DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
der Braten {m} elzem {i}
Braten {itr} güneş altında yanmak {itr}
Braten {v} kavurmak {fi}
das Braten {n} kebap {i}
der Braten {m} kebap yapmak {i}
Braten {itr} kızarmak {itr}
Braten {v} kızartarak pişirmek {v}
das Braten {n} kızartma {i}
Braten {v} kızartmak {v}
das Braten {n} lezzetli {i}
Braten {itr} pişmek {itr}
das Braten {n} rosto {i}
das Braten {n} tava {i}
das Bratenfett {n} kızartma yapılmasından sonra arta kalan yağ {i}
der Bratenfisch {m} kızartılmış balık {i}
der Bratenrock {m} arkası yırtmaçlı çift sıra düğmeli resmi ceket {i}
der Bratenrock {m} redingot {i}
die Bratenröhre {f} fırın {i}
der Bratensaft {m} kızartılan etten çıkan su {i}
die Bratensauce {f} salça {i}
die Bratensauce {f} sos {i}
die Bratensoße {f} [koch]et sosu {i}
Indirekte Treffer
die auf dem Rost braten {allg} ızgara yapmak {allg}
Braten {itr} kızarmak {itr}
Braten {m} elzem {i}
der Braten {n} lezzetli {i}
das Braten {m} kebap yapmak {i}
der Braten {v} kızartmak {v}
Braten {n} kebap {i}
das Braten {n} tava {i}
das Braten {n} kızartma {i}
das Braten {v} kavurmak {fi}
Braten {n} rosto {i}
das Braten {v} kızartarak pişirmek {v}
Braten {itr} güneş altında yanmak {itr}
Braten {itr} pişmek {itr}
braun braten {allg} iyice kızartmak {allg}
den Braten riechen {allg} gelecek bir tehlikenin veya kötülüğün zamanında farkına varmak {allg}
den Braten riechen {allg} tehlike kokusu almak {allg}
ein fetter Braten {allg} kazançlı {allg}
ein fetter Braten {allg} karlı {allg}
in Butter braten {allg} tereyağında kızartmak {allg}
in der Pfanne braten {allg} tavada kızartmak {allg}
in der Sonne braten {allg} güneşte yanmak {allg}
in der Sonne braten {allg} güneş banyosu yapmak {allg}
Kartoffeln braten {allg} patates kızartmak {allg}
knusprig braten {allg} gevrek hale gelinceye kadar kızartmak {allg}