TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
ayakta {allg} ambulant {allg}
ayakta {s} aufrecht {adj}
ayakta {a} stehend {a}
ayakta {s} unverbraucht {adj}
ayakta {s} wach {adj}
ayakta bakma {s} ambulatorisch {adj}
ayakta dikilmek {fi} dastehen {v}
ayakta durabilir {s} existenzfähig {adj}
ayakta duramamak {allg} auf allen vieren gehen {allg}
ayakta duramamak {allg} auf allen vieren kriechen {allg}
ayakta durma yeri {i} der Stehplatz {m}
ayakta durmak {fi} dastehen {v}
ayakta durmak {itr} stehen {itr}
ayakta durmak {fi} stellen {v}
ayakta geçirmek {fi} durchwachen {v}
ayakta görülen rüya {i} der Tagtraum {m}
ayakta işeme yeri {i} das Pissoir {n}
ayakta kalmak {fi} stehen bleiben {v}
ayakta olmak {allg} auf den Beinen sein {allg}
ayakta olmak {fi} auf sein {v}
ayakta satmak {fi} hausieren {v}
ayakta tedavi {allg} [hek]ambulante Behandlung {allg}
ayakta tedavi {i} die Ambulanz {f}
ayakta tedavi {s} ambulatorisch {adj}
ayakta tedavi aracı {i} die Ambulanz {f}
ayakta tedavi edilen hasta {allg} ambulanter Patient {allg}
ayakta tedavi etmek {v} verarzten {v}
ayakta tedavi merkezi {i} [hek]die Poliklinik {f}
ayakta tutmak {fi} aufrecht erhalten {v}
ayaktaki gut hastalığı {i} [hek]das Podagra {n}
ayaktakımı {i} der Abschaum {m}
ayaktakımı {i} der Auswurf {m}
ayaktakımı {allg} der Abschaum der Menschheit {allg}
ayaktakımı {i} der Fechtbruder {m}
ayaktakımı {i} das Gelichter {n}
ayaktakımı {i} das Geschmeiß {n}
ayaktakımı {i} das Gesindel {n}
ayaktakımı {i} das Gesocks {n}
ayaktakımı {i} der Janhagel {m}
ayaktakımı {i} der Mob {m}
ayaktakımı {i} der Pack {m}
ayaktakımı {i} der Plebs {m}
ayaktakımı {i} der Pöbel {m}
ayaktaş {i} [tic]der Kompagnon {m}
ayaktaş {i} der Komplize {m}
Indirekte Treffer
ayakta bakma {s} ambulatorisch {adj}
ayakta dikilmek {fi} dastehen {v}
ayakta durabilir {s} existenzfähig {adj}
ayakta duramamak {allg} auf allen vieren kriechen {allg}
ayakta duramamak {allg} auf allen vieren gehen {allg}
ayakta durma yeri {i} der Stehplatz {m}
ayakta durmak {fi} dastehen {v}
ayakta durmak {fi} stellen {v}
ayakta durmak {itr} stehen {itr}
ayakta geçirmek {fi} durchwachen {v}
ayakta görülen rüya {i} der Tagtraum {m}
ayakta işeme yeri {i} das Pissoir {n}
ayakta kalmak {fi} stehen bleiben {v}
ayakta olmak {fi} auf sein {v}
ayakta olmak {allg} auf den Beinen sein {allg}
ayakta satmak {fi} hausieren {v}
ayakta tedavi {s} ambulatorisch {adj}
ayakta tedavi {i} die Ambulanz {f}
ayakta tedavi {allg} [hek]ambulante Behandlung {allg}
ayakta tedavi aracı {i} die Ambulanz {f}
ayakta tedavi edilen hasta {allg} ambulanter Patient {allg}
ayakta tedavi etmek {v} verarzten {v}
ayakta tedavi merkezi {i} [hek]die Poliklinik {f}
ayakta tutmak {fi} aufrecht erhalten {v}
devlet desteği ile ayakta durabilen işletme {i} [tic]der Zuschussbetrieb {m}
kayak kayarken ayakta kalmak {fi} durchstehen {v}