DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
vergeben {itr} affetmek {itr}
vergeben {v} bağışlamak {v}
vergeben {v} başarıyla bitirmek {v}
vergeben {v} bitirmek {fi}
vergeben {v} ikmal etmek {v}
vergeben {v} mezun olmak {fi}
vergeben {v} okulu bitirmek {v}
vergeben {allg} affetmek {allg}
vergeben {allg} bağışlamak {allg}
vergeben {allg} [Kartsp]yanlış dağıtmak {allg}
vergeben {v} aktarmak {v}
vergeben {v} amaçsızca elden çıkarmak {v}
vergeben {v} armağan etmek {v}
vergeben {v} elden çıkarmak {v}
vergeben {v} hediye etmek {v}
vergeben {v} kullanmadan bir kenara bırakmak {v}
vergeben {v} satmak {v}
vergeben {v} suçunu bağışlamak {fi}
vergeben {v} suçunu bağışlanıak {fi}
vergeben {v} vermek {v}
vergebens {a} beyhude {a}
vergebens {adv} boş yere {adv}
vergebens {adv} boşu boşuna {adv}
vergebens {adv} boşuna {adv}
vergebens {adv} nafile {adv}
vergeblich {adj} boş {s}
vergeblich {a} boş yere {a}
vergeblich {adj} boşuna {s}
vergeblich {adj} faydasız {s}
vergeblich {a} nafile {a}
vergeblich {adj} sonuçsuz {s}
vergeblich {adj} yararsız {s}
vergeblich abmühen {allg} boşuna uğraşmak {allg}
vergeblich abmühen {allg} nafile çabalamak {allg}
die Vergeblichkeit {f} başarısızlık {i}
die Vergeblichkeit {f} sonuç alamama {i}
die Vergeblichkeit {f} sonuç çıkaramama {i}
die Vergebung {f} af {i}
die Vergebung {f} affetme {i}
die Vergebung {f} armağan etme {i}
die Vergebung {f} bağışlama {i}
die Vergebung {f} birisine bırakma {i}
die Vergebung {f} elden çıkarma {i}
die Vergebung {f} mazur görme {i}
die Vergebung {f} satma {i}
die Vergebung {f} verme {i}
vergegenständlichen {v} maddeleştirmek {v}
vergegenständlichen {v} nesnelleştirmek {v}
vergegenständlichen {v} somutlaştırmak {v}
vergegenwärtigen {v} göz önüne getirmek {fi}
vergegenwärtigen {v} hatırına getirmek {fi}
vergegenwärtigen {v} göz önünde canlandırmak {v}
vergegenwärtigen {v} göz önüne getirmek {v}
vergegenwärtigen {v} hatırlamak {v}
die Vergegenwärtigung {f} göz önünde canlandırma {i}
die Vergegenwärtigung {f} göz önüne getirme {i}
die Vergegenwärtigung {f} hatırlama {i}
vergehen {allg} birisinin ırzına geçmek {allg}
vergehen {v} ırzına geçmek {fi}
vergehen {v} suç işlemek {fi}
vergehen {v} fenalık etmek {fi}
vergehen {v} kötülük yapmak {fi}
vergehen {v} suç işlemek {fi}
vergehen {v} yasaları çiğnemek {fi}
vergehen {itr} akıp gitmek {itr}
vergehen {itr} akmak {itr}
das Vergehen {n} bitme {i}
das Vergehen {n} cünha {i}
vergehen {itr} geçip gitmek {itr}
vergehen {itr} geçmek {itr}
vergehen {v} girmek {fi}
das Vergehen {n} hakkın rahmetine kavuşma {i}
das Vergehen {n} kabahat {i}
vergehen {itr} kaybolmak {itr}
das Vergehen {n} [Lit.]ölme {i}
vergehen {itr} [Lit.]ölmek {itr}
das Vergehen {n} ortadan kaybolma {i}
das Vergehen {n} [Jur.]suç {i}
das Vergehen {n} yok olma {i}
vergehen {itr} yok olmak {itr}