TürkischDeutsch 
Direkte Treffer
ülke {i} das Gebiet {n}
ülke {i} die Heimat {f}
ülke {i} das Inland {n}
ülke {i} das Land {n}
ülke {i} die Scholle {f}
ülke almak {fi} ein Land erobern {v}
ülke barışı {i} der Landfriede {m}
ülke bilgisi {i} die Landeskunde {f}
ülke çapında {s} landesweit {adj}
ülke dışı {allg} exterritorial {allg}
ülke dışılık {i} die Exterritorialität {f}
ülke içi {allg} inländisch {allg}
ülke merkezi {i} die Landeszentrale {f}
ülke mutfağı {i} das Nationalgericht {n}
ülke ortalaması {i} der Landesdurchschnitt {m}
ülke sınırı {i} die Landesgrenze {f}
ülke toprağıyla ilgili {s} territorial {adj}
ülke toprakları {i} das Territorium {n}
ülke üzerinde ortak egemenlik {mn} Kondominat {mn}
ülke yönetimine ait {s} hauptstädtisch {adj}
ülkede {adv} daheim {adv}
ülkede barışı bozma suçu {i} der Landfriedensbruch {m}
ülkeden atma {i} die Abschiebung {f}
ülkeden ayrılırken {allg} bei der Ausreise {allg}
ülkeden çıkarma {i} die Deportation {f}
ülkeden çıkarma {i} die Deportierung {f}
ülkeden çıkarmak {v} deportieren {v}
ülkeden sürme {i} die Abschiebung {f}
ülkeden sürmek {fi} abschieben {v}
ülkeiçi trafik {i} der Binnenverkehr {m}
ülkeler arası {a} grenzüberschreitend {a}
ülkelerarası {s} grenzüberschreitend {adj}
ülkenin eğitim yapısı {i} die Einheitsschule {f}
ülkenin tarafı {i} das Landesinnere {n}
ülkenin içi {i} das Landesinnere {n}
ülkenin içine doğru {adv} Landeinwärts {adv}
ülkenin sahip olduğu akarsu ve göller {ç} die Binnengewässer {pl}
ülkenin sınırları {i} die Landesgrenze {f}
ülkenin toprağı {i} das Territorium {n}
ülkenin üzerine çöken felaket {i} die Landplage {f}
ülker {ç} [gökb]die Plejaden {pl}
ülker {i} [gökb]das Siebengestirn {n}
ülkesel {allg} territorial {allg}
ülkeye ait {s} inländisch {adj}
ülkeye giriş yasağı {i} [pol]das Einreiseverbot {n}
ülkeye göç {i} die Einwanderung {f}
ülkeye hükmetmek {allg} über ein Land herrschen {allg}
ülkeye ilişkin {allg} territorial {allg}
ülkeyi işgal etmek {allg} [den]das Land besetzen {allg}
Indirekte Treffer
alacaklı ülke {i} das Gläubigerland {n}
alıcı ülke {i} das Käuferland {n}
arka ülke {i} das Hinterland {n}
az gelişmiş ülke {allg} unterentwickeltes Land {allg}
az gelişmiş ülke {allg} weniger entwickeltes Land {allg}
bir ittifaka veya bloğa girmemiş ülke {s} blockfrei {adj}
bir kimsenin doğduğu ülke {i} das Geburtsland {n}
bir ülkenin yasalarının yalnızca o ülke içindeki olaylarda uygulanabilinir olması durumu {i} [huk]das Territorialitätsprinzip {n}
bütün ülke {allg} das ganze Land {allg}
Büyük Britanya'ya bağlı ancak kendi hükümeti ve parlamentosu olan ülke {i} das Dominion {n}
çağdaş ülke {i} das Kulturland {n}
coğrafi ve tarihi anlamda ülke bilgisi {i} [coğ]die Landeskunde {f}
dağlık ülke {allg} bergige Landschaft {allg}
denizi olmayan ülke {i} [den]das Binnenland {n}
dış ülke {i} [pol]das Äußere {n}
dışalımcı ülke {i} [tic]das Einfuhrland {n}
düzenleyen ülke {i} das Ausstellungsland {n}
en az gelişen ülke {allg} am wenigsten entwickeltes Land {allg}
