DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
der Kulan {m} kulan {i}
kulant {adj} akıcı {s}
kulant {adj} dikkatli {s}
kulant {adj} itinalı {s}
kulant {adj} kolaylık sağlayıcı {s}
kulant {adj} makul {s}
kulant {adj} mutedil {s}
kulant {adj} rahat {s}
kulant {adj} uygun {s}
kulante Zahlungsbedingungen {allg} [Handel]uygun ödeme koşulları {allg}
die Kulanz {f} hatırını kırmama {i}
die Kulanz {f} karşı gelmeme {i}
die Kulanz {f} kibar davranış {i}
die Kulanz {f} kolaylık gösterme {i}
die Kulanz {f} nazik davranış {i}
der Kuli {m} tükenmezkalem {i}
kulinarisch {adj} çok lezzetli {s}
kulinarisch {adj} leziz {s}
kulinarisch {adj} yemek sanatına ilişkin {s}
die Kulisse {f} [Handel]dolap {i}
die Kulisse {f} [Handel]hile {i}
die Kulisse {f} [Theat]kulis {i}
die Kulisse {f} [Tec]oluk {i}
die Kulisse {f} [Handel]serbest piyasa {i}
die Kulisse {f} [Tec]yiv {i}
die Kulissenführung {f} [Tec]yuva yolu {i}
der Kulissenmakler {m} borsacı büfeci {i}
der Kulissenmaler {m} [Theat]sahne dekoratörü {i}
der Kulissenmaler {m} [Theat]sahne dekorcusu {i}
Kulleraugen {allg} fal taşı gibi açık gözler {allg}
Kulleraugen machen {allg} gözleri fal taşı gibi açılmak {allg}
kullern {v} yuvarlamak {v}
kullern {itr} yuvarlanmak {itr}
der Kulm {m} [Geo]yuvarlak dağ tepesi {i}
die Kulmination {f} [Astr.]gökcisminin yapılan gözleme göre yörüngesinin en üst veya en alt noktasından geçişi {i}
der Kulminationspunkt {m} [Astr.]en alt nokta {i}
der Kulminationspunkt {m} [Astr.]en üst aşama {i}
der Kulminationspunkt {m} [Astr.]yücelim noktası {i}
kulminieren {itr} [Astr.]doruğa ulaşmak {itr}
kulminieren {itr} [Astr.]yörüngesinin en alt noktasına inmek {itr}
kulminieren {itr} [Astr.]yücelmek {itr}
der Kult {m} aşırı sevgi {i}
der Kult {m} ayin {i}
der Kult {m} [Rel.]din {i}
der Kult {m} ibadet {i}
der Kult {m} kült {i}
der Kult {m} mezhep {i}
der Kult {m} taparcasına sevgi {i}
der Kult {m} tapınma {i}
der Kult {m} tapma {i}
der Kult {m} kült {i}
die Kultbauten {pl} ibadethane {ç}
die Kultfigur {f} idol {i}
kultisch {adj} ibadete özgü {s}
kultisch {adj} kült {s}
kultisch {adj} kült ile ilgili {s}
kultisch {adj} tapınma {s}
kultische Handlungen {allg} [Rel.]dini tutum ve davranışlar {allg}
der Kultivator {m} küçük saban {i}
der Kultivator {m} üç ağızlı tırmık {i}
kultivieren {v} bayındırmak {fi}
kultivieren {v} çağdaşlaştırmak {v}
kultivieren {v} ekip biçmek {v}
kultivieren {v} imar etmek {fi}
kultivieren {v} işlemek {fi}
kultivieren {v} işletmek {fi}
kultivieren {v} kültürel açıdan geliştirmek {v}
kultivieren {v} kültürünü artırmak {v}
kultivieren {v} medenileştirmek {v}
kultivieren {v} toprağı işlemek {v}
kultivieren {v} uygarlaştırmak {fi}
kultivieren {v} yetiştirmek {fi}
kultiviert {adj} aydın {s}
kultiviert {a} bayındır {a}
kultiviert {adj} çağdaş {s}
kultiviert {adj} eğitimli {s}
kultiviert {adj} ekilip biçilmiş {s}
kultiviert {adj} işlenmiş {s}
kultiviert {adj} kültürlü {s}
kultiviert {a} mamur {a}