kış {i} | der Winter {m} |
|
kış armudu {i}
[bitk] | die Winterbirne {f} |
|
kış ayları {i} | der Wintermonat {m} |
|
kış bahçesi {i} | der Wintergarten {m} |
|
kış başı {i} | der Winteranfang {m} |
|
kış başlangıcı {i} | der Winteranfang {m} |
|
kış başları {i} | der Spätherbst {m} |
|
kış boynuz otu {i}
[bitk] | der Winterling {m} |
|
kış çeliği {i} | der Wintersteckling {m} |
|
kış daldırması {i} | der Wintersteckling {m} |
|
kış elması {i}
[bitk] | der Winterapfel {m} |
|
kış gündönümü {i}
[coğ] | die Wintersonnenwende {f} |
|
kış hasadı {i}
[bitk] | die Wintersaat {f} |
|
kış hasadı {i}
[bitk] | die Winterung {f} |
|
kış izni {i} | der Winterurlaub {m} |
|
kış kapıya dayandı {allg} | der Winter stand vor der Tür {allg} |
|
kış kirazı {i} | die Physalis {f} |
|
kış kirazı {i}
[bitk] | die Kapstachelbeere {f} |
|
kıs kıs gülmek {itr} | gickeln {itr} |
|
kıs kıs gülmek {itr} | gickern {itr} |
|
kıs kıs gülmek {fi} | kichern {v} |
|
kış kolu {i} | der Nießwurz {m} |
|
kış kolu {allg} | Schwarze Nießwurz {allg} |
|
kış lastiği {ç}
[oto] | die Winterreifen {pl} |
|
kış limanı {i} | der Winterhafen {m} |
|
kış mevsim sonu ucuzluğu {i}
[tic] | der Winterschlussverkauf {m} |
|
kış mevsimi {i} | die Winterzeit {f} |
|
kış meyvesi {i}
[bitk] | die Winterfrucht {f} |
|
kış meyvesi {i}
[bitk] | das Winterobst {n} |
|
kış olimpiyat oyunları {ç} | die Winterspiele {pl} |
|
kış öncesi {i} | der Vorwinter {m} |
|
kış pancarı {i}
[bitk] | die Winterrübe {f} |
|
kış soğanı {i}
[bitk] | die Winterzwiebel {f} |
|
kış sporları {i} | der Wintersport {m} |
|
kış sporları merkezi {i}
[sp] | der Winterkurort {m} |
|
kış sporları olimpiyatı {ç} | die Winterspiele {pl} |
|
kış sporu {i} | der Wintersport {m} |
|
kış tarifesi {i} | der Winterfahrplan {m} |
|
kış tatili {i} | der Winterurlaub {m} |
|
kış tomurcuğu {i}
[bitk] | die Winterknospe {f} |
|
kış ürünü {i}
[bitk] | die Wintersaat {f} |
|
kış uykusu {i} | die Hibernation {f} |
|
kış uykusu {i}
[hayb] | der Winterschlaf {m} |
|
kış uykusuna yatma {i}
[hayb] | die Winterruhe {f} |
|
kısa {s} | bündig {adj} |
|
kısa {i} | die Episode {f} |
|
kısa {s} | flüchtig {adj} |
|
kısa {s} | gering {adj} |
|
kısa {s} | klein {adj} |
|
kısa {s} | konzis {adj} |
|
kısa {s} | kurz {adj} |
|
kısa {i} | das Kürzel {n} |
|
kısa {s} | kurzgefasst {adj} |
|
kısa {a} | lapidar {a} |
|
kısa {s} | straff {adj} |
|
kısa {s} | summarisch {adj} |
|
kısa adımlarla yürümek {fi} | kurztreten {v} |
|
kısa adres {i} | die Kurzanschrift {f} |
|
kışa ait {s} | winterlich {adj} |
|
kısa aralıklarla ölmek {allg} | kurz nacheinander wegsterben {allg} |
|
kısa aşk ilişkisi {i} | die Liebelei {f} |
|
kısa başlı {s}
[hek] | brachyzephal {adj} |
|
kısa başlık {i}
[hek] | die Brachyzephalie {f} |
|
kısa bayan çizmesi {i} | die Stiefelette {f} |
|
kısa biçim {i} | die Kurzfassung {f} |
|
kısa bilgi {i} | das Briefing {n} |
|
kısa bir süre bulunmak {itr} | weilen {itr} |
|
kısa bir süre için {allg} | auf kurze Zeit {allg} |
|
kısa bir süre için {allg} | für kurze Zeit {allg} |
|
kısa bir süre önce {adv} | letzthin {adv} |
|
kısa bir süre önce {adv} | neuerlich {adv} |
|
kısa bir süre önce {s} | neulich {adj} |
|
kısa bir süre önce {adv} | unlängst {adv} |
|
kısa bir süre önce {allg} | vor kurzer Zeit {allg} |
|
kısa bir süre önce oluşan {s} | neuerlich {adj} |
|
kısa bir süre sonra {allg} | nach kurzer Zeit {allg} |
|
kısa bir süre sonra {allg} | über ein kleines {allg} |
|
kısa bir süre sonra {allg} | über eine Weile {allg} |
|
kısa bir süredir {adv} | neuerdings {adv} |
|
kısa bir süredir {adv} | neuestens {adv} |
|