en çok kayırılan ülke kaydı {i} die Meistbegünstigungsklausel {f}
en çok kayrılan ülke gümrük resmi {i} der Meistbegünstigungszoll {m}
en çok kayrılan ülke haddi {i} der Meistbegünstigungssatz {m}
en çok kayrılan ülke hükmü {i} die Meistbegünstigungsklausel {f}
en çok kayrılan ülke koşulu {i} die Meistbegünstigungsklausel {f}
en çok kayrılan ülke kuralı {i} die Meistbegünstigungsregel {f}
en çok kayrılan ülke şartı {i} die Meistbegünstigungsklausel {f}
en çok kayrılan ülke tarifesi {i} der Meistbegünstigungstarif {m}
en çok kayrılmış ülke gümrük resmi {i} der Meistbegünstigungszoll {m}
en çok kayrılmış ülke haddi {i} der Meistbegünstigungssatz {m}
en çok kayrılmış ülke kuralı {i} die Meistbegünstigungsregel {f}
en çok kayrılmış ülke tarifesi {i} der Meistbegünstigungstarif {m}
endüstriyel olarak gelişmemiş ülke {allg} industrieschwaches Land {allg}
farklı ülke şehirleri ile kültürel {i} die Städtepartnerschaft {f}
geldiği ülke {i} das Ursprungsland {n}
gelişmekte olan ülke {i} das Schwellenland {n}
gelişmekte olan ülke {i} das Entwicklungsland {n}
gelişmekte olan ülke {allg} [tic]blühendes Land {allg}
gezilen ülke {i} das Reiseland {n}
göçmen alan ülke {i} das Aufnahmeland {n}
gönderen ülke {i} das Lieferland {n}
hayali ülke {i} das Traumland {n}
ihracatçı ülke {i} das Exportland {n}
ihracatçı ülke {i} [tic]das Ausfuhrland {n}
ihracatın yapıldığı ülke {i} [tic]das Exportland {n}
iki ülke adına çalışan ajan {i} der Doppelagent {m}
iki ülke arasında kalan saha {i} der Korridor {m}
iki ülke arasında karşılıklı olarak nota vermek {i} [pol]der Notenwechsel {m}
iki ülke arasındaki ticaret esası {i} [pol]die Bilateralität {f}
imtiyazlı ülke {allg} präferenzbegünstigtes Land {allg}
ithalatçı ülke {i} das Importland {n}
ithalatçı ülke {i} [tic]das Absatzland {n}
ithalatçı ülke {i} das Abnehmerland {n}
kaynak ülke {i} das Bezugsland {n}
kaynak ülke {i} das Ursprungsland {n}
kaynak ülke {i} das Herkunftsland {n}
komşu ülke {i} das Nachbarland {n}
kutuplara yakın ülke {i} das Nordland {n}
kuzey ülke kökenli {s} nordländisch {adj}
mal üretilen ülke {i} das Herstellungsland {n}
malın satıldığı ülke {i} [tic]das Absatzland {n}
ortak ülke {i} das Partnerland {n}
partner ülke {i} das Partnerland {n}
petrol üreten ülke {i} das Ölförderland {n}
sahilsiz ülke {i} das Binnenland {n}
sanayileşmiş ülke {i} der Industriestaat {m}
sanayileşmiş ülke {i} das Industrieland {n}
sermaye ihraç eden ülke {i} das Kapitalexportland {n}
sıcak ülke meyveleri {i} die Südfrucht {f}
sığınma arayanları kabul eden ülke {i} das Aufnahmeland {n}
sınırdaş ülke {i} das Nachbarland {n}
tahıl üreticisi ülke {i} das Getreidenland {n}
teslimatçı ülke {i} [tic]das Bezugsland {n}
tropik ülke meyveleri {i} die Südfrucht {f}
tüm ülke {allg} das ganze Land {allg}
üç dil konuşulan ülke {allg} dreisprachiges Land {allg}
üç resmi dilli ülke {allg} dreisprachiges Land {allg}
ücretlerin düşük olduğu ülke {i} das Billiglohnland {n}
ücretlerin yüksek olduğu ülke {i} das Hochlohnland {n}
üçüncü ülke {i} das Drittland {n}