birbirleriyle {adv} | miteinander {adv} |
|
birbirleriyle ilişkilerini kestiler {allg} | sie haben sich entzweit {allg} |
|
birbirleriyle iyi anlaşmak {allg} | ein gutes Gespann bilden {allg} |
|
birbirleriyle ölçüştürmek {fi} | gegeneinander halten {v} |
|
birbirleriyle ölçüştürmek {fi} | gegeneinander stellen {v} |
|
birbirleriyle ilişkilerini kestiler {allg} | sie haben sich entzweit {allg} |
|
birbirleriyle iyi anlaşmak {allg} | ein gutes Gespann bilden {allg} |
|
birbirleriyle ölçüştürmek {fi} | gegeneinander halten {v} |
|
birbirleriyle ölçüştürmek {fi} | gegeneinander stellen {v} |
|
parçalanmış katmanların birbirleriyle olan bağlantıları ve bunu inceleyen bilim {i}
[yerb] | die Tektonik {f} |
|