TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
ağzı {i} [yol]die Wegkreuzung {f}
ağzı açık bakmak {fi} angaffen {v}
ağzı açık kalmak {fi} aus allen Wolken fallen {v}
ağzı bozuk {allg} lästerlich fluchend {allg}
ağzı bozuk {allg} loses Maul {allg}
ağzı bozuk {i} das Schandmaul {n}
ağzı çalkalamak {allg} den Mund spülen {allg}
ağzı çok laf yapan {s} schwatzhaft {adj}
ağzı çok laf yapmak {itr} plappern {itr}
ağzı daha süt kokuyor {allg} er ist noch nicht trocken hinter den Ohren {allg}
ağzı geniş balta {i} die Breithacke {f}
ağzı gevşek {a} indiskret {a}
ağzı iyi laf yapan {i} der Diskussionsredner {m}
ağzı iyi laf yapan {i} der Rabulist {m}
ağzı iyi laf yapan {s} wortgewaltig {adj}
ağzı iyi laf yapan kişi {i} der Demagoge {m}
ağzı iyi laf yapan kişi {i} der Redner {m}
ağzı iyi laf yapmak {allg} ein gutes Mundwerk haben {allg}
ağzı kalabalık olmak {fi} ein großes Mundwerk haben {v}
ağzı kapaklı bira sürahisi {i} der Bierkrug {m}
ağzı laf yapan {s} großsprecherisch {adj}
ağzı laf yapan {s} redegewandt {adj}
ağzı laf yapma yeteneği {i} das Mundwerk {n}
ağzı laf yapmayan {s} maulfaul {adj}
ağzı mühürlü {adv} gebunden {adv}
ağzı pis {allg} ein loses Mundwerk haben {allg}
ağzı sıkı {s} diskret {adj}
ağzı sıkı {s} mundfaul {adj}
ağzı sıkı {i} der Schleicher {m}
ağzı sıkı {s} verschwiegen {adj}
ağzı sıkı olmak {allg} dicht halten {allg}
ağzı sıkı olmak {fi} dichthalten {v}
ağzı sıkı olmak {allg} nichts ausplaudern {allg}
ağzı sıkılık {i} das Stillschweigen {n}
ağzı sıkılık {i} die Verschwiegenheit {f}
ağzı süt kokan genç {i} der Milchbart {m}
ağzı süt kokmak {allg} noch nicht trocken hinter den Ohren sein {allg}
ağzı süt kokulu {i} der Fant {m}
ağzı var dili yok {a} schweigsam {a}
ağzı var dili yok {s} wortkarg {adj}
ağzı yanmak {allg} die Finger verbrennen {allg}
ağzın geri tarafı {i} [anat]der Rachen {m}
ağzına bal sürmek {allg} jemandem Honig um den Mund schmieren {allg}
ağzına bal sürmek {allg} jemandem Honig ums Maul schmieren {allg}
ağzına bir parmak bal çalmak {fi} abspeisen {v}
ağzına dek dolu {adv} gestrichen {adv}
ağzına geleni söylemek {itr} donnern {itr}
ağzına kadar doldurmak {fi} Anfüllen {v}
ağzına kadar doldurmak {fi} ausschütten {v}
ağzına kadar doldurmak {v} voll füllen {v}
ağzına kadar doldurmak {v} voll gießen {v}
ağzına kadar dolmak {allg} anfüllen {allg}
ağzına kadar dolu {allg} gesteckt voll {allg}
ağzına kadar dolu {s} proppenvoll {adj}
ağzına kadar dolu {s} randvoll {adj}
ağzına kadar dolu {allg} schwappend voll {allg}
ağzına kadar dolu {s} übervoll {adj}
ağzına kadar dolu olmak {allg} bis auf den letzten Platz besetzt sein {allg}
ağzına layık {allg} nach jds Geschmack {allg}
ağzına sahip {s} wortgewandt {adj}
ağzına sahip olmak {allg} seine Zunge zügeln {allg}
ağzına sıçmak {allg} übers Maul fahren {allg}
ağzında bakla ıslanmamak {fi} ausschwatzen {v}
ağzında gevelemek {v} kauen {v}
ağzında gevelemek {itr} mummeln {itr}
ağzındaki baklayı çıkarmak {fi} die Katze aus dem Sack lassen {v}
ağzından çıkan lafa dikkat etmek {allg} jedes Wort auf die Goldwaage legen {allg}
ağzından kaçırmak {fi} ausplaudern {v}
ağzından kaçırmak {itr} [bitk]platzen {itr}
ağzından kaçırmak {fi} verplappern {v}
ağzından kaçırmamak {v} verschweigen {v}
ağzından kaçmak {fi} herausrutschen {v}
ağzından kapmak {fi} entlocken {v}
ağzından kapmak {fi} herausrutschen {v}
ağzından kerpetenle laf alınan {s} maulfaul {adj}
ağzından kerpetenle laf almak {allg} jemandem die Würmer einzeln aus der Nase ziehen {allg}
