acemi şoför {i} | der Sonntagsfahrer {m} |
|
yalnızca sen! {allg} | nur du {allg} |
|
yalnızca tekil olarak kullanılan isim {i}
[dilb] | das Singularetantum {n} |
|
yalnızca temas edildiğinde etkili olan zehir {i} | das Kontaktgift {n} |
|
yalnızca ünlü sesleri söyleyerek şan çalışması {i}
[müz] | die Vokalise {f} |
|