TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
pahalı {s} feudal {adj}
pahalı {s} gepfeffert {adj}
pahalı {s} gesalzen {adj}
pahalı {s} kostbar {adj}
pahalı {a} kostspielig {a}
pahalı {s} preziös {adj}
pahalı {s} teuer {adj}
pahalı alış veriş yapılan semt {allg} ein teures Pflaster {allg}
pahalı bir içkiyi ucuz bir başkasıyla karıştırmak {v} verschneiden {v}
pahalı fiyat {allg} gesalzene Preise {allg}
pahalı para {allg} teures Geld {allg}
pahalı {i} der Halsabschneider {m}
pahalılaşma {i} die Verteuerung {f}
pahalılaşmak {fi} [tic]aufschlagen {v}
pahalılaşmak {allg} verteuern {allg}
pahalılaştırma {i} die Verteuerung {f}
pahalılaştırmak {v} verteuern {v}
pahalılık {i} die Kostbarkeit {f}
pahalılık {i} die Teuerung {f}
pahalılık {i} die Verteuerung {f}
pahalılık oranı {i} die Teuerungsrate {f}
pahalılık zammı {i} die Teuerungszulage {f}
pahalılıktan yanına varılmaz {s} unerschwinglich {adj}
pahalıya mal olmak {allg} teuer zu stehen kommen {allg}
pahalıya patlama {i} die Unwirtschaftlichkeit {f}
pahalıya patlayan {s} unwirtschaftlich {adj}
Indirekte Treffer
aşırı pahalı {s} überteuert {adj}
çok pahalı {a} unerschwinglich {a}
çok pahalı {s} unbezahlbar {adj}
güzel ama pahalı {allg} zwar schön aber teuer {allg}
oldukça pahalı {s} kostspielig {adj}
pahalı alış veriş yapılan semt {allg} ein teures Pflaster {allg}
pahalı bir içkiyi ucuz bir başkasıyla karıştırmak {v} verschneiden {v}
pahalı fiyat {allg} gesalzene Preise {allg}
pahalı para {allg} teures Geld {allg}
zaten o yeterince pahalı {allg} schon teuer genug {allg}