DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
der Unfall {m} istenmeyen olay {i}
der Unfall {m} kaza {i}
die Unfallanzeige {f} kaza bildirisi {i}
der Unfallarzt {m} [Med.]ilkyardım doktoru {i}
der Unfallbericht {m} kaza raporu {i}
die Unfallchirurgie {f} kaza cerrahisi {i}
die Unfallflucht {f} kaza sonrası sürücünün kaza yerinden kaçması {i}
die Unfallfolge {f} kaza neticesi {i}
die Unfallfolgen {pl} kaza sonuçları {ç}
die Unfallfolgen {pl} kazanın getirdiği sonuçlar {ç}
unfallfrei {adj} kaza almadan {s}
unfallfrei {adj} kaza yapmadan {s}
unfallfrei {adj} kazasız belasız {s}
unfallgefährdet {adj} kaza tehlikesi olan {s}
der Unfallgegner {m} yapılan kazada karşı taraf {i}
das Unfallhaftpflichtrecht {n} [Jur.]kaza mali sorumluluk hukuku {i}
das Unfallkrankenhaus {n} ilkyardım hastanesi {i}
das Unfallopfer {n} [Verk.]kaza mağduru {i}
das Unfallprotokoll {n} kazadan sonra tutulan zabıt {i}
die Unfallquote {f} kaza oranı {i}
die Unfallrate {f} kaza oranı {i}
die Unfallstation {f} ilkyardım istasyonu {i}
die Unfallstation {f} tıbbi yardım istasyonu {i}
die Unfallstelle {f} kaza yeri {i}
der Unfalltod {m} kazada ölüm {i}
unfallträchtig {adj} kazaya sebep olan {s}
unfallträchtig {adj} kazaya yol açan {s}
die Unfallverhütung {f} kazadan korunma önlemleri {i}
die Unfallverhütung {f} kazaların önlenmesi {i}
die Unfallversicherung {f} kaza sigortası {i}
der Unfallwagen {m} ambülans {i}
der Unfallwagen {m} cankurtaran arabası {i}
Indirekte Treffer
der bei Unfall {allg} kaza halinde {allg}
so ein Unfall {allg} böyle korkunç bir kaza! {allg}
solch ein Unfall {allg} ne büyük bir kaza {allg}
tödlicher Unfall {allg} ölümlü kaza {allg}
Wie ist der Unfall passiert {allg} Kaza nasıl oldu {allg}