ağzından laf açmak {fi} aufschnappen {v}
ağzından laf almaya çalışmak {fi} ausquetschen {v}
ağzından laf çıkmamak {allg} nichts ausplaudern {allg}
ağzından laf çıkmaz {s} mundfaul {adj}
Indirekte Treffer
ağzı açık bakmak {fi} angaffen {v}
ağzı açık kalmak {fi} aus allen Wolken fallen {v}
ağzı bozuk {i} das Schandmaul {n}
ağzı bozuk {allg} loses Maul {allg}
ağzı bozuk {allg} lästerlich fluchend {allg}
ağzı çalkalamak {allg} den Mund spülen {allg}
ağzı çok laf yapan {s} schwatzhaft {adj}
ağzı çok laf yapmak {itr} plappern {itr}
ağzı daha süt kokuyor {allg} er ist noch nicht trocken hinter den Ohren {allg}
ağzı geniş balta {i} die Breithacke {f}
ağzı gevşek {a} indiskret {a}
ağzı iyi laf yapan {s} wortgewaltig {adj}
ağzı iyi laf yapan {i} der Rabulist {m}
ağzı iyi laf yapan {i} der Diskussionsredner {m}
ağzı iyi laf yapan kişi {i} der Demagoge {m}
ağzı iyi laf yapan kişi {i} der Redner {m}
ağzı iyi laf yapmak {allg} ein gutes Mundwerk haben {allg}
ağzı kalabalık olmak {fi} ein großes Mundwerk haben {v}
ağzı kapaklı bira sürahisi {i} der Bierkrug {m}
ağzı laf yapan {s} großsprecherisch {adj}
ağzı laf yapan {s} redegewandt {adj}
ağzı laf yapma yeteneği {i} das Mundwerk {n}
ağzı laf yapmayan {s} maulfaul {adj}
ağzı mühürlü {adv} gebunden {adv}
ağzı pis {allg} ein loses Mundwerk haben {allg}
ağzı sıkı {s} verschwiegen {adj}
ağzı sıkı {i} der Schleicher {m}
ağzı sıkı {s} mundfaul {adj}
ağzı sıkı {s} diskret {adj}
ağzı sıkı olmak {allg} nichts ausplaudern {allg}
ağzı sıkı olmak {fi} dichthalten {v}
ağzı sıkı olmak {allg} dicht halten {allg}
ağzı sıkılık {i} die Verschwiegenheit {f}
ağzı sıkılık {i} das Stillschweigen {n}
ağzı süt kokan genç {i} der Milchbart {m}
ağzı süt kokmak {allg} noch nicht trocken hinter den Ohren sein {allg}
ağzı süt kokulu {i} der Fant {m}
ağzı var dili yok {a} schweigsam {a}
ağzı var dili yok {s} wortkarg {adj}
ağzı yanmak {allg} die Finger verbrennen {allg}
akarsu ağzı {i} [coğ]die Einmündung {f}
akarsu ağzı {i} [coğ]die Mündung {f}
akarsu ağzı {i} die Ausmündung {f}
anahtar ağzı {i} der Schlüsselbart {m}
bıçağın kesici ağzı {i} die Messerschneide {f}
bıçak ağzı {i} die Messerschneide {f}
dölyatağı ağzı {i} der Muttermund {m}
dörtyol ağzı {i} die Kreuzung {f}
dörtyol ağzı {i} das Kreuz {n}
dörtyol ağzı {i} [yol]die Wegkreuzung {f}
dörtyol ağzı {i} der Kreisel {m}
dörtyol ağzı {i} der Scheideweg {m}
dörtyol ağzı {i} das Autobahnkreuz {n}
dörtyol ağzı {i} der Kreuzweg {m}
dörtyol agzı {i} der Kreuzweg {m}
fırın ağzı {i} die Ofentür {f}
fırın ağzı {i} das Ofenloch {n}
fırın ağzı işçisi {i} [mad]der Aufleger {m}
fırın ocağı ağzı kapağı {i} [mad]der Gichtdeckel {m}
halk ağzı {i} die Volkssprache {f}
halk ağzı {i} der Volksmund {m}
hayretten ağzı açık kalmak {allg} die Hände über dem Kopf zusammenschlagen {allg}
hayretten ağzı açık kalmak {allg} Mund und Nase aufsperren {allg}
hayvan ağzı {i} das Maul {n}
kap ağzı {i} die Tülle {f}
kap ağzı {i} der Ausguss {m}
kavşak ağzı {i} die Kreuzung {f}
kesici alet kesici ağzı {i} die Schneide {f}
koyun ağzı {i} [hayb]der Muffel {m}
kurt ağzı {allg} Anthirrinum {allg}
Kuzey Almanca ağzı ile yazılmış {s} niederdeutsch {adj}
maden ağzı {i} [mad]das Mundloch {n}
marangoz kurt ağzı {i} [tek]der Schwalbenschwanz {m}
mide ağzı {i} [anat]der Magenmund {m}
namlu ağzı {i} [ask]der Ausschuss {m}
nehir ağzı {i} die Flussmündung {f}
ocak ağzı alevi {i} die Gichtflamme {f}
ocak doldurma ağzı kapısı {i} [mad]die Gichttür {f}
rahim ağzı {i} der Muttermund {m}