TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
kan {i} die Abstammung {f}
kan {i} das Blut {n}
kan {i} das Geblüt {n}
kan {i} die Rasse {f}
kan {i} [ed]der Saft {m}
kan {i} [hek]das Sputum {n}
kan akışı {i} der Blutfluss {m}
kan akıtılarak yapılan cinayet {i} die Blutschuld {f}
kan akıtmak {allg} zum Bluten bringen {allg}
kan akıtmak isteğinde {s} blutdürstig {adj}
kan akıtmaksızın {s} unblutig {adj}
kan akmak {itr} [hek]bluten {itr}
kan akrabalığı {i} die Blutsverwandtschaft {f}
kan aktarımı {i} die Bluttransfusion {f}
kan aktarımı {i} die Blutübertragung {f}
kan aktarmak {allg} [hek]Blut übertragen {allg}
kan alıcı {i} der Blutempfänger {m}
kan alma {i} [hek]der Aderlass {m}
kan alma {i} die Blutabnahme {f}
kan alma {i} [hek]die Blutennahme {f}
kan alma {i} [hek]die Blutentnahme {f}
kan alma cihazı {i} [hek]der Schröpfer {m}
kan alma cihazı {i} [hek]das Schröpfglas {n}
kan alma cihazı {i} [hek]der Schröpfkopf {m}
kan alma iğnesi {i} [hek]die Hohlnadel {f}
kan almak {fi} Blut abnehmen {v}
kan almak {allg} [hek]Blut entnehmen {allg}
kan almak {v} [hek]schröpfen {v}
kan almak {allg} [hek]zur Ader lassen {allg}
kan analizi {i} die Blutanalyse {f}
kan bağı {allg} Bande des Blutes {allg}
kan bağı {i} [huk]die Parentel {f}
kan bağı {i} die Sippe {f}
kan bağı olan akraba {mf} Blutsverwandte {mf}
kan bağı olan akrabalık {i} die Stammverwandtschaft {f}
kan bağışı {i} [hek]die Blutspende {f}
kan bağışında bulunmak {allg} Blut spenden {allg}
kan bağışlayıcı {i} [hek]der Blutspender {m}
kan bağları {allg} Bande des Blutes {allg}
kan bankası {i} [hek]die Blutbank {f}
kan bankası {i} [hek]die Blutspendenzentrale {f}
kan basıncı {i} [hek]der Blutdruck {m}
kan basıncı ölçme aleti {i} das Blutdruckmessgerät {n}
kan basıncı yüksekliği {i} der Bluthochdruck {m}
kan birikintisi {i} [hek]die Blutlache {f}
kan boşanması {i} der Blutsturz {m}
kan bulaşmış {s} durchblutet {adj}
kan bulgusu {i} der Blutbefund {m}
kan çanağı gibi gözler {allg} blutunterlaufene Augen {allg}
kan çekme {i} die Mordgier {f}
kan çıbanı {i} [hek]das Blutgeschwür {n}
kan çıbanı {i} [hek]der Furunkel {m}
kan çökme hızı {i} die Blutsenkungsgeschwindigkeit {f}
kan çökmesi {i} die Blutsenkung {f}
kan çürüğü {i} [hek]der Gehirnblutung {m}
kan damarı {i} die Blutader {f}
kan damarı {i} [anat]das Blutgefäß {n}
kan damarları ve içinde kan bulunan tüm organlar {i} [anat]das Blutgefäßsystem {n}
kan damarlarının genişlemesi {i} [hek]die Blutwallung {f}
kan damlası {i} der Blutstropfen {m}
kan davası {i} die Blutfehde {f}
kan davası {i} die Blutrache {f}
kan davası {i} die Vendetta {f}
kan davası gütmek {allg} Blutrache suchen {allg}
kan değeri {i} [hek]der Blutwert {m}
kan değişimi {i} die Austauschtransfusion {f}
kan değişimi {i} der Blutaustausch {m}
kan deposu {i} das Blutdepot {n}
kan deposu {i} der Blutspeicher {m}
kan deryası {i} das Blutbad {n}
kan deveranı {i} der Blutfluss {m}
kan devridaimi {i} [anat]die Blutbahn {f}
kan dökme {i} das Blutvergießen {n}
kan dökmek {allg} Blut vergießen {allg}
kan dökülmeden {allg} ohne Schwertstreich {allg}
kan dolaşım bozukluğu {i} die Blutkreislaufstörung {f}
kan dolaşım hastalığı {i} die Kreislauferkrankung {f}
kan dolaşım ilacı {i} das Kreislaufmittel {n}
kan dolaşım kolapsüsü {i} der Kreislaufkollaps {m}
kan dolaşım yetersizliği {i} die Kreislaufschwäche {f}