DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
der Schwindel {m} [Med.]baş dönmesi {i}
der Schwindel {m} [Bot.]çayırotu {i}
der Schwindel {m} [Med.]dalavere {i}
der Schwindel {m} dalga {i}
der Schwindel {m} dolandırıcılık {i}
der Schwindel {m} [Med.]göz kararması {i}
der Schwindel {m} [Med.]önemsiz ve değersiz şeyler {i}
der Schwindel {m} sahtekarlık {i}
der Schwindel {m} [Med.]üçkağitçılık {i}
der Schwindel {m} yalan söyleme {i}
Schwindel erregend {adj} baş döndürücü {s}
Schwindel erregend {adj} olağanüstü {s}
der Schwindelanfall {m} [Med.]ani baş dönmesi {i}
die Schwindelei {f} dalavere {i}
die Schwindelei {f} hile {i}
die Schwindelei {f} hurda {i}
die Schwindelei {f} katakulliye getirme {i}
die Schwindelei {f} üçkağıda getirme {i}
die Schwindelfirma {f} naylon şirket {i}
die Schwindelfirma {f} paravan şirket {i}
schwindelfrei {adj} başı dönmeyen {s}
das Schwindelgefühl {n} [Med.]baş dönmesi {i}
das Schwindelgefühl {n} [Med.]göz kararması {i}
schwindelhaft {adj} aldatmaca {s}
schwindelhaft {adj} baş döndürücü {s}
schwindelhaft {adj} hileli {s}
das Schwindelmanöver {n} dolap {i}
das Schwindelmanöver {n} düzen {i}
das Schwindelmanöver {n} hile {i}
schwindeln {itr} aldatmak {itr}
schwindeln {v} dolandırıcılık yapmak {fi}
schwindeln {v} dolandırmak {fi}
schwindeln {itr} gerçeği saklamak {itr}
schwindeln {v} gerçek olmayanı anlatmak {v}
schwindeln {itr} yalan söylemek {itr}
Indirekte Treffer
den Schwindel kennen {allg} numarayı bilmek {allg}
der ganze Schwindel {allg} hepsi birden {allg}
der ganze Schwindel {allg} toptan {allg}
ich kenne den Schwindel {allg} ben bu numarayı biliyorum {allg}
Schwindel erregend {adj} olağanüstü {s}
Schwindel erregend {adj} baş döndürücü {s}