DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
eindrängen {v} bir şey aklına gelmek {fi}
eindrängen {v} hatırlamak {fi}
eindrängen {allg} sokulmak {allg}
eindrängen {allg} yanaşmak {allg}
eindrecken {v} batırmak {fi}
eindrecken {v} kirletmek {fi}
eindrecken {v} pislemek {fi}
eindrecken {v} pisletmek {fi}
eindrecken {allg} üzerini kirletmek {allg}
eindrehen {v} bir şeyi çevirerek takmak {fi}
eindrehen {v} çevire çevire sokmak {fi}
eindrillen {v} birisini eğitmek {fi}
eindrillen {v} kafasına sokmak {fi}
eindrillen {v} öğrenciye öğretmek {fi}
eindrillen {v} talim ve terbiye etmek {fi}
eindrillen {v} terbiye etmek {fi}
eindringen {v} girmek {fi}
eindringen {v} hücum etmek {fi}
eindringen {v} istila etmek {fi}
eindringen {v} kapıyı zorlamak {fi}
eindringen {v} nüfuz etmek {fi}
eindringen {v} saldırmak {fi}
eindringen {v} zorla girmek {fi}
eindringen {v} zorla girmeye çalışmak {fi}
eindringen {v} zorla içeri girmek {fi}
eindringend {adj} içine giren {s}
eindringend {adj} nüfuz eden {s}
eindringlich {adj} acınaklı {s}
eindringlich {adj} dokunaklı {s}
eindringlich {adj} etkili {s}
eindringlich {adj} keskin {s}
eindringlich {a} müessir {a}
eindringlich {adj} şiddetli {s}
eindringlich {adj} tesirli {s}
eindringliche Worte {allg} etkileyici sözler {allg}
die Eindringlichkeit {f} dokunaklılık {i}
die Eindringlichkeit {f} etkililik {i}
die Eindringlichkeit {f} keskinlik {i}
die Eindringlichkeit {f} şiddetlilik {i}
die Eindringlichkeit {f} tesirlilik {i}
der Eindringling {m} asalak {i}
der Eindringling {m} davetsiz misafir {i}
der Eindringling {m} haneye tecavüzcü {i}
der Eindringling {m} [mil.]istilacı {i}
der Eindringling {m} otlakçı {i}
der Eindringling {m} tecavüzkar {i}
der Eindringling {m} zorla giren {i}
die Eindringsstelle {f} etki yeri {i}
die Eindringsstelle {f} tesir bölgesi {i}
die Eindringsstiefe {f} etki derinliği {i}
die Eindringsstiefe {f} tesir derinliği {i}
die Eindringungsfestigkeit {f} batma direnci {i}
die Eindringungsfestigkeit {f} batma mukavemeti {i}
der Eindruck {m} alamet {i}
der Eindruck {m} belirti {i}
der Eindruck {m} duygu {i}
der Eindruck {m} duygulanım {i}
der Eindruck {m} duygulanma {i}
der Eindruck {m} eser {i}
der Eindruck {m} etki {i}
der Eindruck {m} görünüm {i}
der Eindruck {m} his {i}
der Eindruck {m} intiba {i}
der Eindruck {m} iz {i}
der Eindruck {m} izlenim {i}
der Eindruck {m} kumaş üzerine baskı {i}
der Eindruck {m} nişan {i}
der Eindruck {m} tahassüs {i}
der Eindruck {m} tesir {i}
Eindruck schinden {allg} iyi intiba vermeye çalışmak {allg}
eindrücken {v} basarak çökme yaptırmak {fi}
eindrücken {v} basarak içine sokmak {fi}
eindrücken {v} basarak kırmak {fi}
eindrücken {v} cam kırmak {fi}
eindrücken {v} ezerek kırmak {fi}
eindrücken {v} içine sokmak {fi}
eindrücken {v} kırmak {fi}
eindrücken {v} tıkmak {fi}
eindrücken {allg} iz bırakmak {allg}
eindrücklich {adj} dokunaklı {s}