DeutschTürkisch 
Direkte Treffer
das Dock {n} [Naut.]dok {i}
das Dock {n} [Naut.]havuz {i}
das Dock {n} [Naut.]tersane {i}
das Dock {n} [Naut.]tersane havuzu {i}
die Dockanlagen {pl} [Naut.]dok tesisatı {ç}
die Dockanlagen {pl} [Naut.]havuz tesisatı {ç}
die Dockanlagen {pl} rıhtım tesisleri {ç}
der Dockarbeiter {m} dok işçisi {i}
der Dockarbeiter {m} doker {i}
der Dockarbeiter {m} liman işçisi {i}
der Dockarbeiter {m} rıhtım işçisi {i}
der Dockarbeiter {m} tersane isçisi {i}
die Docke {f} çile {i}
die Docke {f} ekin demeti {i}
die Docke {f} iplik yumağı {i}
die Docke {f} [Tec]korkuluk parmaklığı {i}
die Docke {f} oyuncak bebek {i}
die Docke {f} [Tec]payanda {i}
die Docke {f} [Tec]tırabzan {i}
die Docke {f} yumak {i}
der Dockempfangsschein {m} rıhtım teslimi makbuzu {i}
der Dockempfangsschein {m} [Naut.]yük teslim belgesi {i}
docken {itr} [Naut.]geminin havuza girmiş olması {itr}
docken {v} [Naut.]gemiyi doka almak {v}
docken {v} [Naut.]gemiyi kızağa çekmek {v}
docken {v} uzay aracını başka bir uzay aracı ile kenetlemek {v}
der Docker {m} dok isçisi {i}
der Docker {m} tersane isçisi {i}
das Dockgebühr {n} [Naut.]doka giriş ücreti {i}
das Dockgebühr {n} [Naut.]havuz ücreti {i}
die Dockgebühren {pl} rıhtım resmi {ç}
das Dockgeld {n} rıhtım parası {i}
der Dockhafen {m} dalgalara karşı korunmalı liman {i}
Docking {fn} iki uzay aracının birbirine kenetlenmesi {fn}
der Docklagerschein {m} rıhtım ambar makbuzu {i}
die Docksohle {f} havuz tabanı {i}
die Dockwalze {f} dok silindiri {i}