TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
tutuklama {i} der Arrest {m}
tutuklama {i} die Arrestation {f}
tutuklama {i} die Arretierung {f}
tutuklama {i} die Einbringung {f}
tutuklama {i} die Festnahme {f}
tutuklama {i} die Gefangennahme {f}
tutuklama {i} die Haft {f}
tutuklama {i} die Inhaftierung {f}
tutuklama {i} die Inhaftnahme {f}
tutuklama {i} die Internierung {f}
tutuklama {i} die Sistierung {f}
tutuklama {i} die Verhaftung {f}
tutuklama emri {i} die Haftanordnung {f}
tutuklama emri {i} [huk]der Haftbefehl {m}
tutuklama emri {i} der Verhaftungsbefehl {m}
tutuklama emri çıkarmak {allg} Haftbefehl erlassen {allg}
tutuklama hakimi {i} der Haftrichter {m}
tutuklama kararı {i} [huk]der Haftbeschluss {m}
tutuklama müzekkeresi {i} der Haftbefehl {m}
tutuklama talimatı {i} die Haftanordnung {f}
tutuklamak {fi} abziehen {v}
tutuklamak {v} arretieren {v}
tutuklamak {fi} einbehalten {v}
tutuklamak {fi} einfangen {v}
tutuklamak {fi} festnehmen {v}
tutuklamak {fi} gefangen nehmen {v}
tutuklamak {allg} in Haft halten {allg}
tutuklamak {allg} in Haft nehmen {allg}
tutuklamak {v} inhaftieren {v}
tutuklamak {fi} inhaftierten {v}
tutuklamak {fi} internieren {v}
tutuklamak {v} kassieren {v}
tutuklamak {v} sistieren {v}
tutuklamak {v} verhaften {v}
tutuklamaya itiraz etme dilekçesi {i} die Haftbeschwerde {f}
Indirekte Treffer
gıyabi tutuklama emri tezkeresi {i} [huk]der Steckbrief {m}
gıyabi tutuklama kararıyla {s} steckbrieflich {adj}
haksız olarak tutuklama nedeniyle ödenen tazminat {i} die Haftentschädigung {f}
ihtiyati tutuklama {i} [huk]die Sicherungsverwahrung {f}
önlem olarak tutuklama {i} die Vorbeugehaft {f}
toplu tutuklama {i} die Verhaftungswelle {f}
tutuklama emri {i} [huk]der Haftbefehl {m}
tutuklama emri {i} die Haftanordnung {f}
tutuklama emri {i} der Verhaftungsbefehl {m}
tutuklama emri çıkarmak {allg} Haftbefehl erlassen {allg}
tutuklama hakimi {i} der Haftrichter {m}
tutuklama kararı {i} [huk]der Haftbeschluss {m}
tutuklama müzekkeresi {i} der Haftbefehl {m}
tutuklama talimatı {i} die Haftanordnung {f}